Yıllar önce işadamları ödenmeyen alacakları için yargı yerine çek-senet mafyasına giderlerdi. Bu yol; yargı süreci uzun sürdüğü için tercih edilirdi. Şu bir gerçek ki AKP iktidarı ile bu örgütler çökertildi.
Bu örgütler ortadan kaldırıldı diye sevinirken yıllar içinde toplum yaşamında, gelecekte ülke için çok büyük tehditler yaratacak bir yapılanmanın temelleri atılıyordu. Çok masum görünen ve kollanan bu yapılanma din bezirganlığı yapıyor ve muhafazakar iktidarın da nimetlerinden yararlanarak toplumda güç kazanmaya başlıyordu. Kimse farkında değildi, aslında yeni bir mafya örgütü oluşuyordu: ‘FETULLAH’. Başlangıçta kurban bağışları toplanıyor, yurt içinde ve yurt dışında fakir insanlara dağıtılıyordu. Bu görüntü büyük toplum kesiminde hoşgörü ile karşılanıyordu. ”Durmak Yok, Yola Devam” sloganı ile ticari yaşam ve eğitim alanlarına girmeye başladılar. İşi büyüttüler, yurt dışında da cemaat okulları açıyor, bu sayede o ülkelerde büyük siyasi güç haline geliyorlardı. Yurt dışındaki okulların bulunduğu ülkelerde Türk iş adamlarının ticari işlerine aracılık, karşılığında da parasal destek alıyorlardı. Yurt içinde toplanan bu bağışlara “HİMMET” diyorlardı. Yurt içindeki okullarda fakir çocuklara eğitim verilip, beyinleri yıkanıyor ve mezun olduklarında siyasi iktidarın desteği ile (ne istedilerde vermedik?) kamuda çok önemli görevlere geliyorlardı. Devlet içinde, devlet kadar güçlü hale gelince iş adamlarına gözdağı veriyor, iş adamlarının yapacağı bağış miktarlarını da kendileri belirliyorlardı. Sıkıysa karşı çık ödeme anında, tepelerine çöküyorlardı (maliye, yargı, polis).

FETÖ’DEN AĞZIMIZ YANMADI MI?

Bu cemaatin ne işler çevirdiğini, emperyalist istihbarat örgütlerine taşeronluk yaptıklarını sağır sultan bile duymuştu. Gelin görün ki nedendir bilinmez, örgüte gereği yapılmıyordu. FETÖ’nün bu denli bir güç haline geleceğini yönetenler ve MİT ne hikmetse ortaya çıkaramıyordu. ”Beraber yürüdük biz bu yollarda” adlı şarkının salt AKP’lilere ait olduğunu sanıyorduk meğer koroda bu ayrık otları da varmış. Büyük bir badire atlattık, Allah yüzümüze baktı. Bu badire az hasarla atlatıldı, derslerini aldılar.
FETÖ’den ağzımız yanmamış gibi üst düzey bir Diyanet yetkilisi FETÖ dışındaki cemaatlere övgü yağdırıyor. Pes artık, hala akıllanmadık mı? Yapmayın, hep birlikte ”Yüce İslam”ı bu cemaatlerin elinden kurtarmamız gerekmiyor mu? Merak etmeyin emperyalist Batı FETÖ yerine yeni bir ‘taşeron örgüt’ koymak için çalışmalara başlamıştır.

HUKUKÇULARDAN ÖNEMLİ UYARI

Ülkede gözaltılar ve tutuklamalar sonucu büyük sıkıntılar yaşanıyor. Tüm ülke için zorlu bir dönem. Darbe girişiminde bulunan hainler en ağır cezalara çarptırılmalıdır. Bu hainler yalnız bunu yapmakla kalmadı, geçmişte Ergenekon ve Balyoz uydurmaları ile TSK mensupları ve saygın gazetecileri yıllarca mahkum ettirdiler. Tutukluluk dönemlerinde aile bireylerinin maddi ve manevi neler çektiklerini düşünmediler. Bu vatanseverler bu sıkıntıları yaşamalarına rağmen medyada ve televizyonlarda bu hainlere ağızlarını bozmadı.
FETÖ darbecileri bir kasaba imamına inanmış, aynı zamanda emperyalist uşaklığı (taşeronluk) yapıyorlardı. Darbe girişimi sonrası ülkede örgüte yardım ve yataklık etme şüphesiyle soruşturmalar ve tutuklamalar başlarken, meslekten ihraçlar yapılıyor ve mal varlıklarına da el konuluyor. Ancak hukukçular uyarıyor!... Yargılamalar sonuçlanmadan bu işlemler yapılmamalı diye... Uygulamalar çok özenle yapılmazsa, kanayan yeni yaralar açılacak. Baba hainlik yaptıysa çocuklarının ne günahı var? Denilebilirki; onlar da Ergenekon ve Balyoz uydurmaları ile yıllarca hapis yatan vatanseverlerin aileleri neler çekti düşündüler mi? Vatansever kahramanların, yaşadıkları acılara rağmen tutuklanan hainlerin geride kalan aile bireyleri için ‘oh olsun, iyi oldu’ demediklerinden de adım gibi eminim.
Ülkeyi yönetenler; bu ülke 3 milyon Suriyeli mülteciye kucak açtı. Yıllardır onları barındırırken, çocuklarına da eğitim veriliyor. Bu duyguları taşıyan bir toplum, inanıyorum ki darbeci bu hainlerin aile bireylerini ortada bırakıp yeni ayrışmalara neden olmayacaktır.
Unutmayalım; adalet mülkün temelidir.
SON SÖZ: Sonuçları değil, başlangıçları değiştirmek gerekir. ALAİN