Projeler çok büyükse reklam olması amacıyla finansman törenleri yapılır.
Holding yöneticileri, banka temsilcileri falan katılır. İlginç bir finansman töreni de sarayda yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan İzmir ve Kocaeli Şehir Hastaneleri Proje Finansman Töreni’ne katıldı. Projenin yatırım bedelinin 1.4 milyar dolar olduğunu, bunun 1.1 milyar dolarının dış finansmanla karşılanacağını açıkladı. Cumhurbaşkanı, faize düşmanım dese de törende övdüğü dış kredinin faizi ne olacak?
Yani projenin hepi topu 300 milyon dolarını biz veriyoruz bunun 4 katını faizle borç alıyoruz. Düşmanımızla aşk yaşıyoruz! Biz bunu hep yapıyoruz.

Krediyi sen bul malı sen sat

Projeye Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası 500 milyon dolar, Amerika Dış Yatırım Kurumu 450 milyon dolar, Kanada Bankası 150 milyon dolar borç veriyor. Kredilere önayak olan General Electric firması...…
Babalarının hayrına değil tabii ki... Bir anlamda hastane yapılması için krediye yardımcı olduklarına göre içindeki donanımları da kuvvetle muhtemel onlar satacaklar.
Hem kredi bulup, hem de o borçla kendi ekipmanlarını satıp para kazanmak büyük şirketlerin üçüncü dünya ülkelerinde sıkça uyguladığı bir yöntem... Biz de sarayda bunu kutluyoruz!

O gemi çoktan kalktı!

Başbakan’ın faiz serzenişine gelelim... Diyor ki; “Bankacıları uyarıyorum. Lütfen reel sektörün sesine kulak verin. Tefeciliği bırakın... Ya bunu kendiliğinizden yaparsınız, ya da bunu size yaptırırız.”
Çok geç kaldı artık kolay kolay hiçbir şey yaptıramaz!
Şöyle ki; Financial Times 22 Temmuz 2001 tarihli nüshasında, Türkiye’nin önemli bir dönemeç noktasında olduğunu “Kilometre taşı” başlığı ile gazetenin ilk sayfasından okuyucularına duyurmuştu.
Neydi bu milat olarak nitelendirilen olay? Demirbank’ın HSBC’ye satılmasıydı! Haberde bu satışla birlikte diğer uluslararası bankaların da Türkiye güzergâhının açılacağı vurgu yapılıyordu.

Yeni Türkiye’de bunu yemezler!

Çok değil sadece 15 yıl öncesine kadar Türk bankacılık sisteminde yüzde 3 olan yabancı payı hızla coşup, gürledi... Artık yeni Türkiye’de finansal sisteminin yüzde 70’i yabancıların egemenliğinde...…
Finans sektöründe gelişmiş ülkede belli bir oranın üzerinde ortaklık veya sahiplik yabancıya yasaklanmıştır. Yabancı sermaye payı Almanya’da yüzde 5, İtalya’da yüzde 8, İspanya’da yüzde 10, Hollanda’da yüzde 11, Danimarka’da yüzde 17, Fransa’da yüzde 19 oranındadır. Neden acaba?
Yabancı buradan para kazanmak için senin bankalarını satın almış, sen de güle oynaya satmışsın. Şimdi “aman ağalar yapmayın, hepimiz aynı gemideyiz” muhabbetini yerler mi?