Uzun süredir kamu oyunun gündemini meşgul eden ve tartışmalara konu olan, Varlık Barışı düzenlemesi 19 Ağustos 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
Kanunun Meclis’e sunulduğu şekli ile ilgili; köşemizde uygulama detaylarını içeren bilgileri sizlerle paylaşmıştım. Varlık Barışı’na ilişkin düzenlemeler; Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ve Meclis Genel Kurulu’nda önemli değişikliklere uğramıştır. Bu konu ile ilgili yazımızın başlığı “Yok Böyle Barış” idi ve yazımız içeriğinde ise “Bu zırhı atom bombası bile delemez” demiştik. Varlık Barışı ile ilgili Meclis’te yapılan değişiklikler ile özellikle muhalefetin de etkisiyle, “Devlet kara para aklıyor” algısını yıkmak için inceleme kanallarını açık tuttuğunu söyleyebiliriz.

Hedef vergi cennetlerindeki parayı ülkeye getirmek

Birçok ülke vergisiz veya çok düşük vergili ülkelerde saklanan trilyonlarca doları, tekrar ülkelerine geri getirebilmek için, harekete geçti. Türkiye’den Endonezya’ya, Hindistan’dan Arjantin’e kadar birçok ülke; offshore hesapları olan vatandaşlarının ve şirketlerin paralarının “Af”’ ile geri getirilebilmesi için yasal düzenleme arayışındalar. Avustralya kâr kaybını önleyici vergilendirmeyi tartışırken, ABD Başkan adayı Trump bile; şirketlerin deniz aşırı hesaplarında biriken 2 trilyon dolarlık parasını geri getirmek için özel “tatil vergisi oranı” belirlenmesini önermektedir.
Türkiye, Endonezya’dan sonra en hızlı davranan ülke olarak Varlık Barışı Kanunu’nu yürürlüğe koydu ve barışmak için vatandaşlarını bekliyor.

Varlık Barışı’nın kapsamı

Kanun ile 31 Aralık 2016 tarihine kadar;
- Gerçek ve tüzel kişilerce; yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve sermaye piyasası araçlarının,
- Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince; Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların bildirimi veya beyanı yapılabilecektir.
Kanunda beyan veya bildirime ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu konuda Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiştir.
Yurt dışında bulunan ve bu kapsamda bildirilen para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 31 Aralık 2016 tarihine kadar Türkiye’ye getirilmesi gerekmektedir.
Kanunda, bildirilecek olan varlığın belli bir tarihten önce yurtdışında olduğunun ispatı istenmemektedir.

Varlıklar Türkiye’ye getirilmeden düzenlemeden yararlanılabilir mi?

Kanunda bunun sadece bir istisnası vardır. Buna göre, kanuni defterlere kaydedilen varlıklar, yurtdışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve düzenlemenin yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin, en geç 31 Aralık 2016 tarihine kadar, kapatılmasında kullanılabilecektir. Bu durumda, borcun defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla, ödemede kullanılan varlıkların Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu düzenlemeden yararlanılabilecektir.
Ayrıca 19 Ağustos 2016 tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurtdışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının 19 Ağustos 2016 tarihinden önce Türkiye’ye getirilmek suretiyle karşılanmış olması hâlinde, söz konusu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla bu madde hükümlerinden yararlanılabilecektir.

Gelen varlıklar kayıtlara intikal edecek mi? Nasıl elden çıkarılacak?

Yurtdışından getirilen bu varlıklar, işletmelerin kanuni defterlerine kaydedilebilecektir. Kayıt işlemlerinde sınırlayıcı bir düzenleme yoktur. İşletmelere, sermayeye ilave etme, özel fon hesabında tutma veya işletme borçlarının ödenmesinde kullanma konusunda ihtiyarilik sağlanmaktadır.
Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.
Ayrıca, bildirim ve beyana konu edilen varlıklar için amortisman ayrılamayacaktır. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecektir.

Varlık Barışı’nın avantajları nelerdir?

- Bu kapsamda bildirilen veya beyan edilen işlemler dönem kazancının tespitinde dikkate alınmayacaktır. Diğer bir anlatımla, bu varlıklar için vergi alınmayacaktır.
- Kanuni defterlere kaydedilen varlıkların, sermayeye ilave edilmemiş olması kaydıyla, işletmeden çekilmesi kâr dağıtımı sayılmayacak ve bu nedenle gelir ve kurumlar vergisi tarhiyatı yapılmayacaktır.
- Kanun kapsamasında bildirim veya beyanda bulunanlar ile bunların kanuni temsilcileri hakkında, başkaca bir neden ile gerekli olması hâli saklı kalmak üzere sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılamayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilemeyecektir.

Önceki varlık barışlarından ne farkı var?

- Beyan edilen veya bildirilen varlıklara ilişkin herhangi bir vergi ödeme yükümlülüğü bulunmamaktadır. Daha önceki uygulamada, bildirimler üzerinden yüzde 2 vergi alınmıştı.
- Yurtdışındaki taşınmazlar uygulama kapsamı dışında tutulmuştur.
- Varlıkların sahipliğine ilişkin tarih sınırlaması getirilmemiştir.

Hedef 135 milyar dolar...

Türk vatandaşlarının ve şirketlerinin yurtdışında 135 milyar dolarlık varlıkları olduğu, artık herkesin üzerinde mutabık kaldığı bir gerçektir. Özellikle Panama belgelerinin ortaya çıkmasından sonra hızlanan Varlık Barışı sürecinin, beklenen başarıyı yakalayıp yakalayamayacağı büyük bir soru işareti olarak kalacaktır.
Varlıkların, belli bir tarihte yurtdışında olduğunun belgelenmesi istenmediği için; yurtiçinde mevcut varlıklar için de (yastık altı, kiralık kasa) bu uygulamadan yararlanılabilecektir. Ayrıca bildirilen varlıklardan vergi alınmaması, uygulamanın başarısı için olumlu etken olmakla birlikte, bu bildirimlerle ilgili olarak verilen hukuki güvencelerin muğlak ifadeler ile geçiştirilmesi, varlıklarını getirmeyi düşünenlere geri adım attırabilir.
Ülke olarak, “meteliğe kurşun attığımız” bir dönemde, Varlık Barışı yoluyla tekrar ülkemize dönecek olan varlıkların, Türkiye ekonomisi için; can suyu olacağını da ifade etmemiz gerekmektedir.