AKP’nin bütün zihinsel kodları kuvvetli bir Sünni İslam algısıyla mezhepçilik üzerine oluşturulmuştur. Bu kültürde erkek egemendir, kadının ve çocuğun üzerinde çağdaş dünyada olmayan haklara sahiptir. Bu nedenle sık sık anayasayla, kanunlarla, çağdaş dünyanın toplumsal kurallarıyla çatışmalar yaşamaktadırlar. Ne yazık ki, Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi gücüne erişmiş en radikal partisine dönüştükleri için de, kendi ajandalarına uygun olarak her fırsatta Cumhuriyet’in kazanımlarını, anayasayı, kanunları ve çağdaş dünyanın kurallarını hiçe sayıp kendi ideolojilerini dayatmaktadırlar...
Mayıs 2015’te Anayasa Mahkemesi imam nikâhı kıymak için önce resmi nikâh kıyma şartını kaldırdı ve resmi nikah yapılmadan imam nikahı yaptırılmasını cezalandıran kanun hükümlerini iptal etti. AKP iktidara geldiğinde, Türk Ceza Kanunu’nda resmi nikah yapılmadan imam nikahı yaptıranlara ve resmi nikah belgesini görmeden imam nikahı kıyanlara ‘iki aydan altı aya kadar hapis cezası’ verileceği hükmü vardı. AKP allem etti, kallem etti bu yasayı da kendi mezhepçi bakış açısıyla sonunda kaldırmayı başardı. Oysa 1999’da, Ahmet Necdet Sezer’in başkanlığı dönemindeki Anayasa Mahkemesi, aynı başvuruyu oybirliğiyle reddetmişti. Ret kararında, resmi nikâh önceliğinin kalkacağını, dini nikâhın resmi nikâhın alternatifi olacağını, kadınlar açısından hukuki ve ekonomik sorunlar yaratacağını savunmuşlardı, hatta bazı üyeler, kararın laiklik ilkesine ve devrim yasalarına aykırı olacağını da dile getirmişlerdi...

*  *  *

1999 kararının altında üye olarak imzası bulunan eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Mustafa Bumin, AYM’nin 2015’te aldığı bu kararın, resmi nikâhtan önce dini nikâh yaptırdıkları için haklarında dava açılan çiftler ve bu törenleri yapan din görevlilerine açılan davaları düşüreceğini savundu. Bumin, “İptal kararı ile artık birçok kişi, resmi nikâh bile yaptırmayacaktır. Sadece dini nikâhla evlilikler nedeniyle toplumda çocuğun soy bağı, nafaka konusunda yaşanan hukuki sorunlar da artacaktır. Bu da hem kadınların hem de çocukların aleyhine olacaktır” diye uyarmıştı. Tabi AKP’lilerin ideolojik gözü, kulağı bu ve benzer uyarıları görmedi ve duymadı...
Ülkemizin kanayan yaralarından çocuk gelinlerin dramını hepimiz bildiğimiz için dehşet içinde konuştuğumuz bu utanç verici sorun, AKP’nin oluşturduğu Anayasa Mahkemesi’nin, artık resmi nikahın dini nikahtan önce zorunlu olması kanununu kaldırmasından dolayı artmıştır. Yasayı kendi mezhepçi görüşüne göre yorumlayan ve herkesi de böyle yorumlamaya zorlayan AKP, şimdi kendi büyüttüğü sorun için bir defaya mahsus bir af çıkarmaya çalışıyor. 2015 AYM kararı da yanlıştır, bu konuda bir defaya mahsus af çıkarmak da. Çünkü burada söz konusu olan, çocuk yaşta gelin olmak zorunda bırakılan, ellerinden fırsat eşitliği, adil rekabet, eğitim, özgürlük hatta çocuk olma ve oyun oynama hakları zorla alınan, yaşamları çalınan kızlarımızdır...
Hatırlarsanız, çocuk istismarı gibi hem yasal olarak hem de ahlaken en utanç verici toplumsal suçların başında gelen ve ülkemizin korkunç bir karneye sahip olduğu konuda, tüm muhalefet milletvekillerinin evet oyuna rağmen bütün AKP’liler blok oyla, ‘Çocuk İstismarı için komisyon’ önerisine hayır demişti. Ağır toplumsal baskıyı görünce de geri adım atmak zorunda kalmışlardı. Kafayı dindar nesil yetiştirmekle bozmuş, tek derdimiz İslam, İslam, İslam diye bütün dünyaya sözde hedefini ilan eden AKP’nin iktidarında, fuhuş % 790, cinsel taciz % 449, çocukların cinsel istismarı % 434, uyuşturucu bağımlılığı % 678, kadın cinayetleri % 1400 arttı. Çocuk pornosunda dünyada 5’inciyiz, hayvanlara tecavüzde dünyada 1. sıradayız. Uyuşturucuyla tanışma yaşı 10’a kadar düştü, ilköğretime kadar indi. Bu rakamlar resmi rakamlar bir de kayıt dışı olanlarla durumumuz aslında çok daha beter...

*  *  *

AKP’nin bir gece yarısı yine bir torba yasaya sokuşturup oldu bittiye getirerek, halk arasında tecavüz yasası diye nitelenen bu yasayı geçirmeye çalışması toplumu derinden sarstı bir kez daha. AKP’nin bahanesi, kırsalda bu durum geleneksel olarak yaşanıyor ve imam nikahıyla düğün yapıldığı halde, gelin 18 yaşın altında diye damat tutuklanınca aile içinde mağduriyetler yaşanıyor olması. AYM’nin 2015’te aldığı çağdaş dünyanın normlarına aykırı kararı nedeniyle kasten yaratılan boşluktan dolayı bu mağduriyetlerin arttığı ortada. Ancak burada gözden kaçırmamamız gereken şeyler var. AKP, 3-4 bin ailenin bu durumda olduğunu ve bu yasanın bir kereye mahsus olmak üzere çıkarılacağını savunuyor. Her şeyden önce böyle bir seferlik yasa olmaz. Yarın öbür gün, bu durumdaki insanların sayısı mevcut yasal boşluk nedeniyle yine belli bir çoğunluğa eriştiğinde, o zaman yine aynı baskıyla karşılaşmamızı nasıl engelleyeceğiz? Buna evet dedikten sonra o zamanki baskıya hangi gerekçeyle hayır diyebileceğiz. Ayrıca bu 3-4 bin ailenin içinde gerçekten de bütün çocuk gelinlerin durumu aynı mı? Hepsi kendinden büyük veya çok büyük kocasını severek mi istemiş, severek mi evlenmiş?
Söz konusu 3-4 bin mağdur aile, uzmanlardan oluşan bir komisyon tarafından her bir vaka için ayrı ayrı araştırılmalıdır. AKP’nin iddia ettiği durumda olup gerçekten mağdur olanların cezalarında indirime gidilebilir ama kocasını istemeden, daha evliliğin bile ne olduğunu bilmeden ailesinin baskısıyla evlenmek zorunda kalan kızlarımız mutlaka korunmalıdır ve bu yeni yasanın zorlamasıyla ömür boyu tecavüzcüsüyle birlikte yaşamak zorunda bırakılmamalıdır...