Nedir bu erkeklerin açıklanamayan tuhaf özgüveni? Her kim, ya da ne olurlarsa olsunlar, çoğunun kendisini bulunmaz Hint kumaşı zannetmesi!
Ne üstüne başına, ne yaşına başına bakmaz kendini dünyanın fatihi, bütün kadınları da kendi için yaratılmış zanneder!
Metroya binersin karşındaki adam diker gözlerini...
Aman göz göze geleyim deme!
Bakışlar sabitlenir, duruş değişir. Belli ki sen de onu beğendin, yoksa neden göz göze geleceksin ki!
Dikiyor gözlerini, bakmaya devam ediyor... Böyle bakma haddini nasıl da buluyor kendinde?
Acaba böyle, biriyle tanışıp arkadaş ya da sevgili olmuş bir adam var mıdır?
Yani karşısındakine ne kadar dik ve uzun bakarsa o kadar beğenileceğini mi zannediyor? Uzun uzun, “öküz gibi” baktığı için bir kadın “Evet seninim!” diye üzerine atlamış mı hiç acaba?
Ya da tanıdığı birinin başına gelmiş de mi umutlanmış? Yoo... O anda o adam her şeyi unutuveriyor...
Zaten senin kim ya da ne olduğunun hiç bir önemi yok. Kadınsın işte!
O istediği sürece her türlü taciz onun hakkı! Metroda, otobüste bacaklarını bir açıp oturuyorlar ki! Yanına oturacak kişi baştan her şeyi kabulleniyor yani...
Hadi çoğu cahil diyelim. Ya okumuşlarına ne demeli?
Bekârsanız, biraz sohbet, bir iki espri, biraz da güldünüz mü, “tamam bu kadın beni beğeniyor” diye yazıyor aklına...
“Sadece sohbet ettik” demiyor hiç... Ya da “Beni beğenmiyor olabilir mi? Beni ister mi?” diye düşünmüyor.
Yoo, öyle eminler ki kendilerinden...
Ama, bu kendini eşsiz zanneden grubun mimarı, maalesef anneleri...
‘’Sen erkeksin yaparsın... Sen erkeksin senin hakkın...’’ denilerek büyütülen çocuklar bu duruma geliyorlar işte.

Erkek çocuklar, zekâ genlerini sadece annelerinden alıyor

Çok ilginç bir araştırma okudum. Genetik mühendisliği kaynaklı bu araştırma raporları dünya bilim literatürüne de girmiş.
Bu rapora göre erkek çocuklar zekâ genlerini sadece annelerinden alıyor. Yapılan araştırmaya göre zekâ genlerinin şifreleri sadece “X kromozomunda” bulunuyor ve “Y kromozomunda” ise zekâ genlerinin izine rastlanmıyor.
Kadınlarda (XX kromozomu) olduğu için anneler hem kızlarına hem de oğullarına zeka genlerini aktarıyorlar.
Erkeklerde ise (XY) kromozomu olduğundan kızlarına yüzde 50 oranla zekâ geni aktarırken, oğullarına hiçbir zaman zekâ geni aktaramıyorlar.
Kadınları beğenmeyen, onları dinlemeye bile tahammül edemeyerek “Bizim kadınlardan öğrenecek hiçbir şeyimiz yok!” diyenlere duyurulur.
“Saçı uzun aklı kısa” dedikleri kadınların zekalarını o kadar da yabana atmamaları gerektiğini anlarlar belki.
Aslında geçmişe baktığımızda Türkler anaerkil bir toplum.
Kadın erkek hep yan yana omuz omuza olmuş. Ne zaman ki bu Arap esintileri, Arap hayranlığını sokmuşlar kültüre; yozlaşma orada başlamış. Atalar haklıymış yani.

Ohh! Bakan Hanım, çeyiz sorununu çözdü!

Bugünkü de çok feminist bir yazı oldu. Erkeklerin üzerine fazla gittim.
Finali Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ile yapalım.
“Analara babalara sesleniyoruz, çocuğunuz doğduğunda bir çeyiz hesabı açtırın. Ege’de şöyle bir deyim vardır ‘kız beşikte çeyiz sandıkta.’ Artık biz bunu değiştiriyoruz. ‘Çocuklarımız beşikte, çeyizlerimiz hesapta’ diyoruz’’ demiş.
Tabii tasarruf yapmanın kötü bir yanı yok, ancak ‘kadından’ sorumlu bir bakanın bu ülkede kadın ve kız çocuklarıyla ilgili onca mesele varken ilk olarak çeyiz sorununa çözüm bulmaya çalışması bana ilginç geldi.

Mahlukat Bahçesi

Senarist, yönetmen, yazar Ümit Ünal 30 yıllık sinema – anlatı deneyiminin ardından Mahlukat Bahçesi’ yle ilk göz ağrısına, çocukluk yıllarından bugüne taşıdığı resme dönüyor. Sözcüklerin, tümcelerin, kameranın yerini bu kez çizgi, renk, desen alıyor. Sokaktan-hayattan “enstantane” leri sergiliyor “canlı yayın” la. Küratörlüğünü Zeki Coşkun’un üstlendiği, İstanbul Concept -Joint Idea işbirliğiyle düzenlenen sergi, Kanyon Teras’ta 19 Mayıs’ a dek gezilebilir.