Geçenlerde 9 yaşındaki yeğenim Tan ‘’Hala, demokrasi ne demek?’’ diye sordu. Çocuk öyle çok duyuyor ki bu sözü şu sıralar. Ne olduğunu tam çıkaramamış.
Ben de ‘Her bireyin eşit haklara sahip olduğu yönetim şekli’ diye cevap verdim.
Ezbere dayalı bir eğitim sisteminden geldiğimiz için biraz fazla kitabi oldu galiba.
Sonra birden sokak röportajları geldi aklıma. Acaba yaratıcı halkımıza bu sorulsa ne cevap verirlerdi.
‘Demokrasi, FETÖ’ye karşı olmaktır’
‘FETÖ’cü olmamaktır’ gibi cevapların bolca olacağını düşünüyorum.
Çünkü belli ki herkesin, her kesimin kendine has, değişik bir demokrasi anlayışı var.
‘Ben yaparsam olur, sen yaparsan tu kaka’ gibi davranışların tabii ki demokrasiyle uzaktan yakından alakası yok.
Birileri yaptığı hatalardan özür dileyince muaf olup, diğerleri ceza çekerse, buna da ‘demokrasi kazandı’ demek pek doğru olmuyor tabii.

* * *

Yaşadığımız olaylar sonrası her zamanki gibi milletçe kötünün iyisine razıyız. Bir zamanlar demokrasi düşmanı olan, bu günün en büyük demokrasi savunucuları inşallah söylediklerinde samimidirler.
Ancak adı ‘Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ olan bir etkinliğe katılmak istemediğini açıklayan bir sanatçının konserlerini iptal etmek ne kadar demokratik bir davranış?!
Nerede özgürlük?! Nerede ifade hürriyeti?!
Yine ‘benden olmayanlar ötekidir’ olacaksa boşuna ümitleniyoruz demektir.

Çocuklar çok okumalı...

Bir TEOG yarışını daha geride bırakmış bulunuyoruz.
Ortaokul boyunca verilen emekler sonunda kimi öğrenciler hüzünlü kimileri sevinçli yeni okullarına kayıtlarını yaptırdılar.
Gönül isterdi ki her çocuk istediği eğitim kurumunda severek, isteyerek eğitim görsün.
Maalesef ülkemizin ekonomik şartları buna izin vermiyor. Ülkemizde ‘iyi eğitim’ demek; çok para harcamak demek. Orta halli bir ailenin bugünün şartlarında burssuz çocuğunu bir kolejde okutması imkansız.
Hatta bu okullara girebilmek için bile aileler kurslara, özel öğretmenlere tonlarca para harcıyor.
Sınav stresi cabası.

* * *

Bu seneki TEOG birincilerinden biri Tunceli’den. Bir çobanın oğlu olan Mahir Gündoğdu. Ailesinin aylık geliri 1000 lira. 120 sorunun tamamını doğru yapmış.
Diğer bir birinci Ezgi Beytaş, Muş’un Varto ilçesinden. Hiç özel ders almamış. O da sınavı hiç yanlışsız bitirmiş.
Bu çocukların ortak özelliği çok kitap okumaları. Madem ülkemizdeki eğitim sistemini değiştiremiyoruz; çocuklarımıza ancak okuma sevgisi ve alışkanlığı kazandırarak onların gelişimine katkıda bulunabiliriz.
Bu sayede belki biraz eğitim sistemindeki açıkları kapatabiliriz.
Hepimiz ülkemiz ve çocuklarımız için iyi bir gelecek istiyoruz.
İyi bir geleceğin şartı iyi eğitimli bir toplum.
İyi eğitimin en önemli şatlarından biri; çok okumak.
Demokrasinin kıymetinin tekrar anlaşıldığı şu günlerde ‘gerçek demokrasiyi’ yaşayabilmemiz için nöbetler yerine okuma seferberlikleri başlatılmalı.
Sonuç; Eğitim şart!