Fenerbahçe ligden sonra Avrupa’da da adeta tel tel döküldü. Sezon başında hem lig hem de Şampiyonlar Ligi’nde başarı sözü veren yönetim yapmış olduğu hatalı transferlerin ceremesini çekiyor. Bu yapılan yanlışlıkları düzeltmek Dick Advocaat’ın beceri alanına ne yazık ki girmiyor. Bu yapılan yanlışlıkları değil Advocaat, Mourinho gelse toparlayamaz. Fenerbahçe eğer devre arası transfer sezonunu çok verimli geçiremezse bu sezon hezimete dönüşebilir. Ligde tribünlerde yükselen tepkiler artık bundan sonra Avrupa için de artarak devam edecektir.

Maçı genel yorumlamak gerekirse İngiliz ekibi ilk yarıda oyunu forze ederek lehine çevirmeyi başardı. Maçın ilk penaltısı her ne kadar yanlış da verilmiş olsa karşılaşmanın sonucunu buna bağlamak çok yanlış olur. Tabir yerindeyse Manchester eze eze yendi. Fenerbahçe’nin savunma yapısı ve ruhsuz bir futbol oynayan oyuncularıyla sahadan ucuz kurtuldu da diyebiliriz. Daha farklı bir netice olabilirdi. Bundan sonra yapılması gereken en az hasarla nasıl kurtulacağıdır. Aslında burada dikkat edilmesi gereken konu iki takım arasındaki kalite farkıdır. Mourinho, Ibrahimovic’i kulübede oturturken maçı lehine çevirmesini bildi. İkinci golden sonra Advocaat’ın yüzünü gördüğümüzde Fenerbahçe’nin durumunu özetler gibiydi.

Son olarak Fenerbahçe yönetimi başka işlerle uğraşmayı bırakıp tribünün sesine de kulak vermelidir. Aksi takdirde çok güvendikleri delegeleri bile sırtlarını dönebilir. Maçın hakeminin ilk verdiği penaltı çok yanlış bir karardı. Sonraki penaltı kararı yüzde yüz doğruydu. Hakem pozisyonlara yakındı ama bazen pozisyona çok yakın olmak da hakeme hata yaptırabilir. Zaten sonrasında da hakemi zorlayan pek bir şey de olmadı. Oyuncular bireysel olarak kendilerine oynamaya çalıştılar.