7

17 Ağustos Depremi’nin üzerinden tam 17 yıl geçti. Sonrasında neler oldu, neler yapıldı, yaraların sarılmasının ötesinde ne gibi tedbirler alındı, mühim soru işaretleri olarak duruyor bir kenarda. Ancak tek bildiğim o korkunç felakette yaşamını yitirenler tam tamına 17 yıldır aramızda değiller. Ölümün yüceltilip, sıradan hale getirildiği memlekette, yaşatmak üzerine çok az emek dökülüyor. Ölüm insanın kaderi ya, sonuna kadar kullanıyorlar bunu. Evet hepimizi bekleyen son - ya da kimilerine göre başlangıç - ölüm! Ama ölümün adil olması için de, yaşamın adil olması gerekmiyor mu dostlar? ‘Esbaba tevessül, sonra tevekkül’ der büyükler. Yani ‘sen tedbirini al, gerisini Allah’a bırak’ öğüdüdür bu. Galiba her olan bitene ‘fıtratta var’ demeden önce, bu Kur’ani terimi aklımızdan geçirip konuşmak en hayırlısı olacak, hepimiz için. Bu vesileyle 17 Ağustos’taki o korkunç karanlıkta yaşamını yitiren canlarımıza Allah’tan rahmet, canlarımızın yakınlarına, Türkiyemiz’e ve tüm insanlığa başsağlığı dilerim. Umarım birçok felakete hazırlıksız yakalanan bizim gibi ülkeler, böylesi felaketlerle bir daha karşı karşıya kalmaz.

5

Venedik #yerindegüzel

Sadece İtalya’nın değil dünyanın sayılı birkaç büyülü kentinden biri Venedik. Hafta içinde bu harikulade mekana yaptığım seyahatte bir kez daha büyülenmiş olarak döndüm. Daha önce görmediğim yerlerinden, mesela San Clemente Adası’nın eşsiz güzelliğine tanık oldum. Adada - yenilenmiş olan- 1100 ‘lü yıllardan kalma eski devasa bir manastırın olması burayı başlı başına ziyaret sebebi bana kalırsa. Muhteşem ağaçlarla kaplı, huzurlu San Clemente Adası’nı mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Venedik’te bir hayli Türk’le karşılaşmam, insanımızın Venedik’e ilginin her geçen gün arttığının gösteriyor. Bu durumda gideceklere birkaç tavsiye vermem gerek: Özellikle, bebek arabasıyla sakın gideyim demeyin zira irili ufaklı köprülerden iniş çıkışlar canınızı bezdirebilir. Aynı şekilde çek çek valizler de başa bela. San Marco Meydanı ve Rialto Köprüsü yakınlarında yemek yerseniz biraz tuzlu hesap ödemeye de razı olun. Gece hayatını unutun. Kent genelinde fiyatlar da fena sayılmaz. Venedik’in alışılmışın dışında romantik bir yer olduğunu düşünürsek, romantizmi arttıracak dizeleri de ezberlemeden gitmeyin derim.

6

Göksel şarkıları

Göksel, tanıyıp tanıyabileceğim en naif insanlardan sanırım. Tabii bu naifliğinin altında yatan hınzır, küçük kız çocuğunu görebilen herkes için de müthiş eğlenceli, sapasağlam bir dost. Yazdığı sözler şapka çıkarılası, besteleri akıl uçuran türden.  Zaten dinleyici kitlesinin kalitesinden de müziğin zirvesinde olduğu gayet net görülüyor. Şimdilerde yeni albümünün telaşında. Sürekli üretiyor. Şarkı yazmak, bestelemek hiç kolay iş değil. Bunun hakkını da öyle güzel veriyor ki yeni şarkıları duyunca mest olacaksınız, şimdiden söyleyeyim. Hayatındaki mütevazı duruşuna, şarkılarındaki kadınsılığına, isyanına, öfkesine, kalp acısına, eğlencesine ve daha bir çok şeye 29 Ağustos’taki Harbiye Açıkhava’daki konserinde tanıklık edeceğim. Size de harikulade Göksel şarkılarını kaçırmayın derim.