Türkiye’nin son yıllarda sırtını dayadığı ülkelerin başında Araplar geliyor. Bunlardan en heybetlisi dünyanın en büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan.… Yaklaşık 30 milyon nüfusu ile bölgenin efendisi...…
IMF geçen yıl Suudiler hakkında akıllara zarar bir rapor yayınladı. Raporda, Suudi Arabistan’ın 2020’ye kadar iflas edeceği tahmin ediliyordu. Yol haritası da çizilmişti. İşin ilginci dedikleri şimdilik bir bir gerçekleşiyor!
Suudi Arabistan, petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanan bütçe açıklarını kapatabilmek için, uluslararası piyasalarda 17.5 milyar dolarlık tarihin en büyük borçlanmasını yaptı.
İyice küçük hesap yapıp, işçi maaşlarını Hicri takvim yerine Batı’da kullanılan Gregoryen takvime göre ödemeye başladılar. Bu düzenleme yılda 11 günlük maaş kesintisi anlamına geliyor.

IMF beş yıl ömür biçti

IMF raporunu özetlersem; Suudi Arabistan’ın bütçesini dengelemek için petrolün varil fiyatının 103 dolar olması gerektiği söylenirken, Suudi kraliyet ailesinin 6 kolundan 15 bin üyenin büyük miktarlarda yardım aldığı ve ülke vatandaşlarına verilen paraların da uzun vadede sürdürülemez olduğu aktarılıyor.
Suudi vatandaşlarının “çalışma becerilerinden yoksun oldukları” ve “kültürel olarak çalışmaya yatkın olmadıkları” belirtilirken, 30 milyon kişide çalışan 5.5 milyon kişininse 3 milyonunun doğrudan hükümete çalıştığı bildiriliyor.
Ülkedeki özel sektörün yabancı işçileri çalıştırdığı söyleniyor. Düşen petrol fiyatlarının ülke ekonomisine büyük zarar verdiği görülüyor. Özellikle petrolün öneminin azaldığı şu dönemlerde hesaplama doğru lakin zamanlama hakkında şüphelerim var. Kişisel görüşüm süreç iki hatta üçe katlanır. Hadi biz ona beş yıl demeyelim ama yolun gittiği yer belli.

Yıllık silah alımı 130 milyar dolar!


Zira 1958’den 1990’a kadar Dubai’yi yöneten, Birleşik Arap Emirliklerinin kurucularından Rashid bin Saeed Al Maktoum; bundan neredeyse tam 50 yıl önce “büyük babam deveye bindi, babam deveye bindi, ben Mercedes kullandım, oğlum Land Rover kullanıyor, torunum da Land Rover kullanacak, fakat onun oğlu deveye binecek” demişti.
Şu sıralar torununun jenerasyonundayız. Suudi Arabistan’da giderek artan tehdit algısı nedeniyle 2010’da 45 milyar dolar olan askeri harcaması, 2014’te ise 81 milyar dolara ulaşırken 2015 yılında 100 milyar dolara yaklaştı. Bu yıl için 130 milyar dolar hesap ediliyor. Bu harcamaya dağ dayanmaz.
Nitekim Cumhurbaşkanı’nın bize hedef gösterdiği dindar gençliği devlet eliyle yetiştiren ülkelerin başında geliyor Suudiler.… Bakalım yetişmiş dindar gençleri nasıl kurtaracaklar ülkelerini?