Yavaş yavaş 2017 analizlerini yapmanın zamanı geldi. Gerçi köy görünüyor, kılavuz olmaya pek gerek yok ama bir iki noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Öncelikle 2017’de beyaz bir sayfa açmayacağız, 2016 yılında başlayan filmin ikinci yarısını seyredeceğiz. Yani gerim gerim gerilmeye devam edeceğiz. Ekonomide öne çıkan ilk konu borçlanma gereksinimi... Ne kadar? Bir yıl içerisinde yani 2018’e kadar ödenmesi veya çevrilmesi gereken 165 milyar dolarımız var. Eh ülke yıllık ortalama 40 milyar dolar da cari açık veriyor. Etti mi size 205 milyar dolar!

İhracat can sıkacak

Bu para bulunur mu? Maliyetine katlanırsan elbet bulursun. Esas önemli olan bu parayı bulmak değil kazanmak! Nasıl kazanacaksın? İki ana kalem var. Biri ihracat diğeri turizm...
İhracatta sıkıntı Amerika’da Trump’ın başa gelmesi. Trump dış pazarlara bağımlılığın azaltılacağını söyledi. Hani biz ne zaman başımız sıkışsa yeni pazarlar bulacağız deyip işin içerisinden çıkıyoruz ya... Nitekim Amerika’ya yüksek montanlı ihracat yapan ülkelerin başı sıkışacak ve yeni pazarların arayışına girecekler.
Rekabet bizi pis vuracak. Keza kötü bir yıl geçirdiğimiz 2016 yılı ile aynı performansı yakalayabilirsek belki yetmez ama bence hiç de fena sayılmaz.

Turistin yerlisini öp başına koy!

Keza turizm... 2017 yılı kayıpları şimdiden ürkütücü boyutta. Suriye’de karşı karşıya olduğumuz iki ülke var... Biri Rusya diğeri İran... Bu iki ülkeden Türkiye’ye 4 milyonu aşkın turist geliyordu. Buyurun hesabını yapın bakalım kaçı 2017’de Türkiye’ye gelme planı yapıyor!
Düşünsenize devletin polislerinden biri, Halep, Suriye, Allah diye bağırıp Rusya Büyükelçisi’ni vuruyor. Bu saatten sonra cesaret edip Rusya’dan gelene madalya takmak gerekir. İran, olaydan sonra Türkiye elçiliklerini kapadı!
Avrupa daha da berbat... Avrupa hızla sağa, ekonomik milliyetçiliğe, göçmen ve Müslüman düşmanlığına kayıyor. Adamlarda İslamofobi yerini Türkofobi’ye bırakmış durumda. Üç kuruş fazla verip Yunan adaları, İspanya’ya gitmek varken kimse kendini bombalar arasında Türk sahillerine atmaz.

Şirketler sapır sapır dökülecek

Yani yeterli para gelmeyecek güzel kardeşim.
Bir de üzerine ülke siyasal evrim geçiriyor. Referandum sandıkları önümüze konulacak. Referandumu kazanmanın şartı ülkeyi kutuplaştırmaktan geçiyor. Böyle bir ortamda değil sanayi yatırımı, kimse inşaat için kolay kolay temel bile atmaz.
Maalesef gelecek yılın ilk yarısında borçlu özel şirketlerin sapır sapır döküldüğünü göreceğiz. İktidar durumun farkında ve piyasaya kredi pompalamak için muslukları sonuna kadar açtı. Açtı da musluktan gelen ses; tısss... Yine yurtdışına yöneleceğiz ama oradan da tısss sesi gelecek.
2017 de mutlaka geçip gidecek. Kuvvetle muhtemel üzerimizden geçip gidecek! Sorumlusu tabii ki dış mihraklar olacak.