Yenikapı ruhu pörsüdü. Uyduruk hadisçi ruhu diri, canlı. Burdur ise güzel şehir. Uygar şehir. İnsanları çalışkan. Birbirini anlayan. Az konuşup çok dinleyen birikimden geliyorlar. Burdur,  bir yanıyla eğitim şehri. 2 üniversitesi var. Liseleri, orta okulları, ilk okullarıyla geleceği  kucaklamaya  çabalıyor.
Burdur atasözü:
İyilerle uğraşma.
Kötülerle de uğraşma.
İyilikle uğraş.
Kötülükle uğraş.
Burdurlunun ana felsefesine kulak verip, “uğraşmaya” eğitimden bakayım derseniz şu tabloyu görürsünüz: Burdur okullarında okuyan öğrencilerin başarısı; Fransa, İngiltere, Japonya, Kanada, Singapur, Finlandiya’nın herhangi bir şehrinde okuyan öğrencilerin başarısına zerre ulaşamadı.
Matematikte.
Fen bilgisinde.
Okuma-anlama becerisinde.
Çok geride kalmaktalar.

* * *

Kuşkusuz,  Burdurlu öğrenciler içinde çok parlak, başarılı, pırlanta  olanlar var. Ancak genelde üniversiteye girişte; temel matematik testinde ve fen bilimleri testinde  40 soru içinden sadece 2 ya da 3 cevabı doğru bilebilmiş öğrenci sayısı çok fazla. Türkçe sınavlarında ve Sosyal sınavlarında ise 10 üzerinden 3 puan bile alamayanların sayısı rezalet ötesi bir yüzdeye varıyor. Yüzde 25’i dökülüyor.  Bu eğitim ve öğretim kalitesiyle; Burdur şehrinin ilk, orta, lise okullarını bitirenler hayatta nasıl başarılı olacaklar? Burdur Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram, eğitimdeki bu kötülüğü gidermek için başını taştan taşa vurdu, gecesini gündüzüne kattı. Bakan’ı, bakanlık üst yönetimini, müsteşarları, Başbakan’ı uyardı. Hatta Ankara’da sarayın kapısına dayandı, Cumhurbaşkanı’na “eğitimde Finlandiya ile Singapur’u yakalama yollarını gösteren bir raporla birlikte uygulanabilir proje” sundu.

* * *

Öyle  mi yaptı dersiniz?
Hayır!
Ne kendini üzdü.
Ne rapor yazdı.
Ne proje sundu.
Oturduğu yerden Hadis uydurdu.
Burdur Milli Eğitim Müdürü Mahmut Bayram, “Bir kadın evinden süslenip çıkıp, evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse o kadar erkekle zina yapmıştır. (Hadis-i Şerif Tirmizi-111” diye sosyal medyadan yayın yaptı.  Diyanet, “böyle bir hadis yok, uydurma” diye açıklama yaptı. Ancak ne Milli Eğitim Bakanı, ne Başbakan, ne Cumhurbaşkanı, bu müdür için soruşturma açtırıp “hadis uydurma ihtiyacını neden duydun?” diye sordu.
Uyduruk hadisçi!
Hz. Muhammed’e hakaret etti.
Dine küfür etti.
Ona dokunan yok.
Muhtemelen şu tarikatlardan birine; ““Muhammediye. Galibiler. İcmalciler. Tillocular. İskenderpaşa Cemaati. Erenköy Cemaati.  İsmailağa Cemaati. Menzil Dergahı. Tufancılar. Zilan Cemaati. Süleymancılar. Reyhani Tekkesi. Hazneviler. Cübbeli Ahmet. Yeni Asya. Yeni Nesil. Kırkıncı Hoca. Medzehra. Zehra Vakfı. Aczimendiler. Sungur Ağabey. Kurtoğlu Ağabey. Çorum Dergahı. Mevlüt Efendi Dergahı. Maarifiler. Şabaniye. Cerrahiye. Uşaki. İpek yolu. Ticaniler.” üyedir. Uyduruk hadisçi ruhu diri!

30 yıllık şirk!

Röportaj yazarı arkadaşımız Nil Soysal, anayasacı AKP Milletvekili Burhan Kuzu’dan aktarıyor: “ Belki Tayyip Bey’in belediye başkanlığı döneminde belki daha da eski tam tarihi bilemiyorum. Ama  bir ziyaretinde  Erbakan Hoca ile ilgili “ondan kurtulmak lazım” diye bir laf etmiş bu Fetullah Gülen… Tayyip Bey de orada yüzüne bir şey söylememiş ama, ayrılıp giderken asansörde “Esas senden kurtulmamız lazım”  demiş.  Tayyip Bey’i yolcu eden Fetullah’ın yanındaki  kişi de bunu duymuş ve gidip ona yetiştirmiş…”  Yani Erdoğan ile Gülen 30 yıldır beraberler ve 30 yıldır aynı siyasi kaptan su içiyorlar ve 30 yıldır “birbirine şirk koşma siyaseti” yapıyorlar.