AKP kurucusu, eski Meclis Başkanı ve şimdi AKP milletvekili olan Cemil Çiçek’i çok eleştirdiğim oldu. Hakkında acıtıcı yazılar yazdım. Belgeleri olan yazılardı. Meclis Başkanı iken bu yazılardan biri için beni arayıp, “dava açarım” dediği de oldu. Bütün bunlara rağmen Cemil Çiçek’in dün Saygı Öztürk’e söylediklerinin altına imza atarım. Cemil Çiçek, FETÖ kalkışması sonrası yaşananları analiz etti ve bugünkü Meclis Başkanı’na, Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a izlenmesi gereken yolu söyledi.
Önce şu arşive bakın:

42 41 40

* * *

Şimdi de Cemil Çiçek’in söylediklerine kulağınızı açın.
Şunları söyledi:
“Benim gördüğüm şey şudur. Eğer biz işleyen bir demokrasi, işleyen bir devlet, mutlu ve müreffeh (zengin) bir toplum meydana getireceksek 3 şeyin şeffaflaşması ve de kayıt altına alınması gerekiyor. Ülkemizde 3 alanda kayıt dışılık var.
1- Bunlardan bir tanesi ekonomidedir. Siyasetin de çok önemli bir kısmı kayıt dışıdır.  Yeri geldiğinde demokrasinin ilerlemesi için değil başka türlü baskı yapan bir kısım yapılar var Türkiye’de. Bu yapılar kayıt dışı siyaset dediğimiz hususlardır.
2- Üzerinde hiç durmadığımız sosyolojik gruplar da kayıt dışı siyasettir. Bunların önemli kısmı kayıt dışı dini unsurlardır. Dinden kazanıp dünyaya yatıran (dini kullanıp zenginleşen) kesim var. Bunlar partilerde de aktif olurlar. İşte bunlardan din adına ortaya çıkıp nelerle uğraştıklarını ve nasıl bir kanlı gece yaşattıklarını açıkça gördük. FETÖ dedikleri; kanlı vahşeti yaşatanların yıllık harcaması 25 milyar dolardır.
3- Kayıt dışı siyaset ve kayıt dışı din dediğimiz unsurların iktidarlarla bağlantısı (vidalanması) metres ilişkisidir. Yani kim pırlantayı fazla takarsa onunla yatar onunla kalkarlar. Bugün bu partiyi desteklerler, yarın başka partiyi eteklerler. Dolayısıyla bu ilişkilerin de yerli yerine oturması zamanı geldi. Bu boyuta geleceği öngörülmedi, tedbir zamanında alınmadı.

* * *

Meydan oradaysa.
İşte arşın burada.
FETÖ kanlı kalkışmasından “yüksek demokrasi dersi” çıkaracak adımları atma niyeti varsa  ve Cumhurbaşkanı’nın;  “Geldiğimiz noktada, “eskiden şunu dedik, bunu söyledik” demenin anlamı ve gereği yoktur. Bundan sonra önümüze bakma zamanıdır” sözleri samimiyse işte meydan.
İşte öneri.
İktidarlarla metres ilişkisine giren kayıt dışı din (tarikatlar-cemaatler- şeyhler- müritler- kurban derisi-himmet parası- hac ile umre rantı toplayıcısı- devlet ihale alıcısı-havuz medyası) yapılarını şeffaflaştırın da görelim. Devletten, ordudan, yargıdan, polisten FETÖ temizlenirken aynı anda İslam inancını Türkiye’de esir etmiş kayıt dışı dini yapılar da sökülüp atılsın. Cemil Çiçek’ e günaydın demiyorum. Yüzde bin haklısın diyorum.