Her şey planlandığı gibi ilerliyor.
Adım adım.
7 Haziran gecesi Devlet Bahçeli’nin “her türlü koalisyon formülünü çıkmaza sokan” açıklamasının ardından aslında biliyorduk.
O açıklama bizi önce kendi Cumhurbaşkanı adaylarını bile Meclis Başkanı yaptırmayacak bir düzene, sonra da 1 Kasım’a taşıdı.
Şimdi de Bahçeli, Tayyip Erdoğan’ı Başkan yaptıracak.
Bizzat Başbakan “2017 Nisan” diye takvim bile veriyor referandum için.
Bu hafta AKP ve MHP, Yeni Anayasa için son kez bir araya gelecek.
Anlaştıkları maddeleri gördünüz mü ? Neredeyse tümü “seçilecek ilk Başkan’ın, ya da mevcut Cumhurbaşkanı’nın yetkileri” üzerine.
Çünkü Türkiye’nin başka hiçbir derdi yok !
İşsizlik, ekonomi, terör, şiddet gibi sorunları yok…
Varsa yoksa Başkanlık.
Her ne kadar öngörüsünü önemli bulduğum değerli siyasetçi ve hukuk adamı Hüsamettin Cindoruk “göreceksin, referandumda her iki parti de fire verecek” dese de…
Ben artık sona yaklaştığımızı düşünüyorum.

*  *  *  *  *

Bunu ancak, tek bir senaryo bozabilir.
Kendisini siyasetin tamamen dışında bulan CHP eğer tüm Türkiye’yi bir araya getirecek bir Başkan Adayı ortaya çıkartabilirse, oyun bozulur.
Türkiye’de yargıya, siyasete, TSK’ya güveni yeniden tesis edecek, ülkenin bağımsızlığından ve bütünlüğünden yana tavır alacak, bütün bu savaş
coğrafyasının ortasında sükunetle diplomasi yapabilecek biri…
Ayıran değil birleştiren biri.
Gerçekçi bir sağduyu ile meseleleri ele alacak biri.
Sizin aklınıza bir isim geliyor mu ?
Yazın, birlikte düşünelim…

“Koalisyon” dedikleri…


Bu ülkede bir koalisyon fobisi var.
En son Ekonomi Bakanı söyledi “Merak etmeyin, Başkanlık sistemiyle bir daha asla koalisyon olmayacak !!” diye.
Tamam işte, biz de ondan korkuyoruz zaten !
Koalisyon Latince “coalito” kelimesinden gelir. Kökeninde ise iki ayrı kelime var; biri “coalit”, ağaç dalları gibi birbirinin içine geçerek kaynaşmak, birlikte büyümek anlamına geliyor. Diğeri “alescere”, yetişmek, boy atmak anlamında.
“Bir daha hiç olmayacak, yaşasın !” dedikleri şey aslında “bir arada yaşamak ve gelişmek” kültürünün ta kendisi yani !
Biz de onu diyoruz ya…
Başkanlık gelir ve bu beyefendinin kişiliğinde hayata geçerse Nazım’ın kelimeleri ile “yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine”yi sonsuza dek unutun diyoruz !
Farklı seslerin, fikirlerin, kimliklerin sadece “kendi evlerinde” takılacakları, siyasetin de uzlaşmasız tek elden yürütüleceği bir ülke kurulacak.
“Koalisyon olmayacak, yaşasın !” dedikleri bu.
Razı mısınız arkadaşlar ?
Size soracaklar da, o bakımdan…

Bu fotoğrafa iyi bakın, bu bir trajedidir !


Gördünüz mü bu fotoğrafı :

unnamed

Burası Ankara.
25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü için Kolej Meydanı’ndan Sakarya’ya yürüyen kadınlara müdahale edildi Ankara’da.
Sosyal medyada takip ettiğim bir genç kadın “bakın bu trajedidir” diye koydu fotoğrafı.
Doğru, bu bir trajedi.
Tel tel ayrılan, kutuplaşan, kinle, öfkeyle birbirine düşman edilen bu ülkede, yeni “cephenin” kadınlar arasında açılacağının da en açık fotoğrafı.
Kadınlar, kadınları susturacak artık bu ülkede…
Ve işte o zaman, Türkiye’nin en korkusuz, en dirayetli, en aydınlık cephesi de düşmüş olacak.

Bak Kızım;


Birilerinin yaşamını değiştirebilme gücüyle doğdun. Bu gücü harcama…