Cumhurbaşkanı Erdoğan sık sık Ege adalarından bahsediyor ve:
“Bize Lozan’ı başarı diye yutturdular. Ege’de, burnumuzun dibindeki adaları Lozan’da kaybettik. Bu mudur başarı?” gibisinden sözler söylüyor.
Daha önce de yazdık, Erdoğan’ın bahsettiği 12 Ada, 1923 yılında Lozan’da değil, Lozan’dan 10 yıl önce Osmanlı Devleti tarafından kaybedilmiş, İtalya’ya verilmişti. O adalar daha sonra Yunanistan’a geçti.
Lozan’da biz Türkiye sahillerine 3 deniz mili mesafedeki bütün adaları ve kayalıkları kazandık. ülkemizin bugünkü sınırlarını tüm dünyaya kabul ettirdik.

* * *

Peki, Ege sahillerindeki küçük adaları ve kayalıkları aldık da ne oldu?
Şimdi o adaların 18’i, kayalıkların ise 150’si Yunanlılar tarafında işgal edilmiş bulunuyor. Biz bu zorbalıklara “Gık” bile demiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı buna ne buyuruyor acaba? Hâlâ Lozan’dan bahsederken, kendi zamanında bu adaların işgal edilmesine neden ses çıkartmıyor?
İşte, adalar burnumuzun dibinde ve birer birer kaybediyoruz!

* * *

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da adaların işgali karşısında sessizdi... Ana muhalefet partisi lideri olarak bu sessizliğini nihayet bozdu ve ilk defa konuşarak şöyle dedi:
“Biz diyoruz ki, bu adalar bizim mi? ‘Evet’ diyorlar. Bu adalarda bizim bayrağımız mı dalgalanmalı? ‘Evet ama bizim çok daha büyük, çok daha önemli bir işimiz var. Bizim bir ‘Reisimiz’ var, ona bir koltuk bulmaya çalışıyoruz.’ diyorlar.”
Onlar koltuk ararken vatan toprakları bir bir elden gidiyor!

Şanghay Beşlisi, oldu “Altılı”


Avrupa Birliği’ne bozuluyoruz ve açık söyleyelim, bozulmakta da haklıyız. Fakat iş gözdağı vermeye, korkutmaya gelince durum değişiyor.
Avrupa Birliği kafamızı daha da kızdırırsa biz “Şanghay Beşlisi”ne girermişiz?
Önce şunu belirtelim ki
“Şanghay Beşlisi” diye bir birlik kalmadı. Özbekistan’ın da katılmasıyla “Şanghay Altılısı” oldu. Bizimkilerin herhalde haberleri yok!

* * *

Peki, Türkiye bu birlikte yer alabilir mi? Alamaz... Böyle bir şey mümkün değil! Tamamen boş bir tehdit olarak görünüyor bu... Neden?
Şanghay Altılısı’nın Avrupa Birliği ile hiçbir benzerliği yok. “Şanghay Altılısı” birliği daha çok NATO’ya benziyor. Ee, biz 64 yıldır NATO üyesiyiz, NATO’dan çıkmadan nasıl girebiliriz oraya? Bu düşünülemez bile...
Önce NATO’dan ayrılmamız gerekiyor ama bunun da hiçbir akılcı yönü yok!
Lâfın kısası: Boş yere konuşulan, tartışılan bir konu bu... Bazı siyasi uzmanların dediği gibi “Havada kalan anlamsız bir tehdit!”
“Lâf olsun torba dolsun” diye konuşmanın tipik bir örneği!

İktidara siyasi tuzak mı?


Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, eski partisi MHP ile şimdiki partisi AKP arasında yürütülen “Anayasa Paketi” çalışmalarıyla ilgili açıklama yaparken, Devlet Bahçeli’nin AKP’yi referanduma itmesinin “siyasi bir tuzak” olduğunu söyleyerek:
“Sayın Devlet Bahçeli çok deneyimli ve kurt bir siyasetçidir. Şüphesiz ki bir stratejisi vardır. Bu stratejideki öncelik de kendi partisinin çıkarıdır, başarısıdır” dedi.
Tuğrul Türkeş, Bahçeli’yi çok yakından tanıyan bir kişi olduğu için bu sözlerin üzerinde durmak gerekir. Fakat AKP, Türkeş’e inanmadı ve sözlerine kulak asmadı.
İktidar partisi “Biz, Bahçeli’nin samimiyetine inanıyoruz. Şu ana kadar bu samimiyete halel getirecek bir tutum görmedik.” diye görüş açıkladı.
AKP haklı... Bugüne kadar kendilerine en zor zamanlarda bile destek olan, her türlü badirede yanlarında olan Devlet Bahçeli’den neden kuşkulansınlar ki?
Ona artık “İktidarın has adamı” gözüyle bakıyorlar! MHP’nin değil ama Bahçeli Bey’in istikbali parlak görünüyor.

Tebessüm


Sigara yasağı!

İstanbul’da bir lokantaya giden Temel, çevresine şöyle bir bakıyor. Bir sürü insan püfür püfür sigara tellendirmekte... Temel, kurallara saygılı olduğu için baş garsonu çağırıp soruyor:
“Burada sigara içebilir miyim şefim?”
“Hayır, burada sigara içmek yasaktır!” diyor baş garson.
Temel, çevresini göstererek itiraz ediyor:
“Ama bak bir sürü insan içiyor yahu...”
Şef garson başını sallıyor:
“Ne yapayım beyim? Onlar sormadılar ki!”
Garson haklı... Kaderimiz bu... Kurallara uyan bir şey yapamıyor, kurallara uymayanlar ise her haltı yiyor!

GÜNÜN SÖZÜ


Çok çalışmak başarıyı garanti ettirmez ama başarı şansını artırır!

2