Esas sorun ne biliyor musunuz? Hep tribünlere oynuyoruz. Mesela geçtiğimiz hafta... Piyasada dilden dile konuşulan konu İran paralarının Türkiye’ye girmesiydi. Doların hafta başında çıktığı 2.97 lira seviyesinden, 2.88 liraya kadar inmesinin altında öncelikli olarak bu haber yatıyordu.
İddia oydu ki İran’ın ambargo nedeniyle bloke edilen ve ocak ayında yaptırımların sona ermesiyle serbest bırakılan yaklaşık 100 milyar doların bir kısmı Türkiye’ye giriyordu. Amma velakin dolar haftayı 2.92 liradan kapattı. Sen Türkiye’ye 100 milyar doların bir kısmını sokacaksın, hem de dolar bütün para birimleri karşısında gerilerken düşe düşe sadece 5 kuruş düşecek! Demek ki durum sandığımızdan daha da vahim... Belki 10 lira daha iner inmez ama buraya kadar.

EKONOMİ NİYETİNE GÜNDE KIRK KERE 

Dezenformasyon nedir? Yanlış bilginin kasıtlı olarak yayılması... İnsanları yönlendirmek amacıyla kullanılan en önemli araçlardan biridir. Çeşitlidir. Uygununu seçer, kullanırsın. Havuzlar bu yüzden kurulmadı mı? Devletin kaynakları bu havuzlara bağlanmadı mı? Erdoğan’ın korumaları Ekvadorlu milletvekilini dövüyor, haber olmuyor! Neden? İşte burada tekrar başa dönüyoruz. Sadece algı yönetimiyle sorunları halledebileceğimizi sanıyoruz. Bir şeyi kırk kere söylersen olur misali günde yüz kırk kere “iyiyiz” diyoruz ama hiçbir şeyi değiştirmiyoruz.

GERÇEKLER SIKINTI YARATIYOR

İktidar, bakanlar ve hatta Merkez Bankası devamlı algı yönetiyor ama elle tutulur hiçbir şey yok ortada... Enflasyon çıkmış anasının gözüne, iflas erteleme isteyen isteyene, üretim düşüyor, kârlar düşüyor, işsiz, işsiz sayılmadığı halde işsizlik artıyor, ihracat göçmüş, turizm çökmüş, ülkede savaş yaşanıyor ama iyiye gidiyoruz! Tek sıkıntımız var: Gerçekler... Asgari ücrete yapılan zam daha insanlar pazara gitmeden cepte eridi. Daha büyük sıkıntı mı olur? Maazallah halk gerçekleri bilirse halimiz nice olur?

SIRADA NE VAR?

Tamam, hadi iyiye gidiyoruz diyelim? Ne yaptık da iyiye gidiyoruz? Neyi değiştirdik? Aylık, üç aylık, altı aylık reform programları açıkladık. Bu mudur? Açıklama ile iş bitiyor mu? Uygulama nerede? Peki, uygulamaya imkân var mı? Erdoğan başkanlık kampanyasını çoktan başlattı. AKP tarafından kurulan ve desteklenen yüzlerce sivil toplum örgütünü arkasına alıp her ortamda sistem değişikliği istediğini vurguluyor. İçeriği bile bilinmeyen bir yönetim şekline destek arıyor. İşin komiği, bilinmeyen bu sisteme destekçi de buluyor. O zaman sırada ne var? Sandık! Yani? Belirsizlik!