Öğretmen, öğretmene benzemiyordu. Yüzünün hatlarına ve bakışlarına kin, öfke, ölüm, öldürme, nefret  sinmişti. Bıyıkları Moğol askeri gibi uzatılmış. İstanbul’un cam-çelik-beton karışımı gökdelen binaların yükseldiği yeni yerleşim yeri Başakşehir’de TOKİ Osmangazi İlkokulu ikinci sınıfında öğretmendi.
Desteklenen.
Teşvik gören.
Tebrik edilen.
Yeni öğretmen tipiydi.
Çocukları eğitsin, öğretsin diye teslim edilen öğretmene geçen yıl Başakşehir Kaymakamı, “üstün başarı ödülü” de vermişti.  Öğrencisi olmuş 8 yaşındaki çocukların üst dudaklarına kalemle kendi Moğol bıyığına benzeyen kara kalın bıyıklar çizdirip, ellerine de adam asmaya hazır yağlı idam ipi verdi, o fotoğrafı yayınladı.
Okulun müdürü.
Müdür yardımcıları.
Bütün öğretmenler.
İlçe eğitim müdürü.
Bakanlık müfettişleri.
İlçe kaymakamı.
İlçe polis şefi.
Bu öğretmeni biliyordu.
Ondan haberliydiler.
Öğretmen!
Öğretmenliğini bil.
Ne yapıyorsun!
Nasıl bir nesil yetiştiriyorsun?
Demediler.

* * *

Bu öğretmen, Kaymakamdan “üstün başarı ödülü almış olmanın” verdiği cesaretle kendi hesabından;  mini minnacık ellerine yağlı idam ipi tutuşturduğu öğrencilerinin fotoğraflarını yayınladı.  Fotoğrafın altına da “Ya devlet başa… Ya kuzgun leşe… Başkaaaan!” diye yazdı.
Öğretmen sesleniyor:
Başkaaaan!
Kim bu başkan?
Öğretmenin “Başkaaan!” diye  seslendiği, 2 partinin (AKP ile MHP)  ülkeye tepeden inme kondurmak istediği “Türkiye tipi başkan…” olmalı… 2 parti, Meclis’teki çoğunluk sayısından  güç bularak  “mevcut cumhurbaşkanından Türkiye tipi bir başkan çıkarmak” için gece gündüz çalışıyor
O Başkan!
Seferberlik ilan etti.
650 bin kişilik ordu onun emrinde.  250 bin kişilik polis onun emrinde. Dünyanın 20’nci büyük ekonomisinin sunduğu bütün imkanlar onun elinde.  En yüksek düzeyde desteklenen istihbarat örgütleri onun emrinde. Meclis OHAL’ i kabul etti. OHAL de onun elinde.  Türkiye Cumhuriyeti’nin Dünyanın 192 ülkesinde elçilikleri, büyükelçileri, diplomatları, dış kadroları var. Elçilikler, elçiler, diplomatlar, dış kadrolar da onun emirinde…  Türkiye NATO üyesi ve Rusya’nın dostu. NATO üyeliğinden ve Rusya dostluğundan doğan bütün imkanlar da onun emrinde.
Yetmiyor.
Seferberlik ilan ediyor.
Ülkemiz, düşman çizmelerinin vatan toprağına ayak bastığı günlerdeki gibi ”seferberlik ilan etme” ihtiyacı duydu. Kurtuluş Savaşı sırasında seferberlik günlerindeki gibi kadınlar, kağnı arabalarıyla cephede savaşan askerimize silah, yiyecek, giyecek taşıyacaklar.  Düşmanla işbirliği yapan vatan hainlerini yargılamak için İstiklal Mahkemeleri, idam kararları alacaklar.  İdama mahkum olanlar yağlı idam iplerinde sallandırılacaklar.
Türkiye bu noktaya mı geldi?

* * *

650 bin kişilik ordu var.
250 bin kişilik polis gücü.
NATO üyesiyiz.
Rusya dostumuz.
Bu şartlarda seferberlik ilan etmek, siyasi kurnazlık! Seferberlik ilanı, 8 yaşında ilkokul çocuklarının idam ipi görüntüsüyle  ve öğretmenin “Başkaaaan!...”  bağırtısıyla geldi. Ülkeyi bu duruma kim getirdi?