12 kız çocuğu, tarikat yurdunda yakılırken Meclis’te “Badem Bıyık ve Türbanlı Baş Akademisi Kanunu” çıkarıldı.
Evet...!
Evet...!
Aynı gündü.
12 kız!
Yaşları 11-12-13.
Birbirine sarılmış.
Alevler içindeydiler.
Yangın 19.30’da çıktı.
20.30.
21.30.
Yangın 21.30’da bitti.
Kızlar yandı, kavruldu.
Bütün Türkiye ve bütün dünya Adana’da Süleymancılar Tarikatı’nın işlettiği ve yoksul babaların bedava ya da çok az bir parayla yatılı kalsınlar diye çocuk yaşta kızlarını gönderdiği hiçbir yangın önlemi olmayan, ruhsatına, denetimine göz yumulan yurt binasının yanışını duydu, TV ekranlarından canlı izledi. Bu yıkılası pejmürde ahşap tarikat binası içinde çocuklarla yanarken;  iktidar organı yapılmış Anadolu Ajansı ile iktidar yandaşı Haber-Türk İnternet Sitesi, Star Gazetesi İnternet Sitesi; AKP Adana Milletvekili Necdet Ünüvar (tıp profesörü) ve AKP İstanbul Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’ın (siyaset doktoru) fotoğraflarını Meclis koltuklarında otururken yayınladılar ve fotoğrafın altına; “AKP’li milletvekilleri Adana’da kız çocuklarının diri diri yanmasına çok üzüldü” diye yazdılar.

*  *  *

Saat 22.30 oldu.
Saat 23.09 oldu.
“Adana’da kızların yakılmasına çok üzüldükleri” haberini fotoğraflarıyla duyuran AKP milletvekili tıp profesörü Necdet Ünüvar ile siyaset bilimi doktoru AKP Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’ın da içinde yer aldığı 184 AKP’li milletvekilinin “evet” oylarıyla Meclis’ten “Badem Bıyık ve Türbanlı Baş Akademisi Kanunu” çıktı.
Bu eşsiz bir kanun oldu.
Kişiye özel çıkmış bir kanun.
Bir akademisyen, diyelim profesör, doçent, doktor olmuş. Üniversitede ders veriyor. Seçim zamanı parti başkanı ona “gel partimizin milletvekili adayı ol” teklifi götürüyor. Üniversiteden ayrılıyor. Akademisyenlikle, öğrenciyle, eğitimle direkt bağı-bağlantısı 5 yıl (iki dönem seçilmişse 10 yıl) kesiliyor. İşte; Adana’da kızların yakıldığı aynı günün aynı gecesinde sadece 2 saat arayla ve CHP-HDP-MHP milletvekillerinin tamamının karşı çıktığı fakat sadece AKP milletvekillerinin oylarıyla geçen bu kanunla “akademisyen milletvekillerine çok özel, çok üstün, dünyada eşi olmayan, benzeri bulunmayan kıyak, kaypak, kirli ayrıcalık” sağlandı. O kadar kıyak ki, bu kanundan faydalananın yüzü varsa, yüzü kızarır.  Milletvekilliği bitince; hem emekli milletvekili maaşını almaya devam edecek. Hem de akademisyen emekli maaşını almaya devem edecek. Ve hem de istediği bir devlet üniversitesinde ona yeniden profesörlük, doçentlik, dekanlık, rektörlük verileceği için akademisyen maaşını, dekanlık maaşını, rektörlük maaşını da alacak.

*  *  *

Bu kıyak kanunla:
Milletvekili emekli maaşı:
8 bin 750 TL.
Akademisyen emekli maaşı:
5 bin 500 TL.
Devlet üniversitesi maaşı:
4 bin TL.
Üniversiteyle, öğrenciyle, akademisyenlikle bağı kopmuş, kaşarlı siyasetçi olmuş profesörlere, doçentlere böylesine “yüz kızartıcı kıyak ayrıcalığı” sadece iktidar partisi AKP’nin milletvekilleri çoğunlukta oldukları için kanunlaştırabildiler. Bu yüzden adını siz rahatlıkla; “Badem Bıyık ve Türban Baş Akademisi Kanunu” koyabilirsiniz. Bu kanun tasarı halinde Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülürken; komisyon üyesi 6 CHP milletvekili, komisyon üyesi 3 HDP milletvekili, komisyon üyesi 2 MHP milletvekili karşı çıkmalarına rağmen komisyon üyesi 15 AKP milletvekilinin oyları ile tasarı çıktı, Meclis’e getirildi ve kanunlaştı. Milli Eğitim Bakanı AKP’li olmasına rağmen bu ayıba ortak olmadı, önerge verdi, kanun Meclis Danışma Kurulu’na çekildi.

*  *  *

İyi gazeteciydi.
Siyasete girdi.
Şu anda Meclis’te milletvekili eski gazeteci Barış Yarkadaş’ın söylediğine göre, bu kanunla; üç yerden  maaş alarak (ayda yaklaşık 18 bin TL) devlet üniversitesine profesör, doçent diye geri dönecek olan AKP milletvekillerinin asıl hedefin üniversitelerin dekanlık ve rektörlüklerini ele geçirmek.