Kanlı terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP’nin tam adı Halkın Demokrasi Partisi... Fakat, halkla da, demokrasiyle de bir ilgisi yok tabii...
HDP milletvekilleri, demok-ratik seçimle Meclis’e girdikleri halde, mücadelelerini siyasi alanda yapacakları yerde, devlete isyan eden silahlı katilleri destekliyorlar!
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın “Hendek kazan gençlerin ellerinde hafif silahlar var” demesi komikten de öte, utanç verici bir savunma...
“Hafif” dediği silahlar adam öldürmüyor mu?
Ayrıca, teröristlerin ellerindeki Kalaşnikof marka Rus yapısı bu silahlar, dünyanın en gelişmiş savaş araçları...
HDP’nin diğer Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ’ın da “Kobani’deki gibi Güneydoğu’da da zafere ulaşacağız” demesi, yüzkarası!
Bunlar güya Türkiye’nin milletvekilleri! Kafaları böyle ve değişmeleri mümkün değil! Akan kanlarda büyük payları var. Lânet olsun!
***
Savcılık HDP’nin iki eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında soruşturma açtı. HDP Eşbaşkanları’nın söyledikleri açıkça suç oluşturuyor.
Güneydoğu’da isyan devam ederse ne olacak?
Yüzlerce, belki binlerce kişi daha ölecek!
Sönecek hayatlar, bunların umurlarında bile değil!
Hak, isyanla mı aranır?
Neden milletvekili oldu bunlar? Temsil ettikleri insanların haklarını Meclis’te savunmak için değil mi?
İç içe yaşayan Türk ve Kürt halklarını bölüp, birbirine düşürerek ölümlere sebep olmak hainlikten başka nedir ki?
***
“Özerklik” ve “Özyönetim” diye Güneydoğu’yu yangın yerine cevirdiler.
Bu gelişmelerde AKP iktidarının son dört yılda “Açılım süreci” diye bölgeyi PKK militanlarına teslim etmesinin de rolü büyük...
Eli silahlı teröristlerle barış süreci ilerler mi? Bu, akıl almaz bir gaftı! Sonuç ortada!
PKK’nın istekleri kabul edilse bile terör yine bitmeyecek, devlet yeni taleplerle karşı karşıya kalacaktır.
Yabancı devletlerin güdümündeki PKK örgütü, Kandil’deki bir kısım çete başları için geçim kaynağı oldu. İyi para kazanıyorlar ve bundan vazgeçmezler!
210 yılda, irili ufaklı 49 Kürt isyanı oldu ve hepsi bastırıldı. Bu savaşı da kazanmaktan başka çaremiz yok!

CHP neden duyarsız?

Şahin Mengü için “Arifi tarife gerek yok” denir.
Gerçek bir CHP’li olan Mengü, bundan önceki dönemde CHP’nin en önemli kişilerinden biriydi. Uzun süre CHP milletvekilliği yapmış, yönetim kadrolarında bulunmuştu.
CHP’nin üstünü örtmeye çalıştığı “Atatürk’ün portresini yere indirme” skandalını dile getirerek Türktime yöneticileri Talat Atilla ve Ersin Tokgöz’e şunları anlattı:
***
“Bu vahim bir olay! CHP yönetimi neden sessiz? Meclis’teki Atatürk fotoğrafları devletin resmi demirbaşıdır. Her devlette böyledir.
Atatürk bu devletin kurucu babasıdır. CHP’nin de kurucusudur. Dolaysıyla ister CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka olsun, ister başka bir CHP’li vekil olsun Atatürk’ün resminin indirilmesinin yenir yutulur yanı yoktur.
CHP yönetimi tarafından bunu yapanın bir disiplin cezası ile cezalandırılmaması, dahası, partiden ihraç edilmemesi ayıptır!
Sürpriz olan bu işin içinde Aylin Nazlıaka’nın olması... Aylin Hanım’ın ısrarla o ismi açıklamaması yanlıştır.”
***
Talat Atilla ve Ersin Tokgöz, Mengü’ye:
“Nazlıaka’nın o vekili ısrarla açıklamaması, CHP’nin de bu yönde bir adım artmaması (en hafif tabiriyle) ayıp olmuyor mu?” diye soruyor.
Şahin Mengü kesin bir dille cevap veriyor:;
“Biz bu işi kapattırmayacağız. Bunun sorumlusunu Sayın Kılıçdaroğlu ortaya çıkaracak. Çıkarmak, onun oturduğu makamın gereğidir.”

Te­bes­süm

Paraşütçü Temel

Temel NATO’da havacı olarak askerliğini yapıyor. İngiliz komutan askerlere paraşütle nasıl atlanacağını öğretiyor:
“Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt açılmaz ise, ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadıysa, o zaman Meryem Ana’ya dua edeceksiniz.”
Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker, paraşüt açılmaz. İkinci ipi çeker yine açılmaz.
O sırada yere yavaş yavaş süzülen İngiliz binbaşının yanından geçerken ona seslenir:
“Komutanım, komutanım... O kadının adı neydi?”

Gü­nün Sö­zü

Yüz verirsen deliye, gelir işer halıya!