Tibet, coğrafi ve iklimsel koşulları nedeniyle tarım, hayvancılık, avcılık gibi konularda çok çeşitliliğe sahip olmayan bir Himalaya ülkesi. Tahıl türleri içinde, yüksek irtifaya, soğuk iklim koşullarına ve tarıma elverişli zamanın kısa sürmesine en iyi adapte olanı arpa, ardından da buğday geliyor. Buğday, çeşitli ekmek türlerinin, makarnaların ve gözlemelerin yapımında kullanılıyor. Fakat arpa, tahılın ekmek haline dönüşmesine yardımcı olan glütenden yoksun olduğu için, ekmek yerine tsampa olarak değerlendiriliyor. Tsampa yüksek ve çabuk enerji veren bir gıda. Kavrulmuş arpa kolayca sindirilebilir ve vücut tarafından kolaylıkla emilebilir ve hızlı bir şekilde kana karışarak enerji verir. Yapımı çok kolay olan tsampa’nın toz halinde, susuz ve hafif olması nedeniyle saklaması ve taşıması da kolaydır. Bu nedenle ev ve manastır tüketiminin yanı sıra Tibet’teki göçerler ve yolcular tarafından da sıkça tüketilir...

Dünyanın 8. yüksek dağı Manaslu’nun eteklerinde tarlada çalışan kadın. Dünyanın 8. yüksek dağı Manaslu’nun eteklerinde tarlada çalışan kadın.


ARPA UNU VE ARPA BİRASI

Tibet’te arpa unu, koyu bir hamur veya sulu lapa halinde tsampa olarak veya chang adı verilen arpa birası olarak tüketiliyor. Tibet’e ve Himalaya kültürlerine yaptığım muhtelif ziyaretlerde, yöre halkının en temel besini olan tsampa’yı da, yerel içkisi chang’ı da defalarca tatma şansım oldu. Chang bizim damak zevkimize pek uymasa da, tsampa’dan her seferinde de büyük bir keyif ve lezzet duydum. Yalnızca damak tadı olarak değil, aynı zamanda kadim bir kültürün, hâlâ sürdürdüğü kendine özgü geleneksel besinlerinden birini deneyimliyor olmanın verdiği hazzı da yaşadım. Misafir olduğum pek çok manastırda ve evde, odun ateşinde hazırlanmış tereyağlı siyah çayın ardından, mutlaka tsampa da ikram edilirdi. Elle yemeye alışkın olmadığım için, eğer mümkünse genellikle kaşıkla yemeyi tercih ederdim. Bugün bile evimde kişisel müzemde özenle sakladığım Tibet ve Bhutan’dan getirdiğim 2 kavanoz tsampa bulunur...

Arpa eleyen kadınlar. Arpa eleyen kadınlar.


Özel kaplarda taşınan tsampa, tereyağlı çay ile karıştırılarak servis edilir. Küçük, yuvarlak kaplarda yavaş yavaş ilave edilen çayla çevrilerek ve çok hoş bir beceri ile parmakla ezilerek macun haline getirilir. Elle yenir ve sonra gerekirse tekrar aynı seremoni ile hazırlanır. Son derece besleyici ve güçlü bir besin olan tsampa, özellikle Himalayaların yüksek, soğuk ve sert koşulları için gayet besleyici bir gıda. Kendine özgü lezzeti ve pratikliğiyle, Tibet’linin günlük hayatında önemli bir yeri var. Elbette ki Himalaya halklarının tek besini tsampa değil. Bizdeki mantıya benzer, içi etle doldurulmuş momo, sadece iç ekmekten oluşan, yani kızarmış dış kısmı olmayan haşlanmış hamur ekmekler, pirinç, küçük dere balıkları, patatesin değişik çeşitleri, özellikle küçük tatlı patatesler, kurutulmuş yak eti, kurutulmuş yak peyniri gibi besinler de tüketiliyor. Kurutulmuş yak peyniri yemekte en zorlandığım şeylerden biriydi. Üç yıla kadar yenilebilen bu peynir çeşidi, değişik yemeklere alışkın olduğum halde bana göre bile biraz fazla iddialı. Sindirebilmek için önce bir - iki saat çiğnemek gerekiyor, zaten bu yüzden de çocuklara sert bir tatlı niyetine veriliyormuş...

Tibetlilerin yaşamında tsampa’nın çok önemli bir yeri var. Tibetlilerin yaşamında tsampa’nın çok önemli bir yeri var.


PUJHA TÖRENLERİ

Tsampa’nın bir besin olmasının yanı sıra bir başka kullanımı daha var; dinsel seremoniler. Tibetliler, Pujha törenlerinde ve bazı dinsel kutlamalarda, tsampa’yı havaya - göğe savurarak Tanrılara sunuyorlar. Bu uygulamanın ne kadar zamandır yapıldığı yazılı kaynaklardan anlaşılamıyor, ancak Budizm’in Tibet’e girmesinden çok daha önceye dek gittiği düşünülüyor. Eski Tibetin Animizm’e - Ruhçuluğa dayalı dinsel yapısında, sahip olunan besinlerin bir kısmının Tanrılara sunulduğu biliniyor. Özellikle Tibet’in Budizm öncesi dini Bön dini yaygınlaştıkça ve Budizm’le etkileşerek karşılıklı olarak birbirlerinden ritueller alıp verdikçe, tsampa’nın havaya atılması seremonileri de giderek yayılmış. 7. yüzyıldan itibaren kralların taç giyme törenlerinde ve bakanların atanmasında resmi olarak ve evlilik törenlerinde mutluluk ve refah göstergesi olarak tsampa’nın havaya savrulması seremonilerini görüyoruz. 13. yüzyıla gelindiğinde, artık Tibetlinin hayatındaki önemli olayların hemen hepsinde bu uygulama görülüyor...



Özellikle yeni yıl kutlamalarında önemli bir yer ediniyor. İki kişi arasında uğurlu olduğuna inanılan bir diyalog yaşanıyor; Sunumu yapacak olan ilk kişi avucuna aldığı tsampa’yı, Tashi Delek diye bağırarak havaya atıyor. İkinci kişi de, aşağıdaki dizeyi söylüyor.

Himalayalar’da tırmanış öncesindeki pujha töreninde dağcılar tsampa’yı saçlarına, omuzlarına dökerler.  Himalayalar’da tırmanış öncesindeki pujha töreninde dağcılar tsampa’yı saçlarına, omuzlarına dökerler.


Tashi Delek, iyi şans ve iyi sağlık,
Değişmeyen mutluluğa ulaş ve o hep artsın.

Manastırda genç lamalar pujha sonrasında tsampa’yla tereyağlı çay içiyorlar. Manastırda genç lamalar pujha sonrasında tsampa’yla tereyağlı çay içiyorlar.


TSAMPA MİSALİ BEYAZ SAÇLAR

Bu anlamıyla tsampa’yı havaya atmak, hem kendiniz hem de başkaları için iyi şeyler dilemenin ve bütün zorlukların üstesinden gelmenin bir ifadesi. Aynı uygulamayı, bütün Himalaya dağ tırmanışlarımda, tırmanış öncesi yaptığımız, Budist Şerpaların Pujha törenlerinde de gözlemledim. Bütün dağcılar bir araya gelip avuçlarındaki tsampa’yı üç kez havaya savururlar. Bu, dağcıların o tırmanışın sağlıklı geçmesi için Tanrılara bir sunumu. Aynı zamanda dağcılar, tsampa’nın beyaz ununu birbirlerinin omuzlarından ve saçlarından da aşağı dökerler. Bunun anlamı da, her birimizin bu tırmanışı sağsalim atlatıp, ileride saçları beyazlamış yaşlı insanlar olacak kadar yaşamamızı istemek. Tanrılardan uzun bir ömür dilemenin harika bir benzetimi. Dilerim tüm dağcılar, omuzlarından dökülen tsampa misali beyaz saçlarını görürler ve torunlarını severler...