Geçen gece televizyonda Amerikalı yönetmen Stanley Kubrick’in Gözü tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut) filmini seyrediyordum...
Filmde ne istersen var!
Uyuşturucu, gizli cemaatler, seks ayinleri, çırılçıplak kadınlar ama Allah’tan sigara içenleri buzlamışlar. Bir de şarap bardaklarını...
Yoksa ne yapardık! İnsan seyrederken sigara içen birini görünce hemen içesi geliyor ya!..
Buzlayınca anlamıyorsunuz bile... Adamın burun deliklerinden çıkan dumanları da görmeyin canım...

* * *

Yine buzlamaya razıyız. Bir keresinde Al Pacino’nun bir filmini seyrediyorum...
Adam polis, katilin peşinde... Devamlı cinayet, kan gövdeyi götürüyor... Ya adam dövüyorlar ya kesip biçiyorlar... Derken bizim polis bir sigara çıkarıyor içmek için... o da ne!? Adam papatya içiyor! Ot’tur günahı yoktur gibi bir mesaj mı vermek istiyorlar acaba?
Polisiye gerilim filmi komedi filmine dönüyor birden...
Ama ülke geneline baktığımızda bu durum bu iktidarın politikasıyla bire bir örtüşüyor!
Terör, bombalar, kadın cinayetleri gırla.
“Bununla yaşamaya alışacağız” diyorlar.

* * *

Gün geçmiyor ki bir taciz tecavüz vakası olmasın. Çocuk tacizlerini bile görmezden geliyorlar. Ama 11 yaşındaki küçücük kızların kafalarını örtmeyi unutmuyorlar!
Yolsuzluk, rüşvet almış başını gitmiş “Hediye vermek geleneğimizde var” diyorlar.
Ama konu içki ve sigaraya geldi mi orada duracaksın. O konuda çok hassaslar.
Bazı dostlar diyor ki:
“Biz Atatürkçü, yenilikçi ve laik insanlar böyle taciz tecavüz ya da kafa kelle uçurarak, insanları kandırıp, soyup, hırsızlık yapıp, ülkemizi satarak mutlu olamıyoruz... Biz günah hakkımızı içki ve sigara içerek kullanmak istiyoruz!”
Haksız sayılmazlar...
İçki ve sigara içmek, hırsızlık yapmak, rüşvet almak, milleti soymak ve vatana ihanet etmekten daha mı günah?

Çocuklara yapılan bu zulüm yeter!


İnsanların ahlâklarına, vicdanlarına ne oldu acaba?
Ben küçükken okula servisle gidip gelirdim. “Cumhur Abi” diye bir servis şoförümüz vardı. Hâlâ hatırlıyorum... Gerçekten de abimiz, babamız gibiydi. Ona emanettik!
Bir keresinde servise koşarken çok kötü düştüm. Dizim kanadı. Cumhur Abi hemen yetişti, beni yerden kaldırdı, kucağında minibüse götürdü... Pansuman yaparken acımasın diye tentürdiyotu üfleyerek sür-müştü. Gerçekten de çok düzgün bir insandı.

* * *

Şimdi aynı şey çocuğuma olsa tüylerim diken diken olur. Ne, kucağına mı almış! Bacağını mı açıp bakmış! Nasıl pansuman mı yapmış! Ellemiş mi çocuğu!.. Kıyameti koparırım valla!
Hele çocuklara yapılan son vahşetlerden sonra... Bu vicdansız, tıynetsiz insanlar
yüzünden bütün erkekler artık töhmet altında!
Komşu, çocuğun yanağını bile sıksa, sapık mı acaba diye şüpheyle bakıyoruz artık.
Ama kimseden çıt çıkmıyor. Yer yerinden oynayamıyor. Protesto etmek, bu pis olayları kınamak isteyenler; polisle, gözaltıyla, hapisle korkutulup sindiriliyorlar. Bakalım nereye kadar!

Milli Eğitim Bakanı kadın olmalı!


Durum böyleyken, cinsellik bu kadar bastırılmaya çalışılıp sapık nüfus bu kadar artmış ve pervasızlaşmışken, çocuklarımızı koruyacak yeni yasalar çıkarılıp, onları koruyacak bakanlar gelene kadar yapılacak tek şey var;
Okul öncesi ve ilköğretim tamamen kadın eğitmenlerden oluşan ekiplerle sürdürülmeli.
15 yaş altı çocukların bulundukları eğitim yerleri, Kuran Kursları, bakım evleri, yurtlar sadece kadın eleman çalıştırmalı.
Milli Eğitim Bakanı da kadın olmalı.
“Aile Bakanı kadın oldu da ne oldu?” diyeceksiniz. E siz bunu o ‘bayanı’ bakan yapanlara sorun!