İnternetten buldum, temsili duvarı delen adam resmi. İnternetten buldum, temsili duvarı delen adam resmi.


Duvarı delip hamile bırakan adamı hatırlıyorsunuz, değil mi? 2003 yılında Hürriyet Gazetesi’nde yer alan habere göre bir kadın mahkumun hamileliğini sekizinci ayında fark eden cezaevi yönetimi soruşturma açıp olayın detaylarını öğrenmek istiyor. Sonunda ortaya çıkıyor ki adam 20 santimlik cezaevi duvarını delmiş, hatta penisi ölçülerek duvarın kalınlığından daha uzun olduğu ortaya çıkıyor ve bu işi yapabileceğine de teknik olarak kanaat getiriliyor.
Gardiyanların kim bilir ne karşılığında cezaevlerindeki mahkumlara verdikleri çeşitli hizmetlerin üstünü örtmek için uydurulan bu gerekçe Türk basınının tarihi başlıklarından biri oldu bile. Neresinden bakarsanız bakın, inandırıcı değil. Bunu biliyoruz zaten okurlar olarak. Bu haberi yayınlayan gazete de bunun farkında, zafiyetin üzerini örtüp soruşturmadan bu sonucu bulan cezaevi yönetimi de.
Kuşkusuz saçmalığına gülüp geçilecek bir haber, ama bir yanıyla hep ilgimi çekti. Bu hayal gücünün kime ait olduğunu merak ediyorum.
Türk basınında asparagas seks haberleri bir gelenekti; belki gururlanacağımız bir gelenek değildi ama bugün gülerek okuduğumuz o eski gazete kupürlerindeki tuhaf seks vakaları, Bulvar Gazetesi’nin okur mektupları masa başında üretilir, dolaşıma sokulurdu. Bu haberlere inanan var mı bilmiyorum, ya da ciddiye alan... Ama bir dönem Türk erkeğinin seksi Bulvar Gazetesi’yle öğrendiği, seksin bu asparagas haberlerdeki hayal gücüne benzer bir şey olduğunu düşünen bir kuşak yetiştiği de gerçek.
Muhafazakarlaşma bu geleneği de öldürdü. Bulvar epeydir tarih oldu, AKP’nin iktidara geldiği 2003’ten beri duvar deliğinden hamile kalan birine daha rastlamadık. Bu gibi yalan/ucuz seks haberleri de tarihe karıştı. Daha eğlenceli değil miydi o yıllarda Türkiye?
Metro Turizm muavininin uyuyan genç kadın yolcunun üzerine boşalması haberini görünce ilk olarak basında eski asparagas günlerine mi dönüyoruz, diye düşündüm. Seksi Penthouse’un Forum sayfalarından ya da Bulvar’ın okur mektuplarından öğrenmedim, ama entelektüel bir merakla bu kısa öyküleri yıllarca okuyup kahkahalarla güldüm. Kimi zaman çok yaratıcı hikayelere denk geldiğimi söyleyebilirim. Bir başkasının trajedisiyle alay ettiğim için ayıplanmalıyım belki, ama bu muavin haberini tıpkı o mektupları okuduğum gibi okudum ve her detay ortaya çıktıkça gülüyorum.
Bulvar’daki cinsel fantezilerde şehirlerarası otobüsler ve mola alanları epey önemli yer tutardı. Keşke bu mektupların içerik analizi akademik bir çalışmayla yapılsa, daha net bir veri elimize geçer. Ama büyük bir yüzdenin otobüste yaşanan cinsel fanteziler olduğunu söyleyebilirim.
Metro Turizm’deki muavin vakası da her bakımdan Bulvar’ın okur mektuplarının formatına uygun bir öykü. Tek bir fark var: Olay gerçek.
Türkiye ne hale geldi, diye infial içinde olacaklardan değilim. Toplumu bu kadar baskı altında tutarsan, bu kadar muhafazakarlaşmayı ön plana olursan bir yerden patlama kaçınılmazdır diye kolaycılığa da sığınmak istemiyorum.
Ama Türkiye’nin cinsel fantezilerini sapkınlık düzeyinde hayata geçirmesiyle muhafazakarlık arasında kesinlikle bir bağlantı olduğu ortada. 2003’ten beri toplum daha da muhafazakarlaştı kuşkusuz, ama zaten mayamız buna müsaitti. Çok iddialı konuşmayayım ama ikiyüzlü cinsellik bakımından sanırım dünyanın sayılı lider ülkelerinden biriyiz: Tıpkı gündelik etik anlayışımız gibi cinsel hayatımızda da bir şey söylerken aslında bir başka şey demek istiyoruz ve varlığımız inkar, ret ve yalan üzerine kurulu.
Binlerce örnek verilebilir belki, ama “Duvarı delip hamile kaldı” haberini ararken rastladım: Bir köydeki yaşlıya zamanının parasıyla üç milyar TL başlık parası ödetip gelin yerine genç bir erkekle evlendirmişler, gerdek gecesi ortaya çıkmış bu “skandal.” İşte bu sıradan bir hayal gücü değil, bu Türk’e özgü bir fantezi.
Benzer asparagas soslu seks haberlerine dünyanın en çok okunan gazetelerinde de rastlanıyor, mesela Daily Mail’in web sitesi tık dostu böyle birçok haber barındırıyor. Hiçbiri bizdekiyle yarışamaz.
Anlıyoruz ki, artık fantezi olmaktan da çıkıp gerçekliğe yol almış Türkiye’nin cinsellikle sorunlu ilişkisi. Kırsalda ilk deneyimi eşekle yaşayan bir toplumdan bahsediyoruz, muavinin yolcunun üzerine boşalması mı tuhaf geliyor?
Dincilerin seks skandallarına girmiyorum bile, çünkü kutuplaştırıcı örnekler konunun dinci-dinsiz ayırmadan bir Türk sorunu olduğunu kolaylıkla gizleyebiliyor. Ama dincilerin Gezi’deki saldırı yalanı bile incelenmesi gereken bir cinsel fantezi üretimiydi; bu toplumun ortak cinsel bellek fabrikasından çıkan.
Cinselliği ayıplanacak, utanılacak, gizlenecek, konu açıldığında kapatılacak bir ayıp olarak gördükçe muavin ya da duvar delme haberleri Türkiye’de yaşamanın trajikomik gerçekleri olarak görülüp pek de üzerinde durulmayacak. Birbirimize anlatırken güleceğiz sadece. Nereden başlanır bilmiyorum, ama muavinin aynı zamanda bir kurban olduğunu çok iyi biliyorum.

Fıstıklı çikolata Amerikan pazarına yeni girdi, bakalım tutacak mı? Fıstıklı çikolata
Amerikan pazarına yeni girdi, bakalım tutacak mı?


Açıkça reklam yapıyorum

Oh be nihayet!


Benim gibi bağımlısıysanız Nestle’nin Antep fıstıklı Damak çikolatasının hayati önemini bilirsiniz. Nedense Batı’da yeşil fıstıklı çikolata pek yaygın değil, genellikle de koyu çikolatalar içinde bir meyveyle hazırlanıyor. Süpermarket raflarındaki yüzlerce çeşit arasında bir tane bile Damak alternatifi yok.
Amerika’da bazen Türk bakkallarından alıyordum Damak’ı, ama her zaman yolum düşmüyor. Bazen de Türkiye’ye gittikçe getiriyordum.
Epey bir süre Ülker’in fıstıklı çikolatasının dünyanın en iyi çikolatası olduğuna inanmıştım. Son yıllarda Damak değişti; biz çocukken fıstıklar kırık, belli belirsizdi. Sonradan Nestle de tıpkı Ülker gibi tam fıstık kullanmaya başladı.
Epey bir kör test yaptım çevremde, sonunda ben de Damak’a döndüm.
Ve nihayet Damak bunca yıldan sonra Amerikan pazarına girdi. Üstelik Damak adıyla, hatta ABD’ye pek de alışıldık olmayan beyaz kare paketiyle. Kağıdın üstünde Damak’ın anlamı da “Tat anlamına gelen Türkçe kelime” diye açıklanmış.
Buradaki yeşil fıstıklarla bizim Antep fıstığının tadı da farklı, o yüzden Amerikalılar nasıl karşılayacak Damak’ı bilmiyorum. Ama Nestle gibi bir firma bunca yıldan sonra saha araştırması yapmadan girmez. Umarım kalıcı olur marketlerdeki yeri.
Önceki gün bir Amerikan sitesinde Damak’ın piyasaya girdiğini görünce Amazon’dan 15 dolara altılı bir paket ısmarladım. Reklam diyorsam, parasını verip yapıyorum yani.

Kanye West ve baldızı Kylie Jenner aynı t-shirt’ü giyiyor; biri ölen annesinin, diğeri babasının anısına. Kanye West ve baldızı Kylie Jenner aynı t-shirt’ü
giyiyor; biri ölen annesinin, diğeri babasının anısına.


Rahmetli KardashIan’ın anısına

Gardırobumun yeni konuğu


Kanye West müzikte olduğu kadar kıyafet dünyasında da çok etkili. “The Life of Pablo” albümünü desteklemek için piyasaya çıkardığı ürünler ilk önce Madison Square Garden’daki bir konserde satıldı, ardından hemen İnternete fahiş fiyatla düştü.
Sonra New York’ta birkaç günlük bir pop-up dükkanda altı-yedi saat sırada beklemeyi göze alanlar kavuştu albümden sözler yazılı kıyafetlerle.
Geçen hafta Los Angeles’ın gençler için en hip caddesi Fairfax’deydi Pablo pop-up dükkanı, tam da Supreme’in yanında. Fairfax bu gibi olaylara alışkın. Mesela Supreme yeni sezonu açınca caddenin üzerinde bloklar boyu uzanan bir kuyruk günlerce sürüyor.
Pablo dükkanının da etkisi aynıydı. Normal şartlarda hiç kimse beklemez... Ben bir yolunu buldum, bir bağlantıyla sayesinde içeriye adam sokabildim. Uzaktan, telefonla talimat verip istediklerimi almak için...
Fakat şöyle bir şey oldu: Elime fırsat geçince hiçbirini istemedim. Halbuki kuyrukta beklesem ne görsem alabilirdim. Uzaktan etkisi aynı olmuyormuş.
Sadece hatıra için bir yüzünde Kanye West’in ölen annesi Donda West, diğer yüzünde Kim Kardashian’ın babası Robert’ın portrelerinin olduğu t-shirt’ten aldım. İngilizcede tam Türkçeye çeviremediğim ‘cheesy’ diye bir kelime var; tam rüküş değil de ona yakın. Zaten tam da öyle olsun istedim.
Şimdi bu yaz giyilmeyi bekleyen bu t-shirt hazır, en uygun zamanı bekliyorum. Varsa iyi bir parti davet edin, bu kostümle katılıp rol çalmaya hazırım.

İletişim: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @orayegin.