Geçtiğimiz şubat ayının sonları... Bizimkilerin kafasına anca dank etmiş ki Turizm Acil Eylem Planı Destek Paketi açıklıyorlar.
Zamanın seçilmiş ancak devrilmiş Başbakanı Davutoğlu, ileri görüşlülüğü ile “Türkiye’ye gelen Rus turist sayısının azalmayacağını düşünüyorum” demecini yapıştırıyor.
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi lisanslı Turizm Bakanı; “Kalan açığı yerli turist ve İranlılarla kapatacağız. Sanıldığı ve söylendiği gibi büyük bir kayıp beklemiyorum” diyerek adeta beni bu koltuğa kim oturttu diye bağırıyor.
Sektör temsilcilerinin çoğu malum geleceğin farkında... Sorunlardan bahsedip çözümü üretmesi gereken Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy söz alıyor, Başbakan’a “sorum yok!” deyip, “her yere ayak basacağız ve açığımızı yeni pazarlarla kapatacağız” diyerek konuyu kapatıyor.

Paris’ten el salladılar

Oysa o günlerde 2016 Türkiye turizminin kaderi çoktan belli olmuş, iş bitmiş... Turizm için şubat sonrası maçın uzatmaları gibidir. Hemen hemen sonuç alenidir.
Zira aksiyona geçmezsek turizm açısından beklentiler gelecek yıllar için bu sezondan daha iyi değil... Acil, eylem, plan, destek, paket adını ne koyarsan koy, görüldüğü üzere geç kalınca hiçbir işe yaramıyor. Hele başında “acil” kelimesini görünce direkt anlayacaksınız ki işe yaramayacak!
Keza 2017’nin kaderi de bugünlerde belirginleşiyor. Paris’te düzenlenen turizm fuarından çıkan ilk izlenimler 2016’yı aratacak cinsten... Artık eylem mi, plan mı, destek mi ne karın ağrısıysa bugünlerde açıklamak gerekiyor.

Sahi biz nerede yanlış yaptık?

2016’dan ders alacaksak; Rus turistin azalmayacağını iddia eden Davutoğlu’nun öngörülerinin ülkeyi ne hale getirdiği herkesin malumu...
Azalmayacağını söylediği Rus turistin sadece Antalya’da geçen yılın 9 aylık dönemine göre kayıp oranı yüzde 93 olarak kaydedildi. Bir anlamda haklı çıktı. Azalmadı, bitti!
İlahiyatçı Turizm Bakanı’nın açığı yerli ve İranlılarla kapatacağız söylemini tartışmayacağım bile... Turist duası tutmadı neticede kendisi de görevden alındı!
Sektördekiler emlakçıda yatıp kalkıp otellerini satmaya çalışırken Seyahat Acentaları Birliği Başkanı’nın muhtemelen hâlâ sorusu yoktur. Sorusu yoksa sorunu da yoktur. Olsa iyi olur!
En azından açığı yeni pazarlarla kapatamadığına göre bari kendi kendine sorsun; “ben nerede yanlış yaptım” diye, o da olur.