Geçen ay hem dünyanın hem de Türkiye’nin gündemini “Panama Belgeleri’’ meşgul etmişti. Bu belgelerde çok sayıda Türk vatandaşının ve şirketlerinin hesapları ortaya çıkmıştı. Halen bu tartışmalar devam ederken; Meclis’e yeni bir torba kanun tasarısı sunuldu. Bu tasarı ile beraber, Panama ve diğer Off-Shore ülkelerdeki Türk vatandaşlarına ve şirketlerine ait paraların tekrar Türkiye ekonomisine geri dönüp dönmeyeceği konusunun epey tartışılacağı anlaşılmaktadır.
Hükümet, 2008, 2011 ve 2013 yıllarında Varlık Barışı Kanunları çıkarmış; bu kanunlar ile yurtdışındaki varlıklarını yurtiçine getiren Türk vatandaşlarının yüzde 2 oranında vergi ödemeleri koşulu ile bu varlıkların ülkemize girişine izin verilmiştir.
Meclis’e sunulan yeni düzenleme uyarınca;
n Yurtdışındaki para, altın, bono, tahvil, hisse senedi gibi varlıklarını 31 Aralık 2016’ya kadar yurda getirecek şirketlerden veya gerçek kişilerden hiçbir vergi alınmayacak, bu paradan dolayı denetim yapılmayacaktır.
n Önceki varlık barışı kanunlarında, bildirimler vergi dairesi’ne yapılmakta iken, bu kez doğrudan bankaya bildirimde bulunulacak ve parada 2016 yılı sonuna kadar ülkemize getirilebilecektir.
n Yurtdışındaki alacaklarına ya da taşınmazlarına ilişkin 2016 yılı sonunda kadar bildirimde bulunan şirketlere veya gerçek kişilere de, bunların getirilmesi için 1 yıllık süre tanınacaktır.
n Şirketlerin yurtdışından getirecekleri paraların sermayeye eklenmesi zorunlu olmayacak, şirketler isterse bu parayı bankaya mevduat olarak yatırabilecek, bina alabilecek, başka bir şirkete sermaye olarak koyabilecek hatta isterse tekrar yurtdışına çıkarabilecektir.
n Para ülkeye başka kişi adına da getirilebilecek, bu durumda Veraset ve İntikal Vergisi istenmeyecek.
Görüldüğü üzere; son 8 yılda dördüncü kez çıkarılacak olan fakat ilk üçü pek başarılı olamayan ve istenen sonuca ulaşılamayan varlık barışı uygulaması yeniden getiriliyor. Yıllardan beri artık şehir efsanesine dönüşen ve Türklerin yurtdışında var olduğu iddia edilen 135 milyar Amerikan Doları acaba ülkemize dönüş yapacak mı?
Çıkarılmak istenen bu yeni yasa ile devlet getirilecek olan para üzerinden vergi almıyor, sermayeye ekleme zorunluluğu istemiyor, kendi isimlerinin ortaya çıkmasını istemeyenler için başkasının adına getirme yolunu açarak bir eksikliği de gidermiş oluyor. Varlık Barışı Kanunu’nun gerekçesi olarak “vergi toplayalım, vergi geliri yaratalım’’ düşüncesinin değil, ekonominin kaynak ihtiyacının giderilmesi ortaya konuyor.
Yurtdışından getirilecek para ve varlıklar ile ilgili olarak, daha önceden alınan yüzde 2’lik verginin alınmaması bir teşvik unsuru olamaz. Yani vergi alınmıyor diye, kimse varlığını ülkeye getirmez. Getirilen para ve varlıklarla ilgili olarak, sadece vergi incelemesi yapılmayacağına ilişkin güvence de yeterli değildir. Vergi incelemesi dışında’’ kara para mevzuatı’’ ile ilgili olarak da hiçbir inceme ve soruşturmanın yapılmayacağı güvencesinin yasa ile verilmesi gerekir.
Bütün bu çekinceler giderilse bile; yabancı sermayeli dünya şirketlerinin birer ikişer ülkemizi terk ettiği bir ortamda, hangi Türk vatandaşının para ve varlığını ülkeye getireceğini, ben de sizler kadar merak etmekteyim.
Hukuki güvenlik sağlanmayan bir ülkeye ne yabancı sermaye ne de yurtdışındaki yerli sermaye dönüş yapmaz. Çok bilinen bir laf vardır; sermaye ürkek bir tavşan gibidir, bir kez ürküttünüz mü bir daha arayın ki bulasınız.