Dünya piyasalarında henüz karamsarlık emareleri görünmüyor. Dolar değer kaybettikçe risk iştahı açılıyor, emtialar ve gelişen ülkeler ciddi talep görüyor. Türkiye’de de iyimserliği rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz. Ama rahat bize batar!
Türkiye’de ekonomi, siyasetin etrafında döner. Nitekim siyaset için için alevlenmeye başladı. Peki, seçim daha yeni bitmişken ne oldu?
HDP’nin dokunulmazlıklarının kaldırılması gündemde... Meclisteki oylamaya AKP-CHP-MHP destek veriyor. Sayısal baksan 490 rey demek... Oysa 367 yetiyor. Akabinde ara seçim ve başkanlık referandumu gelecek.
Yalnız gizli oylamada dokunulmazlıkların kaldırılmasına hangi partiden kaç milletvekilinin destek vereceği belli olmaz. CHP’den ciddi sayıda, MHP ve AKP’den de belirsiz sayıda fire çıkacak. Bence Başbakan eşliğinde bir güruh bile ret oyu verebilir.

Pelikan dosyası gerçek mi?


Dört akademisyenin içeri atılmasına içerlemiş Avrupa Birliği’nin, seçilmiş iki düzine milletvekilinin içeri atılmasına ses çıkarmaması düşünülemez. Davutoğlu ise Avrupa ile yakınlaşmaktan yana...İşte burada işler çatallaşıyor. Erdoğan-Davutoğlu ayrışmasının 27 maddede anlatıldığı “Pelikan Dosyası” diye bir gündem yaratıldı. İçeriği çok gerçekçi duruyor.
Dosyada Başbakan, kendi ihtiraslarının peşinden koşan bir piyon olarak nitelendiriliyor. Cumhurbaşkanı’nın rahatsızlıkları dile getiriliyor. Belki de “Devlette çift başlılıkla olmuyor, yürümüyor” diyerek, başkanlık sistemi şart algısı oluşturuluyor.
Nitekim hafta sonu AKP’nin MKYK kararı Başbakan’ın partisinde il ve ilçe başkanı atama yetkisini elinden alarak işin boyutunun geldiği noktayı cümle âleme ilan etti. AKP içinde herkesin bildiği ancak dillendirmediği Davutoğlu rahatsızlığı çıplak gözle görünebilir hale geldi.

Siyaset kaynama noktasında


HDP kritik durumda, AKP’de taşlar yerinden oynuyor. Ya MHP? MHP’deki olası değişim tüm dengeleri değiştireceğinden ne olacağını kestirmek de zor.
Bahçeli koltuğa yapışmış, AKP’den yardım bekliyor. Böylesi bir rakibe AKP’nin yardım etmemesi düşünülemez. Yeterli olur mu? Göreceğiz...
Yüksek politik riskleri barındıran, böylesine karışık, bizim bile anlamakta zorlandığımız bir ortamda yabancılar ufak ufak sıyrılma çabasına gireceklerdir. Türkiye dünyadan negatif olarak ayrışacaktır.
Herkes bir-iki ay piyasalar rahat diyor ama benim içim rahat değil... Acil çözüm üretmesi gereken siyasiler ekonomiyi düşünecek halde hiç değiller... Siyaset kaynama noktasına çok yaklaştı... 2016’yı da kaybetmek üzereyiz.