Kurunun yanında yaş da yanmasın. Suçsuz olanlar, suçlu ilan edilmesin. FETÖ ile ilgisi olmayanlar iftiraya uğramasın. Adalet yara almasın.
Hepimiz bunu savunalım.
Aynı zamanda sevinelim.
Ordu temizliğe başladı.
TSK cerahat atıyor.
Fakat teşhisi doğru koyalım. Bu cerahat ordunun kendi bünyesinde üremedi.  Orduya bu cerahat (1960-1971-1980 darbeleri de dahil) dışarıdan geldi. Son cerahat özellikle “dini, kitabı, Allah’ı, Peygamber’i, hadisleri kaldıraç gibi kullanıp seçimlerde seçmeni etkileyerek  Türkiye’de iktidarı ele geçiren İslamcılar” marifetiyle sokuldu. İslamcılar arasında en çok korunup kollanan tarikatlar, müritler, şeyhler ve onların içinde Fethullah Gülen oldu.
Gizlenemez.
Saklanamaz.
Taşınamaz.
Cerahatli marifet.
Kanlı irinli patladı.
Kara Kuvvetleri’nden:
87 general.
727 subay.
556 astsubay.
Deniz Kuvvetleri’nden:
32 amiral.
59 subay.
63 astsubay.
Hava Kuvvetleri’nden:
30 general.
314 subay.
117 astsubay.
FETÖ bağlantılı oldukları ve vatanın güvenliğine tehdit oluşturdukları gerekçesiyle TSK’dan ihraç edildi.
Cerahat atımı başladı.

* * *

Cerahat vücudu tamamen ele geçirseydi “milletin ordusu bütünüyle Fethullah’ın İslamcı ordusu” haline gelecekti.  Adalet Bakanı; “Ayetullah Humeyni Fransa’dan İran’a nasıl geldiyse, Fethullah Gülen de ABD’den Türkiye’ye Humeyni gibi gelecekti. Bambaşka bir Türkiye olacaktı” demiş.
Doğru demiş.
Ama eksik demiş.
Bugüne kadar Fethullahçı örgütü kim korudu, kolladı, güçlendirdi; orduya, polise, yargıya, eğitime, sağlığa cerahat gibi yayılmasına kim arka verdi onu dememiş. 15- 20 yıl önce orduya imamlığı yerleştirmek için sızdırılmış şeriatçı subaylar, Askeri Şura kararıyla temizlendiğinde onları ikinci gün Eminönü ve Fatih belediyelerine müdür olarak kimler yerleştiriyordu, Adalet Bakanı bunu söylememiş.
Onu unutun diyorlar.
Birlik-Beraberlik başladı.
Halk bir oldu.
Tankların önüne dikildi.
Halkın tankların önüne dikilmesi emperyalistlerin iştahını kursaklarında düğümledi. Bunun ne kadar büyük bir adım ve nimet olduğunu biliyoruz. Şimdi emperyalist kukla FETÖ de temizleniyor. Bu yüzden “pozitif bir unutma süreci başlatın ve İslamcı enerjiyi kullanarak iktidara gelmiş olanların Fethullah’ı koruyup kolladıklarını artık Adalet Bakanı ve onun iktidarının yüzüne vurmayın” diyorlar.
Tamam.
Vurmayalım.
Peki cerahati nasıl kurutalım?
Bu Adalet Bakanı, 3-4 yıl öncesinde; “Humeyni gibi dönecekti” dediği cerahati Meclis kürsüsünden “Muhterem Hocaefendi... Muhterem Hocaefendi...” diyerek yere göğe koymuyordu.
Bunu da mı unutalım!
Meclis zabıtlarında var.
Zabıtları da mı yakalım?
15-20 yıldır birlikte çektirdikleri 1 milyon fotoğraf karesi gazete sayfalarında duruyor. FETÖ Türkiye’yi yakacaktı. Biz sizin Fethullah ile çektirdiğiniz eski fotoğrafları yakalım öyle mi?

* * *

Arşivlerdeki fotoğraf karelerine rağmen yine de
unuta unuta sağlıklı bir noktaya gideceksek ve  “bu ülkenin yoksul çocuklarını yoksulluklarından esir alıp onlara yurt, dershane, abi, abla sağlayıp, sınav öncesi çalınmış soruları vererek askeri okullara, polis okullarına, yargıç-hakim fakültelerine yerleştiren ve sonra da kanlı-irinli darbe yapmak için bu halk çocuklarını kullanan cerahatli sistemi” nasıl kazıyıp atabildiğinizi de bilmek isteriz. Cerahat temizlerken laikler ile işbirliği yapacak mısınız, görmek isteriz.

* * *

Bu cerahatli sistem sadece orduda değil; poliste, yargıda, eğitimde, sağlıkta, enerjide, ulaşımda her yerde ve devlet kurumlarının her kademesinde...
Bu kadrolar temizlenecek.
Temizlenmeli.
Yerine kimler doldurulacak?
İktidar tarikatları mı?
Hısım, akraba!
Kayırma, kollama.
Cerahat böyle birikti.
Biz unutsak.
Arşiv unutmaz.