Kuşatma planları hazırlandı. Musul “öldüre öldüre” kuşatılacak ve “bombalaya bombalaya” kurtarılacak. Musul’da; çocuk-büyük, kadın-erkek, yaşlı-genç 1 milyon sivil insan yaşıyor. Musul’da yaşamakta olan bu 1 milyon: Sünni Arapları, Sünni Türkmenleri, Sünni Kürtleri, kendisi de en son kertede Sünni olan IŞİD, esir aldı.
IŞİD kanlı devlet.
Hep bildiğini yapıyor.
Yine yapacak.
Canlardan kalkan kuracak!
Hristiyan ABD’nin öncülüğünde Şii Irak ordusu, Musul’u IŞİD’den kurtarmak için hücuma geçince Musul’un Sünni sivilleri etten-kemikten-kandan-ilikten canlı kalkan olacaklar.
Operasyon 3 aşama:
Önce mücavir çevre.
Sonra kenar mahalle.
En son kent merkezi.
Bu “3 aşamalı Musul’u kurtarma operasyonu” için ABD uçakları Musul şehrini çevreden bombalamaya başlayıp kenar mahalleleri ve kentin merkezini de “vura vura-öldüre öldüre- bombalaya bombalaya” temizledikten sonra Şii Irak Ordusu, Hristiyan Almanya, Fransa, Kanada, İtalya askerlerinin de teknik desteğiyle Musul’u Sünni IŞİD’den kurtaracak.
Kaç sivil hayatta kalacak?

*  *  *

Hayatlar önemli değil!
Hiç olmuyor.
Batılı (ABD-AB) Ortadoğu’ya: Özgürlük getireceğim. Demokrasi getireceğim. Liberalizm getireceğim.
Vaatleriyle geliyor ve önce işe “öldüre öldüre-bombalaya bombalaya-vura vura” başlıyor.
Iraklı sivil ölüyor.
Suriyeli sivil can veriyor.
Iraklı ülkesini terk ediyor.
Suriyeli vatanından kaçıyor.
1 milyon Iraklı sakat kalıyor.
8 milyon Suriyeli yerinden oluyor.
Sünni Şii’ye...
Arap Kürt’e...
Kürt Türk’e...
Türk Arap’a...
Düşman ediliyor.

*  *  *

Ne özgürlük geliyor.
Ne demokrasi geliyor.
Ne liberalizm geliyor.
Müzeler yağmalanıyor.
Arşivler tarumar ediliyor.
Kadınların namusuna el atılıyor.
Kukla hükümetler kuruluyor.
Kukla devletler üretiliyor.
Bu yapıdan IŞİD’ler ürüyor.
Geride mezhep çatışması kalıyor.
Geride terör, yıkım kalıyor.
Yolsuzluk kalıyor.
İşbirlikçi soysuzluk kalıyor.
Yolsuzluk kalıyor.
Yıkılan alt yapı kalıyor.
Yıkılan, yakılan, kan ve gözyaşına boğulan ülkelerde kurulan kukla hükümetlerle; ülkenin petrol gelirine “savaş tazminatı” diye el konularak Irak sayfası kapatılıyor. Suriye sayfası açılıyor.

*  *  *

Şimdi sıra geldi Musul’a!
Haftaya kuşatma!
IŞİD canlı kalkan yapacak!
Vura vura...
Öldüre öldüre...
Bombalaya bombalaya...
Musul kurtarılacak!
Dehşet verici!
Korkunç!

Zengin baba! Fakir adalet!


Zengin oğulları sarhoş, içkili ya da dikkatsiz lüks otomobilleriyle insanları ezip öldürüyorlar. Hapis yatmadan ya da çok az yatarak kurtuluyorlar. Çok zengin film rejisörü Sinan Çetin’in oğlundan sonra çok zengin devlet müteahhidi ve “milletin orasına burasına koymakla...” meşhur olmuş  işadamı Mehmet Cengiz’in oğlu da beraat etti. Mehmet Cengiz’in oğlu lüks otomobiliyle bir vatandaşı ezerek öldürmekten yargılanıyordu. Şimdi Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan da İstanbul Belediye Başkanı iken oğlu, bir ses sanatçısını kaldırımda yürürken ezmiş, o da beraat etmişti. Bu kadar rastlantı niçin bizim ülkemizde oldu? Hakimler ve savcılarımız mı çok zayıf? Avukatlarımız mı çok becerikli? Adaletimiz para karşısında çok mu ezik? Nedir?