Kamuoyunda bilinen adı ile “Varlık Barışı” uygulamasına ilişkin 3 Ağustos 2016 tarihinde yayımlanan 1 seri nolu Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliği’nin ( VII ) bölümünde açıklamalar yapılmıştı. Bu defa 2 Aralık 2016 tarihli Resmi Gazete’ de Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 6736 Sayılı Kanun Genel Tebliği’nde ( Seri No: 4 ) bu konuya ilişkin ilave açıklamalara yer verilmiştir.
6736 sayılı Kanun ile son 5 yılda dördüncü kez getirilen Varlık Barışı düzenlemesi ile, bundan önce 120 milyarlık bir varlığın Türkiye’ye getirilmesi sağlanmıştı. Son getirilen düzenleme ile ilgili, ağustos ayında yayımlanan tebliğde bütün konular açıklığa kavuşturulmuş iken, 4 Numaralı Tebliğ ile yapılan düzenlemeleri anlamakta güçlük çekmekteyiz.

Meclis iradesi devre dışı…

Varlık Barışı’na ilişkin Meclis’e sunulan ilk taslak metin, Komisyonlarda ve Meclis Genel Kurulu’nda değişikliklere uğradı ve 6736 sayılı Kanun’da bu hali yer aldı. Kamuoyunun ve muhalefetin itirazları sonucu, Genel Kurul’dan geçirilemeyen hükümler Kanun yerine, bahsettiğimiz 4 seri nolu tebliğ ile getirilmiştir. Tebliğin çıkarılmasında, Maliye Bakanlığı’nın TOBB ile yaptığı görüşmelerin de büyük etkisi vardır. İşadamları tereddütlerini ortaya koymuşlar ve Maliye Bakanlığı da yasa ile veremediği güvenceleri bir genel tebliğ ile işadamlarına vermiştir. Bu düzenleme de Meclis’in devre dışı bırakılması ayrı bir tartışma konusu olmakla birlikte, biz tebliğdeki düzenlemelerin ana başlıklarını siz değerli okuyucularımıza sunalım.

Tebliğ ile bankalara getirilen zorunluluk …

6736 sayılı Kanunun 7’nci maddesinin uygulanması bakımından, banka veya aracı kurumlar ya da Gümrük İdaresi ile ilgili diğer kurum ve kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişilerin madde kapsamında Türkiye’ye getirdikleri varlıklarına yönelik işlemlere ilişkin taleplerini yerine getirmeye mecburdurlar. Dolayısıyla, anılan maddenin uygulanması bakımından banka ve aracı kurumlar, gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışından getirdikleri varlıklara ilişkin hesap açma taleplerini karşılamak ve bildirimlerini almak, ilgili diğer kurum ve kuruluşlar da bu varlıklara ilişkin işlem taleplerini yerine getirmek zorundadırlar.
Tebliğ ile böyle bir hüküm getirilmesinin nedeni; bankaların “kara para aklama suçunu’’ işleme korkusunu ortadan kaldırmak içindir. Bu hükme rağmen özel ve yabancı bankaların varlık barışı işlemlerine aracılık etme konusunda isteksiz davranacakları aşikârdır. İş yine devlet bankalarına kalacaktır.

Getirilmesi zorunlu değilse ekonomiye ne katkısı olacak?


Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının banka veya aracı kurumlara, kendileri veya yetkilendirdiği kişilerce bildirilmesi, söz konusu kıymetlerin Türkiye’ye getirildiğinin kabulü için yeterli olacaktır. Bu şekilde bildirimde bulunma seçeneğini tercih edenler bakımından söz konusu varlıkların daha sonra hesaben veya fiziken Türkiye’ye getirilmesi ihtiyaridir.

ghghghgh

Bankalar ve aracı kurumlar, hesaba transfer edilmek veya fiziken getirilmek suretiyle hesap açma halleri hariç olmak üzere, kendilerine bildirilen menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları için yapılan bildirimi tabi oldukları mevzuatları çerçevesinde muhafaza edecekler ve bu varlıklara ilişkin ayrıca bir hesap oluşturmayacaklar veya kayden izlemeyeceklerdir.
Görüldüğü üzere, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının Türkiye’ye getirilmesi şart değil. Kanunun amacı; varlıkların tekrar Türk ekonomisine kazandırılması olduğuna göre, böyle bir ihtiyarilik tanımanın kime ne faydası vardır?

Başkası adına para getirme yolu açılmıştır…

Şirketlerin kanuni temsilcileri, ortakları veya vekilleri adına görünen, ancak gerçekte şirketlere ait olan varlıkların şirketler tarafından Türkiye’ye anılan madde kapsamında getirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu kapsamda, şirketlerin, kanuni temsilcileri, ortakları veya 19 Ağustos 2016 tarihinden önce yetkili kuruluşlarca düzenlenmiş bir vekalet veya temsil sözleşmesi olmak koşuluyla vekilleri aracılığıyla yurtdışında değerlendirdikleri kendilerine ait varlıkları, madde kapsamında Türkiye’ye getirme imkanları bulunmaktadır. Bu durumda, şirket adına açılmış veya yeni açılacak bir hesaba kanuni temsilciler, ortaklar veya vekiller tarafından transfer edilecek varlıklar, şirket tarafından Türkiye’ye getirilmiş sayılacaktır. Madde kapsamındaki varlıkların bu şekilde Türkiye’ye getirilmesinde, usulüne uygun olarak şirket yetkili organlarınca alınmış karar örneği, vekalet veya temsil sözleşmesi gibi tevsik edici belgelerin Tebliğ eki forma eklenmesi gerekmektedir.
Yurtdışından varlığı Türkiye’ye getirenin tüzel kişi olması halinde, sırf getirilen bu varlıklar nedeniyle bu tüzel kişinin kanuni temsilcileri, ortakları ve vekilleri ile bunların ortak oldukları şirketler hakkında da vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezası kesilemeyecektir.

Gerçek kişiye de inceleme yok

Yurtdışından varlığı Türkiye’ye getirenin gerçek kişi olması halinde, sırf getirilen bu varlıklar nedeniyle bu gerçek kişinin yönetiminde bulunduğu veya ortak olduğu şirketler hakkında da vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezası kesilemeyecektir.

Sır ve mahremiyet zırhı…

213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 4458 sayılı Gümrük Kanunu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu kanunlara ilişkin diğer mevzuat uyarınca sır kapsamında olduğu belirlenen bilgi ve belgeler saklanmakta, korunmakta ve mahremiyet hükümleri çerçevesinde değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu tebliğin uygulanması bakımından, Türkiye’ye getirilen varlıklar ve bu varlıklara ilişkin bildirimlerde yer alan bilgiler ve diğer belgeler de sır ve mahremiyet kapsamında değerlendirilecektir.

Doların hızı kesilebilir mi?

Varlık Barışı düzenlemesi ile Türkiye’ye gelecek dövizlerin önünü açmak için Maliye Bakanlığı kanunda verilmeyen güvenceleri genel tebliğ ile vermiştir. Bugünkü ortamda uygulamanın başarılı olup olamayacağı büyük bir soru işaretidir. Keza bilinmektedir ki, bazı işadamları 15 Temmuz’dan sonra bankalarda bulunan Türk Lirası ve dövizlerini bankalardan çekmişler; yastık altına, kiralık kasaya ya da yurtdışına götürmüşlerdir. Ülkemizde şu anda çok ciddi bir güven sorunu yaşanmaktadır. Bu sorunu hep beraber aşabilirsek, yarınlar güzel olacaktır.