Açık ara en az okunan yazı türüdür yurtdışı ekonomik gelişmeleri yorumlamak. Bize ne Amerika’dan, Avrupa’dan, Çin’den... Televizyonda bizzat şahit oldum, sunucu Faik Öztürk dört hanımı sahneye çıkartıyor; “Japonya nerededir?” diye soruyor, hiçbiri bilemiyor... Esas ilginci, biri Japonya’nın Trabzon’da olduğunu ileri sürüyor!
Böylesine bilinçli bir ülkede! kim ne yapsın dünyanın toprak altındaki en yüksek petrol stoku olan Venezüella’nın durumunu... Adamlarda enflasyon yüzde 500’müş, batmış ağlayanı yokmuş bize ne? Sahi Venezuela nerede?
Zira Amerika farklı... Onların ekonomilerinin durumu bire bir bizi etkiliyor. Aldıkları her ekonomik karar doların durumunu etkiliyor, dolar da bizi ırgalıyor. Çarşı pazar karışıyor.
Mesela önceki gece dolar aniden yerinden fırladı 3.50’yi geçti, gitti. Tabii normal olarak herkes “Acaba yine bir yerlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan mı konuşuyor?” diye düşündü.

Amerika dünyadan vergi kesecek!

Hâlbuki bu sefer Amerika konuşuyordu. Dediler ki; “Ben bu faizi bugün 0.25 puan artırıyorum, 2017 yılında da 3 kez daha artırabilirim. Faizlerde yeni yükselişi belirlemek için enflasyonu izlemeye devam edeceğim.”
Amerika trilyon dolara yakın altyapı yatırım açıklayınca normal olarak bir yandan ekonomi ve enflasyon hızlanırken öte yandan borç stoku yükselecek. Enflasyon onların beklentilerinden de hızlı artacak.
İşin gerçeği zaten Amerika da enflasyonu hızlı artırmaya çalışıyor. Nedeni basit. Amerika’nın dışarıda trilyonlarca doları var. Enflasyonu yüzde 3’e çıkarsalar, dünyadan yüklü miktarda vergi kesmiş olacaklar. Şöyle ki; Enflasyon sayesinde siz bugün elinizdeki yüz dolarla seneye Amerika’dan ancak 97 dolarlık mal alacak hale gelirsiniz. Sonraki yıl daha da az...
Bundan Amerikan halkı da etkilenir ama adamlar vergi düşüşüne gideceklerini söylediler. Yani Amerikan halkı için bu durumu dengeleyecekler.

Türkiye fena etkilenecek!

Faiz artışından en çok etkilenecek gelişen ülkeler Brezilya, Rusya, Türkiye ve Güney Afrika olarak sıralanıyor.
Bize gelirsek, Türkiye gibi çok borçlu gelişen ülkelerin finansman maliyetlerini yukarı çekerek büyüme ve kur dengesine zarar verecektir.
Türkiye’nin sıkıntısı burada başlıyor. Yılda 200 milyar dolardan fazla dış finansman bulmaya mahkûm edilen bir ekonomi ABD faizleri yükselince ister istemez tadı kaçar.
Yıllardır hem AKP’nin hem de Türkiye’nin ekmeğini yediği ucuz para dönemi dün resmi olarak nihayete erdi. Artık kredi bulmak daha zor olacak ve maliyetler hızla artacak. Borç aldığımız parayı tüketime ve toprağa gömdüğümüz için dönüşü de olmayacak.
Parti bitti, zor döneme girdik. Zaten zor bir dönemdeydik diyorsanız bir de yeni dönemi görün.