Maşallah rekora doymuyoruz!
Daha birkaç gün önce “Gazeteci hapsetmekte dünya rekortmeniyiz” diyerek ülkemizde 146 gazetecinin hapiste olduğunu belirtmiştim. Bunu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto açıklamış ve:
“Aynı sözcükleri tekrarlamaktan artık yorulduk. Bugün cezaevlerinde 146 gazeteci çile dolduruyor” demişti.
Biz hapisteki gazeteci sayısının azalmasını ümit ederken tersi oldu ve bunlara 147’ncisi de eklendi.
Suriye kökenli Türk gazeteci Hüsnü Mahalli “Devlet büyüklerine hakaret” iddiasıyla hapse atıldı.
67 yaşındaki bu gazeteci devamlı doktor kontrolünde olması gereken “Tranvers myelitis ve multiple skleroz hastası” idi.
“Tranverse Myelitis” omurilik sinirleri ile ilgili ciddi bir hastalıktır, iyi tedavi edilmezse felce sebep olabilir.
“Multiple Skleroz” ise beyni ve omuriliği etkileyen bir hastalıktır, kısaca baş harfleriyle “MS” olarak anılır, tehlikelidir.

*  *  *

Hüsnü Mahalli’nin hasta haliyle tutuklanması Batı basınında da aleyhimize kullanılan bir malzeme oldu.
Avrupalı birçok meslektaş, tutuklamalara bakıp “Türkiye’de nasıl gazetecilik yapabiliyorsunuz?” diye soruyor.
1949 yılında Suriye’de doğan Hüsnü Mahalli, 17 yaşında Türkiye’ye göç etmiştir.
Düzgün, dürüst bir gazetecidir ve anadili Arapça olan önemli bir Ortadoğu uzmanıdır.
Uzun yıllardır Türkiye’de yaşamasına rağmen ancak 2010 yılında Türk vatandaşı olma imkânına kavuşmuştur.
İçtenlikle söylemek gerekirse, eğer Hüsnü Mahalli’nin yıllardır TV ve gazetelerde yaptığı samimi uyarılar dinlenseydi Türkiye bugün Ortadoğu bataklığına saplanmazdı!

*  *  *

147 gazetecinin, şu veya bu sebepten hapse atılması, Avrupa ülkelerinin nazarında Türkiye’nin demokratik görünümünü ne yazık ki eksiye, yani sıfırın altına düşürüyor!
Demokrasinin olmadığı totaliter Çin’de bile sadece 38 gazeteci hapiste bulunuyor.
Avrupa ülkelerinde ise, hapse atılan gazeteci yok!

Ayşenur Hanım’ın tepkisi!


Ayşenur Arslan, düzgün bir meslektaşımızdır. Doğruları söylemekten ve olaylar karşısında tepkisini göstermekten çekinmez.
Halk TV’de beraber program yaptığı Hüsnü Mahalli “Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği” iddiası ile tutuklanıp hapse atılınca Ayşegül Arslan’ın “Ben de artık gazetecilik yapmayacağım” diye tepki göstererek mesleği bıraktığını açıklaması toplumda ilgiyle karşılandı.
Yaşanan olaylar Türkiye’de bağımsız gazetecilik yapmanın ne hale geldiğini net olarak ortaya koyuyor.
Ben kendi hesabıma Ayşenur Hanım’ın kararını bir kez daha gözden geçirmesini diliyorum. Çünkü ülkenin onun gibi objektif programcılara ihtiyacı var.
Ayşenur Arslan’ın, Hüsnü Mahali’nin tutuklanmasından sonra yaptığı açıklama şöyleydi:
“Gerçekten artık ‘mış’ gibi yapmayacağım. Hüsnü içerideyken gazetecilik yapamayacağım. Normalmiş gibi yapamayacağım. Program yapamayacağım. Her şey normal gibi nasıl yaparım?”

Bizdekinin tam tersi!


Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Cumhurbaşkanı yetkilerinin azaltılarak hükümet ve Meclis’in rolünün arttırılmasını istedi.
İnterfaks Ajansı’nın bildirdiğine göre 76 yaşındaki Kazak lider “Tüm yetkilerin bende, yani bir kişide toplanması doğru değildir. Hükümet ve parlamentonun yetkilerinin arttırılması gerekiyor. Kazakistan her zaman Başkanlık Sistemi ile yönetildi ve bundan sonra da böyle olacak ama yetki dağılımının gözden geçirilmesinin zamanı geldi.” dedi.
Nazarbayev konunun özel bir komisyon tarafından incelenmesi gerektiği kanısında olduğunu açıkladı.
Durum bizdekinin tam tersi yani...

TEBESSÜM

Gelinler neden beyaz giyer?


Öğretmen derste öğrencilere mutluluğun ne olduğunu anlatırken:
“Düğünlerde gelinler neden beyaz elbise giyerler biliyor musunuz” diye sormuş, sınıftan bir cevap gelmeyince eklemiş:
“Bu, onların en mutlu günü olduğu için arkadaşlarının, dost ve akrabalarının karşısına beyaz gelinliklerle çıkarlar.”
Arka sıralarda oturan Temel ayağa kalkarak seslenmiş:
“Damatların neden siyah elbise giydiklerini şimdi anladım hocam!”

GÜNÜN SÖZÜ

Herkesin sizden “iyi” diye
bahsetmesini istiyorsanız
asla kendinizi övmeyin!

13rahmibey_aynen