56

‘Birkaç öfkeli genç’ in ne yaptığını görüyorsunuz değil mi? Peygamber Efendimiz’in mezarına kadar girip bombayı patlatabilecek kadar İslamiyete düşmanlar. Ey bu örgüte sempati duyan ya da destekleyen müslüman ahali! Bunlar Müslüman mı sence? Işid son saldırılarıyla kendisinin aslında ne olduğunu milletin ve yönetenlerinin gözüne gözüne soktular. Kalbimiz İstanbul Atatürk Havalimanı, ardından Bağdat ve nihayetinde şaşırtan Suudi Arabistan saldırıları ve bombalamaları. Hem de Peygamber Efendimiz’in kabrinin yanıbaşına kadar gelip din uğruna, sözüm ona İslam uğruna işlenen eli kanlı cinayetler...
Güvenlik ya da istihbarat ya da yönetim zaafiyeti var mı, yok mu ? Soru gayet basit, açık ve net. Irak İçişleri Bakanı ‘nın bile 250 kişiyi aşan cenazenin ardından istifa edişi ‘Ortadoğu ülkelerinde de varmış bu istifa müessesi’ dedirtti ya bize. Vay arkadaş!! Bir de bize bakana. Bir yıldır memleket kan gölüne döndü neredeyse. Onlarca saldırı, bombalama, ölümler, kayıplar ama hala bizimkilerde tık yok. Yapıştılar koltuklarına beceremedikleri halde gitmiyorlar, gidemiyorlar. Gitseler başlarına gelebilecek büyük felaketlerden korkuyorlar herhalde. Hırsları uğruna, iş bilmemezliklerini hamasetle, içi boş, türlü nutuklarla gizleyerek yardakçılarından alkışlar alarak o koltuklarda oturmaya devam ediyorlar. Varsa yoksa öte dünyadaki yaşamın bize sunacakları... Memleketimin bakanına Irak’tan onurlu bir davranış örneği verebileceğim aklımın ucuna dahi gelmezdi açıkçası. Maalesef Irak’tan da beter duruma getirdiler memleketi ya. Ben ona yanıyorum!

54

Lexus’la Trakya yollarında...

Memleketin dört bir yanı ayrı güzel. Bundan hiç kuşkunuz olmasın. Yalnızca biraz daha özenli olmaya, toprağa bakmaya, estetiksel dokunuşlar yapmaya gerek var. Gerçi olanı ve doğalı yerle bir etmekte, yaşanmaz hale getirmekte ve hatta yok etmekte üstümüze yok. Özellikle milletin kimi şuursuzları ya da para gözleri bu konuda fazlasıyla maharetli. Geçtiğimiz hafta sonu kendimi İstanbul’da kalmaya kurgulamışken birden bire gaza basıp gidesim geldi. Altımda Lexus’un sınır tanımayan RC200T modeli olunca, ver elini Trakya’nın bağları dedim. Hafiften çiseleyen bir yağmur sonrası uçsuz bucaksız araziler, yeşilin bin bir tonunun dansı, sapsarı ayçiçeği tarlaları, eylüle kendini hazırlayan bağlar... Muhteşem Trakya doğasında heyecan ve huzur içinde ilerlerken, Silivri tabelasını görünce işler değişti tabi. Fikirlere tahammülsüzlüklerin, kurulan kumpasların mabedi Silivri Cezaevi! Genelkurmay Başkanı’nı bile terör örgütü kurmak suçlamasından yatırdıkları ve kimilerine nelerin reva görüldüğü şu yakın dönemden söz ediyorum. Trakya’nın geniş ve doğurgan topraklarında direksiyon sallarken, ‘Bu kadim topraklardan kimler geldi, kimler geçti. Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var!’ dizeleri geçiverdi aklımdan. Sonra da durmak yok, yola devam dedim, bastım gaza!

55

Toprağın kadını olmak

Organik bakım ürünleri denince aklıma o huzurlu yeşiliyle Yves Rocher geliyor. Sadece hanımlarımızın değil kendine dikkat eden, vücut ve cilt bakımına önem veren erkeklerin de vazgeçilmezi. Nihayetinde öleceksek de yakışıklı gitmek gerek bu yalan dünyadan. İnsan kendine bakmalı dostlar. Kokmamalı, güneşte yanan ya da kuruyan cildini nemlendirmeli, saçlarını, ellerini sevmeli, önemsemeli. Yves Rocher sadece bir bakım ürünü markası değil. Bakınız; takdire şayan projelere de imza atıyorlar. Mesela, “toprağın kadınları” bunlardan en önemlisi. Doğa ve çevreyi koruma amacıyla kurdukları vakıf aracılığıyla, dünya çapında kadınların projelerini destekliyor, onlara maddi-manevi destek veriyorlar. Mesela geçen yıl ‘Nimri’de Yeniden Hayat’ projesi ile Türk mimar Özgül Öztürk birincilik elde etti. Bununla da kalmadı bir de dünya halk oylaması ile dünya jüri oylamasında da birinci oldu. Bu harikulade projede kadınlarımız çalışkanlık, yetenek ve başarılarıyla damga vuruyor. Ey hanımlar! Biyoçeşitlilik, toplum ve eğitim alanında projeleriniz varsa Yves Rocher Vakfı ve dağıtacağı binlerce Euro sizi bekliyor.

Pazar kaçışı Bakucha’ya 

İstanbul’a 1 buçuk saatlik mesafedeki bir doğa cennetinden söz ediyorum. TEM otoyolunun Lüleburgaz ayrımından saptınız mı Hamitabat Köyü çıkışının hemen dibinden ayrılan toprak yol sizi uçsuz bucaksız bağlara, ayçiçeği tarlalarına, seyretmelere doyamayacağınız gün batımına ve lavanta kokularına götürüyor. Bakucha Hotel’in bahçesinden gün batımını izlemek Tanrı’dan tam anlamıyla bir hediye bence. Trakya’nın gastronomi ve doğa oteli Bakucha kafa dinlemelik, harikulade bir mekan. Ruhunuz burada dinlenirken, harika hamam ve spası sayesinde vücudunuz da gevşiyor, rahatlıyor. Istranca Dağları’nın eteklerinde uzanan vadiye hayran kalıp ‘neden daha önce keşfetmedim ki acaba buraları?’ diyerek içleneceksiniz. Sadece bağlar yok burada. Vadi boyunca uzanan türlü meyve ve armut ağaçları, bostanlar... Hepsi ayağınızın altında. Özel organizasyonlar için, hatta butik caz ve akustik konserleri için tasarımlanmış otelin kulesine çıktığınızda göreceğiniz manzara karşısında nefesiniz kesilebilir. Bunu gerçekten abartmadan söylüyorum. Beton bloklar, egzoz dumanı ve ne yazık ki memleketin acı dolu gündemi... Atlayın arabanıza, gelin buraya birkaç saat sonra harikalar diyarındaki Alice gibi hissedeceksiniz kendinizi. Ey İstanbullu kardeşim, Bakucha’yı kaçış alternatifleriniz arasına mutlaka almalısın bence.

53

Zarrab efendi!

ZarraB’ın ‘safları sıkılaştıralım beyler’ tarzı savunma ekibini güçlendirmesine bakınca sıkı bir karşılaşmaya hazırlanan teknik direktörün hırsını görüyoruz sanki. Her mevkiye adam alıyor. Hem de en pahalılarından. Zira hadise sandığımızdan daha karmaşık ya da çetrefilli galiba. Yoksa milyonlarca dolar harcayıp böylesi bir savunma ekibi oluşturmazdı. Tüm bunlar olurken Yüce Divan’dan sıyrılmış eski bakanlardan ya da kimi partililerden yardım ya da para alıyor mu bilmiyoruz ama Zarrab’ın duruşmalarının son derece kıran kırana geçeceği aşikar.
Her akşam Twitter’da tapeleri merakla beklediğimiz günlerde bir bu kadar meraklanmıştım, bir de şimdi. Acaba ne olacak diye merakla bekliyorum. Söz konusu insan memleketin sözüm ona yüzde 15’lik cari açığını kapatan bir zat. Ama bu sefer karşısındaki adalet Türk değil Amerikan adaleti. Kıran kırana geçecek belli. Bakalım ne olacak? Heyecanla bekliyoruz.