Tayyip Erdoğan’ın devlet bankasının başına koyduğu bankacının evindeki kutusundan dolar çıkmıştı. Fethullah Gülen’in orduya sızdırdığı darbeci tümgeneralin de Genelkurmay Karargahı’ndaki çantasından dolar çıktı.
Kutudan!
Çantaya!
Bu kıyaslamayı niçin yaptım? Ülkemizin dirliği, çocuklarımızın geleceği için faydalı bir noktaya varmak istiyorum. Nasıl ki, “Allah rızası için bir hizmet hareketiyiz diyen”  Fethullah Gülen’ciler sıkıştı. Gözleri döndü. Halkın üzerine tank, F-16, SAT komandosu, mermi, bazuka ile saldıran çok aşağılık darbeciye dönüştüler. Kanlı katil oldular. Yarın bir gün olur ya; Tayyip Erdoğan da sıkıştığında (iktidarı seçimle kaybedeceğini anlayınca) Fethullah Gülen’cilere  benzemeyeceğinin bir garantisi olmalı.
O garanti nedir?
Neyi ölçü alacağız?
Ve...
Asla ve asla olmaz.
Tayyip Erdoğan da Fethullah Gülen gibi “Allah rızası için...” siyaset yapan biriyim diyor ama kesinlikle aynı sona düşmez. Benzetmesi bile düşünülemez diyeceğiz.

*  *  *

Gün, bu gündür.
Değişimi görmeliyiz.
Bir değişim belirtisi ya da belirtiler bütününe net olarak tanık olmak ihtiyacındayız. Söz gelimi bugün Diyanet İşleri Başkanlığı, 110 bin camide görevli imamlarıyla Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP’nin il ve ilçe teşkilatı gibi çalıştığı izlenimini veriyor. Diyanet İşleri Başkanı, sanki Tayyip Erdoğan’ın ve AKP’nin bir bakanı! Bugünden itibaren, şu 3 aylık OHAL içinde, FETÖ’cülüğün köküne inilirken Diyanetin camileri ile imamlarının da AKP’nin il ve ilçe teşkilatı olmaktan çıkmaya başladıklarını görecek miyiz?
Görebilsek.
Asla ve asla!
Bak Fethullah’a.
Gör Tayyip’i.
Demeyiz.
Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen’e benzemez, sıkışınca halkın üzerine F-16 ve SAT komandosu sürmez deriz.

*  *  *

Gün, bu gündür.
Tayyip Bey, Fethullah Hoca’nın geldiği noktaya kesinlikle gelmez diyebilme günüdür. Bunu diyebilmek için de “Türkiye’nin seçimle iktidara gelmiş ve devleti kullanarak güç kazanmış siyasi yapısının  dinci fay hattından çıktığını” gösteren belirtiler bütününe tanık olabilme günüdür.
FETÖ’cüler okul açtı.
Üniversite kurdu.
Dershaneler oluşturdu.
Ve bu iktidar döneminde devletin en güzel arazileri, belediyelerin en kupon arsaları, devletin binaları Fethullah Gülen okullarına, vakıflarına bağışlandı. Bugün devlet,  Gülenci okullara, üniversitelere el koydu. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlunun yönetimde olduğu TÜRGEV adlı vakfa da devlet, belediyeler en pahalı, en kupon arsaları, binaları bağışladılar. Şimdi TÜRGEV’e de bağışlanan devlet arsaları, binalarının geri alındığını görecek miyiz?
Duyacak mıyız?
Gün, bugündür.
FETÖ’cü kanlı kalkışmanın arkasında ABD var mı yok mu bunu ortaya çıkarmak günüdür. Darbenin dibine gitme ve Fethullahçı darbeci tümgeneralin çantasındaki “o dolarların ne iş olduğunu” belgeleriyle ortaya çıkarma günüdür. Aynı zamanda Tayyip Erdoğan’ın oluruyla devlet bankası başına oturtulmuş AKP’li bankacının ayakkabı kutusundaki dolarların da hesabını verme gündür.

*  *  *

Benim yazdığım birkaç örnek.
Yüzlercesi sıralanabilir.
Gün, samimiyet günüdür.
Demokrasiden ne anlıyorsunuz? “Kesintisiz Tayyip Erdoğan iktidarının başta kalmasını” mı anlıyorsunuz. Yoksa partilerin eşit şartlar altında yarıştığı ve “seçimle gelenin hilesiz hurdasız bir seçimle gidebileceği” medeniyet hedefi mi anlıyorsunuz?
Samimiyetinizi görelim.