Milyonlarca kişinin umut bağladığı CHP sanıyorum bir türlü durulmayacak!
Kendi içinde birlik ve beraberliği tesis edemeyen partide sık sık tatsız olaylar yaşanıyor ve umutlar yeşermiyor!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Adana mitinginde, Ergenekon sürecini alevlendiren ve birçok insanın Silivri zindanında çile çekmesine sebep olan bazı gazeteci ve yazarların isimlerini vererek halka alkışlatması büyük eleştiri konusu oldu.
CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan açıkça isyan ederek:
“Bu isimleri Adana mitinginde hangi mantıkla okuyup kitleye alkışlattırıyorsunuz? Bu, benim için bardağı taşıran damla oldu. CHP artık oraya buraya savrulan, hiçbir konuda net duruşu olmayan, hiçbir krizi yönetemeyen bir duruma geldi” diye feveran etti.

*  *  *

Aynı konu, Ahmet Hakan’ın CNN Türk’teki “Tarafsız Bölge” programında da tartışıldı.
CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıkça eleştirerek:
“Ergenekon sürecinin mimarları konumunda olan gazeteciler, isimleri okunarak alkışlatılmamalıydı” dedi.
Deniz Baykal’ın görüşleri özetle şöyle:

*  *  *

“Gazetecilerin tutuksuz yargılanmaları konusundaki ilkemiz elbette önemli, bunu savunmamız gerekir ve savunuyoruz da...
O nedenle Sayın Genel Başkan’ın gazetecilere yönelik ölçüsüz tutuklamalara, hesapsız etkisizleştirme çabalarına direnç göstermesini anlıyor ve buna da saygı duyuyorum ama...
Dediğim gibi, bavulla sahte belgeler taşıyıp ölçüsüz suçlamalar yaparak ‘Ergenekon sürecinin mimarları’ konumundaki gazeteciler, mitingde isimleri okunup halka kahraman gibi alkışlatılmamalıydı.
Bu CHP için yanlış bir tutumdur!
CHP’nin gerçek kimliği ile ortaya çıkması, daha inandırıcı, daha güven veren gerçek CHP kimliğiyle ortaya çıkıp kitleleri coşturması gerekir.”

Bir eleştirim ve Baykal


Deniz Baykal bir süre önce Mardin’e gidip, tutuklanan siyasetçi Ahmet Türk’ün eşine “Geçmiş olsun” ziyareti yapmıştı. Ben de bunu “PKK terörüne destek olan ve bu nedenle tutuklanan bölücü kimliğindeki bir kişinin eşine taziye ziyareti yapılır mı?” diye eleştirmiştim.
Baykal “Tarafsız Bölge” adlı TV programında bu eleştiriye cevap niteliğinde, konuya şöyle açıklık getirmeye çalıştı.

*  *  *

“Olayın iki yönü var: 1) Siyasi, 2) İnsani.
Türkiye teröre karşı hayat memat mücadelesi veriyor. 7 Temmuz 2015 seçimlerinden bu yana terör çığırından çıktı. İktidarın ‘Çözüm süreci’ diye Güneydoğu’yu âdeta teröristlere teslim etmesi sonucu PKK her yerde sığınaklar hazırlamış, hendekler kazmış, silah ve cephane depolamıştı. ‘Çözüm süreci’ denilen büyük gaf yüzünden Türkiye ağır bedeller ödedi.
Gerçek olan şu ki, Türkiye terörü yok etme azminden bir milim bile şaşmayacak.

*  *  *

Gelelim Ahmet Türk’ün evine ziyaret konusuna...
O bölgede yaşamak zor. Ahmet Bey, terörden haz etmese bile, ağır baskılar nedeniyle sesini çıkaramadı. Onun da benim gibi, terörün Türkiye’ye büyük zarar verdiğini düşündüğünü sanıyorum.
Ahmet Türk bir zamanlar CHP üyesiydi. Aynı partideydik. Ben onunla siyaset yaptım. Ben Ahmet Bey’in aciz kaldığını, yetersiz kaldığını, terör tarafından tutsak alındığını düşünüyorum.
Ahmet Türk ve onun gibileri çaresiz ve yalnız bırakmamalıyız. Onları kazanmamız lâzım. Bu nedenle eşini ziyaret edip geçmiş olsun dileklerimi ilettim.”

TEBESSÜM

Temel’in sigarası...


“Bugünlerde fıkralara, tebessümlere çok ihtiyacımız var. Yoksa suratlarımız asılı bir şekilde dolaşacağız” diyen okurum Tarık Karslı şu fıkrayı göndermiş:
Temel ve bir adam parkta oturuyormuş. Temel bir sigara yakmış.
Adam dumandan rahatsız olunca suratını asarak dönüp Temel’e sormuş:
“Kaç yıldır sigara içiyorsun?”
“30 yıldır” demiş Temel...
Adam başlamış nasihate:
“Bak, 30 yılda sigaraya verdiğin parayı biriktirsen şu karşıdaki lüks villa ve önünde duran son model araba senin olabilirdi.”
Temel sormuş:
“Sen sigara içey misun?”
“Ben hiç sigara içmedim” demiş adam... Temel tekrar sormuş:
“Peki, şu villa ve lüks araba senin mu?”
“Hayır” demiş adam... Temel kafasını sallamış:
“O zaman fazla konuşma! Onlar benimdur!”

GÜNÜN SÖZÜ

Sabırlı olmalıyız...
Sabrımız gücümüzden
daha çok şey başarır!

11rahmibey30cm