Uluslararası vergi planlaması yöntemlerinin, şirketlerce sıklıkla ve hatta büyük bir cesaretle kullanıldığı üzerinde tartışma yapılmayan bir gerçektir. Şirketler büyük çoğunluğu yurtiçinde elde edilmiş kazançlarını vergiden kaçınmak amacıyla yurtdışında özellikle vergi cennetlerinde elde edilmiş gibi göstererek vergi planlaması yapmakta, ya düşük oranda vergi ödemekte ya da hiç vergi ödememektedirler.
Vergi cennetleri; uluslararası finansal kurallar bütününü bozan, yönetim bölgelerinde gerçekleştirilen finansal işlemlerin açıklanmasına ve diğer ülkelerle bilgi paylaşımına kısıtlamalar getiren, gizlilik yasaları bulunan ülkelerdir. Vergi cennetleri; vergi planlaması yapmak isteyen mükelleflere gelirlerin buralarda elde edilmiş gibi gösterilebileceği, idari ve finansal yapılanmalara gidebilme olanağı sunmaktadır.
ABD’de durum nedir?
Fortune 500; Fortune Dergisi tarafından hazırlanan ve yayınlanan yıllık bir listedir. Listede, ABD’deki en yüksek net ciroya sahip 500 kurum sıralanır. Ancak, Fortune, özellikle şirketlerin vergi gelirlerinin etkisini yok etmek için bu hesaplamalarda birçok şirketin cirosu üzerinde düzeltme yapar.

ekran-alintisi

2015 yılında Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin yüzde 73’ü vergi cenneti kullanıyor.
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre 2015 yılında Fortune 500 listesinde yer alan şirketlerin yüzde 73’ünün vergi cennetlerinde iştiraki bulunuyor. Söz konusu şirketlerin offshore iştiraklerinde muhasebeleştirilen tutar 2.5 trilyon ABD Doları olup, bu tutarın yüde 66’sı 30 şirketin iştiraklerinde kaydedilmiştir. Bunun ABD Hazinesi’ne maliyeti 717.8 milyar dolar olarak hesaplanmıştır.
Araştırma sonuçlarına göre; Fortune 500 listesinde yer alan 367 şirketin toplam 10 bin 366 adet offshore iştiraki bulunmaktadır. Kazançlarını offshore şirketlerde en fazla tutarda muhasebeleştiren 30 şirketin toplam 2 bin 509 adet offshore iştiraki bulunmaktadır. Amerikan şirketlerinin yüzde 58’inin söz konusu iştirakleri Bermuda ve/veya Cayman adalarında yer almaktadır. Buna göre; 58 ABD şirketinin söz konusu kazançlarını vergi cennetlerinde değil de, ABD’de muhasebeleştirmeleri halinde ödeyecekleri ilave verginin 212 milyar dolar olduğu hesaplanmıştır.
Vergi cennetlerine dokunulmuyor, dolaylı vergiler rekor kırıyor.
Vergi cennetleri sebebi ile; vergi gelirlerinde oluşan her kuruş vergi kaybının telafi edilmesi gerekmektedir. Bu vergi oranlarının yükseltilmesi, borçlanmanın artırılması, sosyal yardım programlarında ve yatırımlarda kesintiye gidilmesi veya kobiler üzerindeki vergi baskısının artması şeklinde kendini göstermektedir. Dolayısıyla ekonomik ve sosyal denge özellikle tüketiciler aleyhine bozulmaktadır. Oluşan vergi kaybı tüketim vergileri olan ÖTV ve KDV’nin sürekli artırılması yoluyla, tüketicilerden telafi edilmeye çalışılmaktadır.
Uluslararası vergi planlaması çok uluslu şirketlerin faaliyet, yatırım ve kârlılıklarına olumlu etki yapmakla birlikte; kamusal faaliyetlerin yürütülebilmesi ve hizmetlerin yerine getirilebilmesi için ihtiyaç duyulan vergilerin yeterli miktarda tahakkuk ve tahsil edilmesi de bir zorunluluktur. Yeterince ve mali güce göre alınmayan vergilerin tüketiciler üzerinde büyük bir yük oluşturduğu da unutulmamalıdır.
Maliye Bakanlığı’ndan, Türk şirketlerinin vergi cennetlerindeki iştiraklerinden elde ettikleri gelirleri Türkiye’de beyan etmemek yoluyla, ne kadarlık vergi kaybı ortaya çıktığının açıklamasını beklemekteyiz. Bu rakamı bilmemiz halinde, tüketiciye yüklenen dolaylı vergi yükünün ne kadar azaltılabileceğini, kolayca söyleyebiliriz.
Kurumlar Vergisi Kanunu’muzda 01.01.2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; aşağıdaki hüküm mevcuttur.
“Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkanı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulu’nca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara (tam mükellef kurumların bu nitelikteki ülkelerde bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna girip girmediğine veya ödeme yapılan kurumun mükellef olup olmadığına bakılmaksızın yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılır.’’
Şimdi böyle bir hüküm var iken; nasıl oluyor da vergi cennetleri yoluyla vergi kaybına neden olunuyor, diye düşünebilirsiniz. Bu sorunun cevabı basittir. Bakanlar Kurulu hangi ülkelerin vergi cenneti olduğuna ilişkin listeyi ilan etmediği için, bu madde fiilen uygulanamamakta ve Türkiye tüketiciler açısından vergi cehennemi olmaya devam etmektedir.