Ülkenin içinde bulunduğu ağır koşullara içimiz yanıyor. Nasıl, neden ve niçin bu durumlara geldiğimizi anlayan varsa beri gelsin. Biz kendi içimizde kangren olmuş katil PKK’yı yok etmek varken, Ortadoğu’nun ağababası olmaya soyunduk. Zaten dış güçlerin istediği bizi Ortadoğu bataklığına çekmek değil miydi? Onu da başardılar. Rus uçağının düşürülmesi üstüne tüy dikti… Rus uçağını neden düşürdüğümüzü kamuoyu çok merak ediyor. Bu olayla birlikte Rusya’yı da karşımıza aldık. Ekonomik açıdan çok büyük zarar görürken, bir de Rusya PKK ve PYD’ ye yardım etmeye başladı. Esad gidecek derken, Davutoğlu beyaz havlu attı…
Ülkem çok ince bir süreçten geçiyor. Tüm yurttaşlarda bu yönde çok ciddi kaygılar oluşmaya başladı. Dışta bu denli ağır sorunlar yaşanırken; içerde de çok ciddi ekonomik sıkıntılar, her gün gelen şehit haberleri ve siyasi arenada oynanan orta oyunları devam ediyor.

MUHALEFET KENDİ DERDİNE DÜŞMÜŞ


Ülkeyi yönetenler her gün mutluluk nutukları atıyor. Zaman zaman düşünüyorum; acaba biz başka bir ülkede mi yaşıyoruz? İktidar böyle de, muhalefete ne demeli?
Nazar değmesin, muhalefet partileri de kendi iç sorunlarıyla uğraşıyorlar. Soruyorum; bu ülkenin geleceği ile ilgili kaygıları nasıl çözüp, yok edeceksiniz? Alışılmış bir söz vardır; biz geldik gidiyoruz da çocuklarımız ve torunlarımız ne olacak? Çocuklarımız ve torunlarımız için karanlık bir geleceğin kaygılarını bize yaşatmayınız.
Yeni Anayasa, başkanlık ve dokunulmazlıklar derken işler giderek daha zorlaşacak ve derinleşecek. Ekonomi, işsizlik ve iflaslardan hiç mi haberiniz yok? Sık sık meydanlarda “milletim” diyorsunuz ama millete hiç kulak vermiyorsunuz.
Sayın Bahçeli; siz bu ülkeye akademisyen ve siyasetçi olarak hizmetler verdiniz. Bu koltuk sevdası asla geçmişinize zarar vermemeli. MHP kongresini yapın ve Türkiye’nin önünü açın. “Sayın Bahçeli kongreden korkuyor” dedirtmeyin. Çevrenizdekileri dinlemeyin ve kong-reyi mutlaka toplayın. Gönlümden geçeni sorarsanız, aday olmayıp “İKİNCİ BAŞBUĞ” olmanızdır. Yine söylüyorum, bu davranışınız Türk demokrasisinin önünü açacak ve deprem etkisi yapacaktır. Böylelikle, Türk siyasetinde dengeler değiştiği gibi, AKP’nin de tek başına iktidarı son bulacaktır.

DEVLET BAHÇELİ’YE HAYATİ SORULAR


Sayın Bahçeli, kamuoyu sizden şu soruların cevabını bekliyor…
- Uzun yıllardır genel başkanlık yaptığınız MHP’de 1 Kasım seçimlerinde aldığınız sonuçtan memnun musunuz? Partiniz siyasi “DİYET” yaparak mı eriyor, yoksa Allah korusun kötü hastalığa mı yakalandı?
- Muhalifler, orta oyunu oynuyor dediniz. Orta oyunu bu kadar kalabalıklarla mı oynanıyor ! ?
- Geçen haftaki grup toplantısını bitirirken, yüz ifadenizdeki yumuşama doğrusu biz izleyenleri çok etkiledi. Her zaman ki sert tavrınız yoktu, bu değişimin sebebi neydi?
- Kurultayla ilgili yargı kararlarında iddia edildiği gibi AKP desteği var mı?
- Demokratik bir ülkede seçime girecek rakip adaylara parti disiplini uygulanır mı? Bu sizin demokrasi anlayışınızla örtüşüyor mu?
- “Ülkücü hareketten gelmek önemli” dediniz. Meydanlarda toplanan ve yönetim karşıtı slogan atan topluluklar ülkücü değil miydi?
- Size bunca yıl “istifa” diye bağırıldığını hatırlıyor musunuz? Lider kendi ülküdaşlarının sesini dinleyip, değerlendirmez mi?
- Sayın Koray Aydın için “ülkücü hareketten geliyor” diyorsunuz. Yıllardır sırt sırta siyaset yaptığınız diğer üç aday ülkücü kökenli değilse, nasıl partide bulunmalarına izin verdiniz?
- Sayın Akşener, yakın zamanda mı paralelci oldu, yoksa geçmişten beri paralelciydi de, yeni mi haberiniz oldu?
* Artık bu paralel lafından da gına geldi. Bu laf öyle hale geldi ki, bazı siyasi partilere can simidi mi oldu?
Sayın Bahçeli; kongreyi yapmayıp “2018 yılına kadar kalacağım” derseniz, Türk halkı da ünlü Yemen türküsünün sözlerini değiştirip; böyle mi söylemeli?
BURASI HUŞTUR, YOLU YOKUŞTUR “GELEN GİTMİYOR” ACEP NE İŞTİR?

Son söz: İnsanlar, sizi eskisi gibi kullanamadıklarında değiştiğinizi söylerler. Friedrich Nietzsche