Kader ağacının dal uzatıp çiçek açması değil, kendi etti kendi buldu. Gemisi fena halde su alıyor. Ancak batmakta olan gemi, Türkiye’yi de dibe çekti.
Çıkış çok zaman alacak.
Ülke 3 yandan darbe yedi.
1-Ekonomi çöküşte.
2-Terör isyana dönüştü.
3- Türkiye’nin dostu kalmadı.
Ekonomide: İçe kapandı. Büzüldü. İç satışlar da düştü. Birim başına maliyet yükseliyor. Yüksek enflasyon-yüksek kur- yüksek faiz sarmalına girildi. Alev olmuş yakan işsizliğe işini yitiren yeni işsizler ekleniyor. Dış sermayeye ne var ne yok satıldı ve elde satacak sadece Milli Piyango İdaresi kaldı. Yabancı para babalarının iştahlanacağı “yeni yap-işlet projelerini” de devreye sokamıyorlar. Dış paranın gelişinde ciddi tıkanma var. Şaha kaldırılan konut sektörünü Araplar ayakta tutuyordu, onların da petrol gelirleri düştüğü için “saadet zincirinden koptu kopacak...” sesleri geliyor.
Devlet iyice yiyici oldu.
Belediyeler iyice hırsız.
Vergileri çalıp yediriyorlar.
Korkunç israf var.
Gelirden fazla harcama.
Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, hesap yapmış; “14 yılda AKP iktidarı boyunca halktan 2 trilyon dolar vergi toplamış. Buna karşılık; yol-hastane-tünel-hava meydanı- üst geçit-alt geçit tüm yaptıklarınızı alt alta topladığımızda yaptıklarınız 2 trilyon dolara denk gelmiyor. 2 trilyon doları nereye harcadınız?” diye sormuştu.
Cevap alamadı.

* * *

İç kanama ölümcül: Özel sektör borç batağında.
Ülkenin tüm dış borcu 405 milyar doları geçti.
Banka kârları düştü.
Bankalar, “konut-taşıt-ihtiyaç bireysel kredileri ve KOBİ’lere ticari kredilerine” abanarak kârlılıklarını korumaya yöneldiler fakat “tahsili gecikmiş alacaklar” kalemi şişiyor, banka sektörü iç kanamada. Irak’a ihracat 10 milyar dolardı. 8 milyar dolara indi. Rusya’ya ihracat 6 milyar dolardı. 3 milyar dolara indi. Diğer Ortadoğu ülkelerinin tümüne ihracatımız düştü. Turizm gelirleri 30 milyar dolardan 27 milyar dolara geriledi. Gemi son 3 yıldır iyice yalpalayıp su
almaya başladı.
Yıl: 2013.
Milli Gelir:
820 milyar dolardı.
Yıl: 2014.
Milli Gelir:
799 milyar dolara indi.
Yıl: 2015.
Milli Gelir:
722 milyar dolara düştü.
Yıl: 2016
Gemi iyice su alıyor.

* * *

Türkiye’nin dostu kalmadı: ülkemizin dört bir yanında düşman ülkeler çemberi oluştu. Ne küresel süper güçlerin, ne bölgesel güçlerin ve ne de sınırlarımızda yeni uç vermeye başlayan dinsel ve etnik güçlerin niyet, plan, stratejilerini okuyabildiler.
Ülke bela batağına saplandı.
Batı gazeteleri; “Türkiye ile Rusya’nın sıcak bir askeri çatışmaya girebileceğini” bile yazmaya başladılar. ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, “sömürge valisi havalarında” geliyor ve “Kurtar bizi Joe...” diye yalvar-yakar olmuşlarca karşılanıp ağırlanıyor.

* * *

Doğu’da iç isyan: PKK, terörü Doğu ve Güneydoğu’da “yeni Kürt İsyanına” dönüştürmeyi başardı. Şehit asker ve polis sayısı 250’yi geçti. Kentler yanıp, yıkıldı. AKP’nin önde gelenlerinden profesör eski Bakan Hüseyin Çelik, “PKK şehre yerleşmişse sorumlusu yetkililer olmalı” diye uyandırıcı açıklama yaptı. Çözüm sürecinin mimarlarından Profesör eski Bakan Beşir Atalay vardı, sesi soluğu kesildi. AKP’nin önde geleni eski Bakan Bülent Arınç da “Tayyip Erdoğan Dolmabahçe görüşmelerini biliyordu, çözüm süreci yeniden başlamalı” diye günah çıkardı. Bu noktaya Türkiye’yi kimin getirdiği; Abdullah Öcalan’ın Almanya’da basılan ve satılan “İmralı Notları” adlı kitabında yazılıp okunur oldu. Yeni çözüm, “yemin etmiş Leyla Hanım ile buluşma” umuduna bağlandı.

* * *

Ve acı sonuç: Su almakta olan gemiyi bu durumdan ancak yine Tayyip Erdoğan’ın kurtaracağı, bunun için mutlaka “Yeni bir anayasa yapılarak” tek güçlü adam odaklı yönetim anlayışının propagandasına geçildi.
Gemiyi batıran o!
Gemiyi kurtaracak o!
Halk, buna inandırılıyor.
Uyanın!