Geçen hafta, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın belediyelerin kaynak sıkıntısı ve gelir problemini çözmek üzere; radikal bir yasa değişikliği hazırladığı haberleri bütün yazılı ve görsel medyada yer aldı.
Yasa değişikliği ile; cep telefonu, internet, doğalgaz faturası üzerinden yüzde 1 ek belediye vergisi alınması ve ayrıca Motorlu Taşıtlar Vergisi gelirlerinin yüzde 10’unun da belediyelere aktarılması amaçlanıyor.
Ülkemizde belediyeler; Belediye Gelirleri Kanunu çerçevesinde elde ettikleri gelirler yanında, emlak ve çevre temizlik vergisi gelirleri ve genel bütçe vergi gelirlerinden pay almaktadırlar. Bu tasarı ile; belediyelerin yıllık gelirlerinde 40 milyar TL’lik ek kaynak yaratılması hedeflenmiştir.
Borçsuz belediye yok !
Bu gelirlere rağmen, Türkiye’deki hemen hemen bütün belediyelerin borcu mevcuttur.
Belediyelerin kamuya olan borçları ile ilgili zaman zaman tahkim yasaları çıkartılarak, bu borçlar silinmektedir. Belediyelerin harcamalarına göre gelirlerinin yetmediği aşikârdır. Bu sonucun ortaya çıkmasında birçok etken vardır.
1-Belediyelerde yapılan harcama denetimleri yetersizdir. Belediyeler 10 liralık işi 100 liraya yaptırmalarının hesabını vermemektedirler.
2-Belediyeler en önemli gelir kaynaklarından biri olan “Emlak Vergisi” ile ilgili olarak popülist yaklaşımları nedeni ile yeterince gelir elde edememektedirler.
Her 4 yılda bir belediye temsilcilerinin ağırlıkta olduğu “Takdir Komisyon”larınca belirlenen arsa asgari metrekare değerleri rayiç bedelinden 7 ile 15 kat eksik belirlenmektedir. Emlak Vergisi ödeyenler aynı zamanda seçmen de oldukları için, seçmene şirin görünmek amacı ile büyük bir emlak vergisi gelirinden fedakârlık yapılmaktadır.
Bütçe gerçekleri nedeni ile, ilave vergi geliri yaratılmadan belediyelere bütçeden ilave pay verilmesi mümkün değildir. Yöntem olarak, cep telefonu (Vergi oranı yüzde 45 seviyelerinde) doğalgaz (Vergi oranı yüzde 17,2), ve internet (Vergi oranı yüzde 25) kullanımına yüzde 1 ek vergi getirilecek ve elde edilen gelir bütçede toplanacak sonra belediyelere aktarılacaktır.
Ülkemizde tüketicilerin ödediği dolaylı vergilerin, toplam vergilerin yüzde 70’ine ulaştığı dikkate alınmadan; her vergi artışında tüketicilerin akla gelmesi çok yanlıştır. Tüketiciyi yolunacak kaz olarak görüyoruz ama artık o kazda yolunacak tüy kalmadığının farkında değiliz.
2003 yılından bu yana 2 kez belediye gelirlerinin artırılması ile ilgili “Belediye Gelirleri Yasası’nda kapsamlı değişiklikler içeren yasa tasarısı hazırlandı, kamuoyunda tartışıldı. Yoğun tepkiler nedeniyle bu tasarılar yasalaşamadı.

Dünyada en başarılı belediyeler

Dünyanın en iyi belediye başkanı yarışmasında bu yıl ilk 10 sırayı şu başkanlar aldı:
1- John So, Melbourne, Avustralya
2- Job Cohen, Amsterdam, Hollanda
3- Stephen Red, Harrisburg, ABD
4- Jejomar Binay, Makati City, Filipinler
5- Michel Thiollière, St Etienne, Fransa
6- Paul Wengert, Augsburg, Almanya
7- Francisco Cabrera Santos, Valencia, Venezuela
8- Dubravka Suica, Dubrovnik, Hırvatistan
9- John Hickenlooper, Denver, ABD
10- Patrick Ramiaramanana, Antananarivo, Madagaskar
Görüldüğü üzere Türkiye’den hiçbir belediye bırakın ilk onu, ilk yüzde bile kendisine yer bulamadı.

Ne yapılmalı?

Ülkemizde belediyelerin görev tanımları, gelir kaynakları ve denetimleri ile ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılması zorunludur. Dünyada çok başarılı olmuş belediyecilik modelleri mevcuttur, özellikle Fransa uygulamalarının dikkatlice değerlendirilmesinde fayda vardır.
Kamuya olan borçların “Tahkim” ile silinsin, Emlak Vergisi alma, 10 liralık işi 100 liraya yaptır, sonra da tüketiciye ek vergi konulsun bizi finanse etsin de “oh ne âlâ memleket”