Köprüye gelen güreşçiler gibi ıkınacak, güç alacak dönecek... Dönecek de nereden nasıl dönecek?
Polis, adliye basıyor.
Aslı ve olması gereken; savcı (yani adliye) polisi görevlendirir. Polis, baskını hakimin, savcının isteği üzerine yapar.
Terse döndü.
Adalet, köprüye geldi!
Polis, Ankara Adliyesi ile Yargıtay binasını bastı. Bir adalet binasından 184 hakim ve savcı, diğer adalet binasından da 189 hakim ve savcı için gözaltı kararı çıktı.
Bunlar FETÖ şüphelisi.
Yani darbeci olabilirler.
Şifreli telefonları varmış.
Ne kadar doğru?
Bilmiyoruz.
İktidar gazetelerine her gün birinci sayfalardan yazdırılıyor: FETÖ yargıya, polise, orduya, okula, MİT’in içine, valilerin arasına, mülkiye müfettişlerine, bankaya, fabrikaya, esnaf dükkanlarına, altın madenlerine, üniversiteye, ormana, tarlaya, bahçeye, bostana, aileye, camiye, mescide, minareye, şerefeye, 99’luk tespihe varıncaya kadar her yere sızmış. Öyle ki, Genelkurmay Başkanı’nı, o gece, esir alındığı Akıncı Üssü’nden kurtarıp Ankara’ya getiren askeri helikopterin pilotu yarbay da FETÖ’cü çıktı! ByLock operasyonu başlatıp yürüten savcı da ByLock’tan gözaltına alındı! Darbeci, hain, katil, vatan haini, İslam düşmanı açığa alınan 150 bin kişilik Fetulllah yanlıları içinden bir tek kişi bile iktidar partisi AKP milletvekilleri arasına ve bakanların arasına sızmamış.
Yani sızamamışlar!

*  *  *

Hayret!
Bunlar ne salak darbeci!
Asıl sızılacak yapıyı unutmuşlar! Yoksa bunlar “naylondan mı” darbeci? Anlayın! Darbecilik de köprüye gelmiş durumda!
Ara, tara, incele!
İlaç için bulamazsın.
AKP milletvekilleri ve AKP’li bakanlar arasına sızmış bir tek FETÖ’cü yok diyorlar.
Bu kadar büyük yalan!
Dünyada görülmedi.
Yalan da köprüye geldi!
Sırtı yere değdi değecek.
Bu “Her yere yerleşmiş fakat AKP’ye sızmış tek FETÖ’cü yok” yalanı nasıl ıkınacak, nereden güç alarak dönecek diye merak ediyorsanız; Cumhurbaşkanı’nın başladığı “seçim gezilerindeki” konuşmalarında arayın.
“Tövbe edin” diyor.

*  *  *

Cumhurbaşkanı, darbeci Fetullah’a kanıp ona inanmış oldukları şüphesiyle açığa alınan ve hapse konulanlara; “Allah’tan korkun ve doğrularla (sadıklarla) beraber olun” diyen Kuran ayetinden yola çıkarak, bildiklerinizi açıklayın, gizlemeyin “tövbe edin” önerisinde bulunuyor. Fetullah Gülen de AKP kurucularıyla parsel parsel beraber olduğu tatlı, güzel, rahat günlerinde; bol bol “tövbe edilmesi gereken günahları” sayıp döküyordu: Hakka saygısızlık günahı. İnsanlara kin ve nefret duyma günahı. Toplumun içine ihtilaf ve iftirak (ayrılma ve dağılma) tohumları saçma günahı.
Tövbe eden arınacak!
Darbeci sayılmayacak.
Tövbe etmeyen ise yaşarken kabir azabı çekecek! Yani günahlar da köprüye gelmiş durumda. Dönecek, dönecek de nasıl?

Traktöre mazot! Kamyona ceza!


Seçim havasına girdik. Çiftçiye, toprağını sürerken, tarlasını ekerken traktöründe kullanacağı mazotun yarısı bedava verilecek. Çiftçi oyları, erkene alınacak seçimlerde iktidar partisine akacak. Çiftçi sayısı çok, ağır vasıta kamyon şoförü sayısı az. Yavuz Sultan Köprüsü’ne, dünyanın en pahalı geçiş ücreti (ağır vasıta geçişi 164 TL) konulduğu için kamyon şoförleri, cezayı da (92 TL) göze alıp Fatih Sultan Köprüsü’nden (ağır vasıta 40 TL) geçiyorlardı. Ceza artırıldı. Şoförler yine de Fatih Sultan’ı tercih edince kamyon başına ceza 500 TL’ye çıkarıldı. Köprü yaptı, şoför geçmiyor. Artırıyor cezayı. Köprü geçişinde tepeden faşistçe kumanda ekonomisi, tarlaya tohum ekişinde de tepeden demokratik (!) bedava mazot ekonomisi!