Doğal bir buz köprüsünü aşan dağcılar Doğal bir buz köprüsünü aşan dağcılar


Kendimize özgü kuvvetli ve zayıf taraflarımızın farkındalığıyla, içimizdeki potansiyeli keşfederek kendimizi gerçekleştirebilmek ve fark yaratabilmek için, bilinçli ve dikkatli kullandığımız takdirde, sonucu olağanüstü ölçülerde değiştirebilecek bir kaldıraç var yaşamın içinde. Bu kaldıraç yerinde ve kararında risk almaktır...
Bir tıp doktoru ve kişisel gelişim uzmanı olan Maxwell Maltz; Başarılı ve başarısız insan arasındaki farkın, birinin diğerinden daha kapasiteli veya daha iyi fikirlere sahip olmasında değil, çoğu zaman kişinin fikrinde iddialı olması ve onun üzerinde hesap edilebilecek bir riski göze alma cesaretini taşımasından geldiğini söyler. Buradaki kilit kavram; hesap edilebilecek riskleri alabilmektir...

Alüminyum merdivenle buzul çatlağını geçerken Alüminyum merdivenle buzul çatlağını geçerken


Başarılı insanların kontrollü riski göze almalarını sağlayan şey, hedefleriyle ilgili net ve açık bir vizyonlarının olmasıdır. Dağcılık gibi çeşitli tehlikeler içeren bir doğa sporunda bu risklerin kabul edilmesinin sebebi, karşılığında yaşanacak olan güzellikler, duygular ve tatmindir. Burada genel kural gereksiz ve bir faydası olmayacak risklerden uzak durmaktır... Risk, meydana gelebilecek zararlı bir olayın sonuçları ve oluşma olasılığının bileşkesidir. İçinde bir araç olan bütün insan faaliyetleri ve karmaşık süreçler belirli oranda risk içerir. Dolayısıyla risk hayatımızda zannettiğimizden daha fazla yer alır...

Buzul çatlağını atlayarak aşan Koreli dağcı Buzul çatlağını atlayarak aşan Koreli dağcı

RİSKLER, AZALTILARAK YÖNETİLİR


Riskler elbette ki biraz da cesaretle yönetilir. Riski yönetmek demek, toplam riski meydana getiren bileşenlerin risklerini yönetmek ve bu sayede riskli süreçler üzerinde belirli bir kontrol gücüne sahip olmak demektir. Riskleri elimizden geldiği kadarıyla en düşük seviyeye çekmek demektir...
Hedeflerimize ulaşabilmek için, rekabet avantajı elde etmek ve fark yaratabilmek için planlı, bilinçli, kontrol edilebilir ve yönetilebilir bir şekilde bazı riskleri üstlenmemiz gerekir. Risk almak, riske girmek demek, kumar oynamak veya zar atmak demek değildir. Hedefimize ulaşmak için aşmamız gereken yollarda karşımıza çıkabilecek riskleri, kendi yeteneklerimize göre ölçmeye, kontrol etmeye ve yönetmeye çalışmaktır...
Risk yönetimi en geniş anlamıyla bizi tehdit eden her türlü zararın ve kaybın kontrolü anlamına gelir. Bunu da riskin doğasındaki belirsizlikleri kendi lehimizde azaltmaya çalışarak yaparız. Risk yönetiminin özünde, sonuçlarını kontrol edebildiğimiz alanları artırmak, sonuçlarını kontrol edemediğimiz ve sebep sonuç bağlantısını bilemediğimiz alanları ise azaltmak vardır...

Tehlikeli bir dev  serak duvarında yan geçiş yapan dağcı Tehlikeli bir dev
serak duvarında yan geçiş yapan dağcı

AMERİKALILAR, RUSLAR VE UZAYIN RİSKLERİ


Ruslar, Amerikalılarla giriştikleri uzaya hakim olma mücadelesinin emekleme dönemlerinde, olağanüstü fedakarlıklar, büyük çabalar ve üstlendikleri yüksek riskler sonucunda, 12 Nisan 1961 tarihinde Yuri Gagarin’i uzaya çıkan ilk insan olarak keşifler tarihine yazdırdılar. Gagarin 1 saat 48 dakika uzayda kaldı ve dünyanın yörüngesini dolaşan ilk insan olarak tarihe geçti. Bu başarının bedeli, bu erken uzay denemelerinde, bir anlamda kendini feda eden Rus kozmonotların hayatı olmuştu. Çok sayıda kozmonot uzaya ulaşma mücadelesi yolunda hayatını kaybetmişti. Bu, Amerikalıların ve Amerikan kültürünün o günler için kabul edemeyeceği kadar yüksek bir riskti...
Ruslar her şeyi göze alarak, o birkaç yılda birbirinin peşi sıra başarısızlıkla sonuçlanan hayvanlı ve insanlı deneylerine büyük bir cesaret ve kararlılıkla devam ederken, Amerikalılar maymunlar ve köpeklerle aynı yarışı kazanmaya çalışıyorlardı ve uzaya çıkan ilk insana sahip olma onurunu sonsuza dek Ruslara kaptırdılar. Bu yenilgiye karşılık olarak Başkan John F. Kennedy, 1960’ların sonunda Amerikalıların Ay’a ilk ulaşan ülke olacakları sözünü verdi ve muazzam bütçelerin desteklediği bir programla 1969 yılında NASA bu sözü yerine getirdi...

Büyük Demirkazık Dağı Kuzey Duvarı’nın ortasında gecelediğimiz set Büyük Demirkazık Dağı Kuzey Duvarı’nın ortasında gecelediğimiz set


Riske girmek hareket ürettiği, hareketler de sonuçları değiştirdiği ve çoğu zaman geliştirdiği için risk almak çok önemlidir. Sınırlarımızı daha iyi tanıyacağımız için hangi özelliklerimizi geliştirmemiz, hangilerine daha fazla eğilmemiz, hangi alanlara yakın hangi alanlardan uzak durmamız gerektiğini de öğreniriz. Bu öz farkındalık, özgüvenimizi ve umutlarımızı da besler ve sonuçlarımızı geliştirir. Büyüme, ilerleme ve gelişme önemli oranda risk alma kapasitemize de bağlıdır. Bu anlamda risk alma kapasitemizi geliştirmek sonuçlarımızı da geliştirecektir...

Ruslarla tırmandığım 7000’liklerde bir kar ma-ğarasının içinde Ruslarla tırmandığım 7000’liklerde bir kar ma-ğarasının içinde

EN BÜYÜK RİSK, RİSK ALMAMAKTIR


Risk almamak ise, potansiyelimizi atıl kapasitede bırakacağı için gerçekte en büyük risk olacaktır. Unutmamalıyız ki, her zaman yaptığımız şeyleri yaparsak yine her zaman elde ettiklerimizi elde ederiz. Oysa yaşam muazzam bir diyalektikle kurulmuştur ve yavaşlığa, durağanlığa, çekingenliğe, pısırıklığa, değişime direnmeye doğanın hoşgörüsü yoktur...
Risk alma kapasitemizi, dikkatli bir şekilde güvenlik alanımızın dışına çıkarak genişletebilir ve geliştirebiliriz. Bunun için her zaman ve her yerde mükemmel ve hatasız olmak zorunda olmadığımızı kabul ederek işe başlayabiliriz. Kendimizi cesaretlendirip endişenin, korkunun ve stresin yerini hayatımızda azaltarak ve değişimden korkmadan, onun da ötesinde değişimi bizzat yaratarak, harekete geçmemiz gereken konularda küçük küçük ve kontrollü riskler üstlenebilmeliyiz. Bunların üzerimizdeki etkilerini ve sonuçlarını ölçmeye, anlamaya ve yorumlamaya çalışarak, karşılaştığımız olaylarda risk alma ve yönetme kapasitemizi deneyerek ve öğrenerek geliştirebiliriz...

Uzaya ilk çıkan  insan, Rus Kozmonot  Yuri Gagarin Uzaya ilk çıkan
insan, Rus Kozmonot
Yuri Gagarin