MHP genel başkan adaylarından Prof. Ümit Özdağ ile MHP Kayseri Milletvekili Prof. Yusuf Halaçoğlu, kongre çalışmalarına ara verip iki günlüğüne Almanya’ya gitti.
MHP’de kongre nedeniyle herkes birbirini yerken, Özdağ ve Halaçoğlu’nun Almanya’ya gitmesi, dostlarını yadırgattı.
“Hayati önemde bir kongre varken böyle bir gezinin sırası mı yani?” diye kendilerini eleştirenlere cevap veren Ümit Özdağ:
“Berlin’de Alman Parlamentosu’nun aldığı sözde Ermeni soykırımı kararıyla ilgili yeni belgelere ulaştık. Bunları açıklayacağız” dedi.
“Fakat kongre çalışmalarınız aksayacak. Bütün başkan adayları delege avında” dediler.
Ümit Özdağ “Milli meseleler daha önemli. Kongremiz nasıl olsa yapılır. Ermeni yanlılarına ulusumuz adına gereken cevabı vermeliyiz.” diyerek Berlin’e hareket etti, fakat...

*  *  *

Özdağ ve Halaçoğlu, Almanya’nın başkenti Berlin’e indiklerinde Alman derin devletinin sürprizi ile karşılaştı.
Önce, Alman Parlamentosu’nun karşısındaki büyük otelin salonunda yapılacak toplantıyı “güvenlik” gerekçesiyle izin vermediler ve salon rezervasyonunu iptal ettiler.
Daha sonra “Maalesef size oda da veremiyoruz!” dediler.
Heyet, toplantı için yeni bir otel ayarlamak zorunda kaldı. Fakat... Tam toplantının yapılacağı saatte Alman polisi otele gelip:
“Bomba ihbarı var! Hemen salonu boşaltın!” demez mi?
Ümit Hoca yılmadı “Biz bomba araması bitinceye kadar bekleriz” dedi.
İki saat boş yere bomba arayan Alman polisi sonunda “Buyurun salon sizin” demek zorunda kaldı.
Toplantıya iki saat gecikmeyle başlayabilen heyet, sözde Ermeni soykırımı ile ilgili yeni belgeleri 3 saat boyunca açıkladı ve “Soykırım iddiaları koca bir yalandır” dedi.

*  *  *

Açıklanan belgeleri Almanlar hiç sevmedi.
Bunlar nasıl demokrat, nasıl uygar bir toplum, anlamak zor! Çoğu faşist kafalı, adalet duyguları yozlaşmış insanlar!
Hele Alman polisi... Çok tarafgir... Ermeni lobisinin maşası gibi!
Ümit Özdağ ve Yusuf Halaçoğlu’nun Ermeni soykırımı gibi milli bir meseledeki kararlı tutumlarını ve gösterdikleri çabayı takdir etmek gerekiyor.

Yas ve utanç günleri!


Ankara sıcaktan cayır cayır yanıyor ama Meclis çalışıyor.
Dün bayıltıcı sıcağa ve günlerden pazar olmasına rağmen Meclis’te yoğun bir hareket vardı.
Hayret! Bu ne çalışkanlık değil mi?
Fakat iktidar partisinin derdi başka...
AKP, yüksek yargıyı tamamen kendi uydusu haline getirmek için hazırladığı yasa tasarısını Meclis’ten geçirme çabası içinde...
Yüksek yargıya ilişkin 36 maddeden oluşan kanunun,
1 Temmuz’da başlayacak tatilden önce Meclis’ten geçirilmesi isteniyor.
Ülkemizde ne yazık ki, yargı bağımsızlığı yok edildi, hukuk yerle bir oldu.
Yargıtay eski Başkanı Prof. Sami Selçuk, yüksek yargı ile ilgili yasa tasarısının kendisini çok üzdüğünü, bunun yargı mesleğini yıkıp, hukukun varlık nedenini tartışılır kıldığını söyleyerek şöyle diyor:

*  *  *

“50 yıldan bu yana yargıya bu denli el atıldığı bir dönemi yaşamadık. Çok yazık ve çok acı.
Bugünler, eski bir yargıç olarak benim için yas ve utanç günleridir.
İmdat çığlıklarını duyup değerlendirenler de ortada yok!
Bu yasa tasarısı ile esasen güven bunalımı ve hastalığı çeken yargının ve onun bağımsızlığının tabutu hazırlanmış oluyor.
İş Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sağduyusuna kaldı.
Muhalefetin direnişini göreceğiz. Ama umutsuzum. Yasama organı, dilerim hastalığa çare bulur, tabuta son çiviyi çakmaz!”

TEBESSÜM


El konulacak kupon araziler!


Kısa bir süre önce, 9’uncu Cumhurbaşkanı Demirel’i ölümümün birinci yıldönümünde andık. Değerli bir insandı. Onun anlattığı ilginç fıkralar gibi esprileri de akıllarda iz bırakmıştır.
Demirel, özel bir uçakla Anadolu gezisine çıkar. Yanında bir grup gazeteci de vardır.
Uçak Sinop’a yaklaşırken, bir gazeteci, pilot kabinini işaret ederek Demirel’e sorar:
“Sayın Demirel, iktidardakiler uçaklara ve pilotluğa çok meraklı... Sizin böyle bir hevesiniz oldu mu?”
Demirel, hafif bir tebessümle cevap verir:
“Kardeşim, iktidardakilerin dertleri pilotluk filan değil... Onlar yukarıdan değerli kupon arazi beğeniyorlar!”

Günün Sözü
İnsan hayatı bitiremez, hayat insanı bitirir!