- Antalya’da kadın cinayeti: Eşini 14 yerinden bıçaklayıp öldürdü, ardından intihar etti.
- Ümraniye’de kadın cinayeti: 29 yaşındaki kadın evinde bıçaklanmış halde bulundu.
- İzmir’de kadın cinayeti: 70 yaşındaki eski eşini kaçtığı inşaatta öldürdü.
- Mersin’de kadın cinayeti: Kocasının benzin dökerek yaktığı kadın hayatını kaybetti.
- Antalya’da kadın cinayeti: Kocası 48 yaşındaki kadını keserle öldürdü.
- Balıkesir’de kadın cinayeti: ‘Koruma kararı’ altındaydı, eski kocası bıçaklayarak öldürdü.
- Adana’da kadın cinayeti: Reddedilen adam, eski sevgilisini vurarak öldürdü.
- Iğdır’da kadın cinayeti: Genç kadın tüfekle vurularak öldürüldü
- Üsküdar’da kadın cinayeti: Genç kadın iki çocuğunun gözleri önünde katledildi.
Bunlar sadece bir haftalık haberlerden bazıları. Peki ne olacak?
Daha kaç kadın yanlış yetiştirilmiş manyak tarafından katledilecek?
Öldürenlere hak ettikleri ceza verilmediği için daha kaç manyak katil olup bizim paramızla kısa bir süreliğine de olsa hapishanede bakılacak, sonra da salınıp tekrar aramız karışacak? ‘Kaybedecek bir şeyi olmayandan kork’ demişler. Bunlar kaybedecek hiç bir şeyi olmayan manyaklar ve caydırıcı cezalar verilmedikçe bu cinayetler devam edecek!

* * *

Aslında sorun yine eğitim.
Ülkemizde cehalet devam ettikçe her şey daha da kötüye gidecek.
Hayvanlar gibi sadece içinden gelen dürtülerle hareket eden insanlarla dolu bir toplumda, bunların eğitilip doğru düzgün insanlar haline getirilmesi yerine, güdülecek sürüler halinde olmaları maalesef bazı siyasi grupların işine geliyor. Bu durum sürdükçe halimiz daha da kötüye gidecek. “Allah sonumuzu hayırlı etsin” diyeceğim ama Allah, verdiği kafayı kullanmayanlara acımıyor!

Erol Evgin eksik söylemiş...


Eğitim demişken geçenlerde aklımdan manken Aysun Kayacı’nın söylediği ‘‘Dağdaki çobanın oyuyla benim oyum bir mi?’’ sözleri geçiyordu.
Nasıl da kızcağızın üzerine gidilmişti? Söylediği söz çarpıtılmış, anlatmak istediğine bakılmadan yargısız infaz yapılmıştı!
O dönemde de birçok kişi pek bir hümanist kesilmişti…
Restoranlarda garson azarlayanlar, güçsüz gördüğü her kişiye “Ben kimim biliyor musun?’’ diye posta koyanlar, sen ben ayrımı yapanlar bile birdenbire insan sevgisiyle dolup taşmış “Aysun Kayacı ayrımcılık yapıyor!” demişti.

* * *

Gelelim günümüze… Şimdi de gerçekten aydın ve düzgün bir insan olan yılların sanatçısı Erol Evgin benzer şeyler söylediği için haksız saldırılara maruz kalıyor. Erol Bey şöyle demiş;
‘‘Okuma yazma bilmeyen, verdiği oya parmak basan bir kardeşimizle, ablamızla, üç üniversite bitirmiş birinin birer oy hakkı olması adaletli mi geliyor size sorarım? Hiç hakça değil. Bana adaletli gelmiyor bu durum. Herkes seçebilmeli tabii. O parmak basan ablamız muhtarını seçsin biraz daha eğitimli olanı belediye başkanını seçsin.”
Yer yerinden oynadı!

* * *

Erol Evgin bence gerçekten yanlış konuşmuş… Üç üniversiteye gerek yok, bir üniversite bitiren biri için bile durum adil değil! Evgin, çok da güzel bir sistem önerisinde bulunmuş. Böylelikle en az ilkokul mezunları belediye başkanlarını, lise mezunları milletvekillerini seçer. “Başkanlık olsun mu olmasın mı?” seçimini ise en az üniversite mezunları yapar. Gerçekten çok güzel ve ülkemizi kurtaracak bir çözüm.
Bunlar, cehaletten korkacakları yerde, tahsilden, iyi öğretimden korkuyorlar!
Okuma yazma bile bilmeyenlerin ülkenin kaderini belirleyecek konularda oy kullanmaları, istismara son derece açık bir durum.

Peki, neden böyle oluyor?


Maalesef bu durum bazı grupların çok işine geliyor. Her konuda insan ayrımı yapıp ülkedeki her bireyi kutuplaştırarak birbirinden nefret eder hale getirenler, sıra cehalete gelince, insan sevgisiyle doluyorlar!
Bugün okullara kayıt olmaktan, işe alınmaya kadar, her konuda insanlara bir kriter getiriliyor ve bu insan ayrımı sayılmıyorsa, ülkemizi yönetecek kişileri seçerken de bir kriter belirlenmesi neden tuhaf oluyor?
Zaten şu anki durum ortada…
Demokrasi, aslında demokratik olmayanlar tarafından istismar ediliyor!
İnsana insan olduğu için değer verdiklerini söyleyenler, ülkedeki ayrımcılığa, haksızlığa, adaletsizliğe göz yumuyorlar.
Eğitimsiz ve bilgisiz insanları din adı altında Allah ile kandırıp oylarını alarak keyfini sürenler şimdi “insan ayrımı yapılıyor” diye bas bas bağırıyorlar.

* * *

“Allah ile aldatanlar” ifadesi, dört gün önce kaybettiğimiz din bilgini Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e aittir. Yüreği yurt sevgisiyle dolu, Atatürkçü büyük bir din bilginiydi. Nurlar içinde yatsın…