Bir şeyle dalga geçmek ya da eleştirmek için bile tanımak lazım. Ben de ‘yazarım’ diye başladım, şimdi hafiften ‘Pokemon Go’ oyuncusuyum! Eleştirilse fena da eleştirilebilir, pozitif, sevilecek yanları da yok değil…

22

Türkiye’nin gündemi bu kadar karışıkken, ‘darbe kalkışmasının üzerinden henüz bir hafta geçmişken’, ‘Pokemon Go’nun ülkemizde çok da popüler olmasını beklemeyiz değil mi?
Geçtiğimiz cumartesi akşamüzeri İstanbul Beşiktaş’ta, vapur iskelesinin orada Pokemon avına çıkmış yüze yakın kişiyi görmeseydim ben de beklemezdim!
Geçtiğimiz hafta ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, basın toplantısında IŞİD hakkında konuşurken cümlesinin ortasında durdu ve bir gazeteciyi Pokemon avlarken yakaladı!
“Ay bizim de böyle eften püften gündemlerimiz olsa…” derken, “Belki yazarım” diyerek yükledim oyunu.

Peki nedir bu ‘Pokemon Go’?

Şimdi oyunu ‘ıncığını cıncığını bilen biri’ olarak değil, ‘yeni öğrenen biri’ olarak anlatmaya çalışayım.

Kapamıyor sokağa döküyor

- Oyunu diğer pek çok sanal oyundan ayıran özelliği şu: İnsanları bir alana kapatmıyor, tam aksine ‘sokaklara çıkarıyor’. Tabii oyunun meraklısı bol, oyun alanı bilinmezliklerle dolu sokaklar, insan karakterleri de çeşitli olunca her gün onlarca haber ortaya çıkıyor.
- Satoshi Tajiri yani ‘Pokemon Go’nun temeli olan Pokemon’un yaratıcısı küçükken böcek toplamayı çok seven, bu yüzden ‘Dr. Böcek’ lakabı takılan, Asperger sendromundan muzdarip bir çocuk. Atari salonlarına da tutkun olan Tajiri, büyüyünce farklı isim ve görünümde böcekler ve onları avlayan, yetiştiren karakterler üzerinden bir oyun tasarlıyor. Yıllar sonra o oyunu tekrar gündeme getiren Pokemon Go’nun yaratıcısı John Hanke ise başka bir tutkuyla oyunu geliştiriyor: Coğrafya, haritalar…
- Hanke, 1996’da binlerce kişinin internet üzerinden aynı anda oynayabildiği ‘Meridian 59’ adlı bir oyun tasarladı ve ‘dünyayı haritalandırma’ tutkusu için oyunu sattı.

11

Google Earth’ün yaratıcısı yaptı

Kahramanımız Hanke, 2000’de GPS’e bağlı ilk 3D dünya haritasını tanıttı, 2004’te bu haritayı satın alan Google, onun da yardımıyla bugünkü ‘Google Earth’ü hayata geçti.
- John Hanke, 2010 yılında Google desteğiyle, harita temeli üzerine oyunlar kuracak ‘Niantic Labs’i kurdu. 2012’de firma bu tarz ilk oyunu ‘Ingress’i tanıttı.
- “Her zaman elimizdeki coğrafi verileri kullanarak mükemmel bir oyun tasarlanabileceğini düşünürdüm” diyen John Hanke’nin oyununda benim de en sevdiğim özellik kesinlikle bu.

12

- Diyanet-Sen Başkanı, “Camilerde Pokemon avlanıyor. Kutsal yerlerimize saygısızlık” diyerek oyunun yasaklanmasını istedi ya. Oysa biri söylemeliydi… Oyunun temeli bir şehrin haritalandırılmasına dayanıyor; tarihi, turistik ve gözden kaçmış eserler birer istasyon. Pokemon avlamak için gerekli özel topları almak için o kutsal yerlere -kiliseler de, müzeler, çeşmeler, heykeller ve duvar resimleri de var- girmeniz gerekmiyor. Belli bir mesafeden de yaklaştığınızda alacağınızı alabiliyorsunuz.

20

‘Restoranım pokestop olsun’

- Pokestoplar yani pokemon avlamak için gerekli malzemelerin toplandığı, çevrelerinde Pokemon da bulunabilen alanlar.
- Bu alanları oyunu kurar kurmaz da görebiliyorsunuz. Google Earth fotoğrafları ve isimleri var. Mesela şu anda Kabataş’ta bir inşaatın içinde kalan ‘Dolmabahçe Anıtı’nı ilk onun sayesinde gördüm ya da Akatlar’da Sanatçılar Parkı’nda Sedat Hakkı Eldem Anıtı bile varmış. Girmeyi aklınızdan geçirmeyeceğiniz ara sokaklarda, yıkılmaya yüz tutmuş tarihi çeşme, anıt ya da heykeller var. Bakıyorsunuz!
- Restoran sahibi ve oyunu seven bir arkadaşım restoranı bir ‘Pokestop’ olsun istiyor, Nusret öyleymiş mesela. Mekana popülerlik getireceği kesin. Bazı mekanlar da Instagram hesaplarından “Bizde Pokemon var” duyurularına başladı.

21

Obeziteye karşı!

- The New York Times, oyunun ‘şehri canlandırdığını’ ve ‘yürüyerek gezmeyi, mekanları, saklı cennetleri keşfetmeyi teşvik ettiğini’ yazdı. Tabii ki, bunu da ‘kıran’ ve oturduğu yerden ya da otomobille gezerek (evet; sürücü koltuğunda bile!) ava çıkanlar ve pokemon toplamayı başaranlar da mevcut. Çünkü çok hızlı gitmeyerek otomobilden de kısmen oynanabiliyor oyun (ki bu durum da bayağı tehlikeli)
- Oyunun bazı otizmli çocuklara iyi geldiği, çocuk hastanesinde tedavi amaçlı kullanıldığı da gelen haberler arasında. The Guardian, oyuncuları ‘yürüten’ oyunun obeziteyle savaşta kullanılabileceğini yazdı.
- Çok şarj harcayan oyunla ilgili hemen yeni yan ürünler çıkartıldı, yeni meslekler, para kazanma yolları çıktı.
Benimse bu tür konulardaki felsefem şudur: Kredi kartı gibi; istersen kullanmazsın. Doğru kullandığında ise onlarca avantaj yakalar, fazla ya da kötü kullanırsan batarsın!