Bugün ülkenin önündeki en büyük sorunun terör olduğundan hiçbirimizin kuşkusu yok. 30 yıldır boğuştuğumuz terör ülkeyi her açından büyük sıkıntılara sokmuştur. Türkiye; bu terör belasıyla uğraşırken, gelecek Türkiye’sini oluşturacak yeni kuşakların yetişmesini sağlayacak “EĞİTİM” gözden kaçmaktadır. Ülkem, eğitim sorununu çağdaş ülkeler düzeyine ulaştıramaz ise, gelecek Türkiye’sinin aydın, uygar ve bilimsel donanımlı gençlerini yetiştiremeyecek ve Ortaçağ karanlığına mahkum olacaktır. Eğitim, ülke gündeminin yoğun olması nedeniyle gözden kaçmakta veya kaçırılmaktadır. Son yıllarda hiçbir siyasinin ağzından eğitim ile ilgili yapılacak bir atılım duydunuz mu?
1933 Üniversite Reformu ve ileriki yıllarda Köy Enstitüleri kurularak, laik ve demokratik Türkiye’nin eğitim temelleri güçlendirilmiştir. Ama ne yazık ki, 1950 sonrası Demokrat Parti iktidarında Köy Enstitüleri kapatılmış ve Cumhuriyet’in şah damarı kesilmiştir. Binlerce özlem ve gelecek hayali, bu kurumla birlikte tarihe gömülmüştür. Bunun açtığı yaralar, bugünlerde dahi ortadan kaldırılamamıştır.

EĞİTİMDE NEREDEN, NERELERE GELDİK...


Bugün Türkiye’de gençlere yeterli eğitim verildiğini kimse iddia edemez... Edemediği gibi, verilen bu eğitimle de asla çağı yakalayamayız.
AKP, iktidara geldiğinden bir süre sonra, yavaş yavaş, dozu arttırılarak dini eğitimi ön koşul olarak ortaya çıkarmıştır. Bu gidiş, son birkaç yılda çok üst düzeylere çekilmiştir. Düşünebiliyor musunuz; Batı bilimle uğraşırken, Diyanet’te bir hoca efendi, Prof. Dr. Ali Erbaş “ 500 olan imam hatip lisesi sayısını 3 bin 500’e” , “sayısı 17 olan ilahiyat fakültesi’ini 100’e” ve “sayısı 60 bin olan imam hatip lisesi öğrenci sayısının da 1.5 milyon öğrenciye” ulaştığını söylüyor ve övgüler düzüyor. Hoca efendi, (yanlış anlaşılmasın Pensilvanya’daki hoca değil) bunlarla övüneceğine, uluslararası sanat, kültür ve bilimde nasıl ödüller kazandığımızı açıklamalıydı. Bu ülkede artık, üzülerek söylemeliyim ki, din siyasete alet edilerek her şeyin önüne geçirilmiştir. Aşağıdaki tablonun yorumunu siz sayın okurlara bırakıyorum.

AZİZ HOCA’DAN ÇARPICI MESAJLAR...


Öğrenmek istiyorum;
Cumhuriyet’le birlikte oluşturulan
Tevhidi-i Tedrisat’tan eser kaldı mı?
Sanatı, kültürü ve eğitimi üst düzey
olamayan bir ülkede demokrasiden
söz edilebilir mi?
Şu an da İslam aleminin içinde bulunduğu bilim, sanat ve kültür düzeyi sizlere neler düşündürüyor?
Olimpiyat şampiyonluğu kazanan sporcular bile devşirme değil mi?
Şu anda Süper Lig’te ve Milli Takım’da oynayan futbolcuların çoğu, Avrupa’da yetişmiş Türk çocukları değil mi?
Sakın, Sayın Prof. Dr. Aziz Sancar Hoca var demeyin, “ağzınıza biber sürerim...”
Aziz Hoca ne diyor? “İslam dünyasının 500 yıldır bilime katkısı yok. Ben laik Cumhuriyet’in ürünüyüm. Aldığım Nobel Ödülü’nü de Anıtkabir’de Ulu Önder’e emanet ediyorum...”
Türk büyüklerimiz, bu size neyi anlatıyor? Ancak bu derinliği anlamak için, Cumhuriyet’in aydınlığı içinde olmak gerekir.
Yine bir üniversitede Aziz Hoca diyor ki; Benim buluşlarımı ders kitaplarında okuyan çocuklar, bunu bir “TÜRK” bulmuş desinler, onun gururu bana yeter.” Hoca devam ediyor; “Bugünkü başarımı, Atatürk ve Cumhuriyet’in bilimsel evrimlerine borçluyum.”
Ülkeyi yönetenler, eğitim bir ülkenin geleceğidir. Dini eğitime öncelik verirseniz, bu ulusu karanlık Ortadoğu’ya taşırsınız. Her zaman, her yerde imam hatipli olduğunuzu söylüyor ve öne çıkarıyorsunuz. Neden bunu devamlı söylemek zorunluluğunu duyuyorsunuz? İmam hatip liseli olmak bir ayrıcalık mı? Öğrenmek istiyorum; peki diğer eğitim kurumlarında okuyan çocuklar için ne düşünüyorsunuz? “Bir gün herkes imam hatipli olacak” mı diyorsunuz? Gençleri ayrıştırıyorsunuz. Mutlaka genç kuşaklar dinlerini öğrenmeli. Bizler Anadolu’da muhafazakar ailelerde büyüdük. İmam hatip lisesinde okumadıysak, biz dinimizi nereden öğrendik?
Özetle; din, siyasete alet edilemeyecek kadar kutsaldır. Bana düşmez ama günahkar olursunuz. Eğitimden elinizi çekin.
Eğer bir maharetiniz varsa, eğitimde batıyı yakalayacak standartları getirin.
Son söz: Herkes, sistemin fabrikasından çıkmış gibi görünüyorsa, sizin farklılığınız üretim hatasıdır. Sistemin hatalı ilan ettiği insan; hür düşünceli insandır.