Çevresi bombalanan Millet Camii’nden vatandaşlara seslenen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fethullah Gülen’e sert çıkarak:
“Millete hakaret edecek kadar seviyesiz bir tip... Kula kulluk yok! Kula kul olanlar Pensilvanya’da ve hâlâ utanmadan, sıkılmadan bu millete oradan hakaret edecek kadar seviyesiz bir tip!” dedi.
Ülkenin böylesine kan gölüne dönmesine sebep olan kişiye ne söylense, ne kadar lânet okunsa yeridir. Bunlara bir itirazımız yok, fakat...…
Aklımıza birçok soru takılıyor:
“Bugün lânetlenen o kişinin bu kadar güçlenmesine kim ya da kimler sebep oldu?”
“Ne istediler de vermedik diyen kimdi?”
“O dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı kim ya da kimler Pensilvanya’ya gönderip Fethullah Gülen’e saygılarını sunup bir isteği olup olmadığını sordurdu?”
“AKP iktidarının desteği olmasa cemaatçi subaylar orduda barınabilir miydi?”

*  *  *

Şimdi yaşanan tüm bu kanlı darbe girişiminden ders çıkartmak gerekiyor.
Devlet işleriyle din işlerini birbirine karıştırmanın o ülkeyi çökerteceğini, devlet yönetiminde laikliğin ne kadar önemli olduğunu artık tüm AKP yönetiminin kabul etmesi lâzım!
Ayrıca, çok önemli bir şey daha var:
Atatürk’ün “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesinin ne kadar doğru olduğu...…
Oysa iktidarın bugüne kadar, hem içte, hem dışta izlediği politika, (Atatürk’e inat edercesine) “Yurtta kavga, dünyada kavga!” idi.
Toplum olarak içeride karpuz dilimleri gibi bölünmüştük.
Dışta ise kavgalı olmadığımız ülke kalmamıştı.
Komşularımızla “sıfır sorun”dan savaş haline gelmiştik!
AKP iktidarının aklını başına toplamasını ve bundan sonra böyle vahim hatalar yapıp ülkemizi daha zor durumlara düşürmemesini diliyoruz!

Ahtapotun kolları!


AKP’de şimdi kızağa çekilen eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Balyoz ve Ergenekon davaları nedeniyle yargılanan generaller için söylediği sözler o zaman ortalığı altüst etmişti.
Arınç’ın sözleri şöyleydi:
“Allah’a şükrediyorum ki, Türkiye bunların zamanında bir savaşa falan girmemiş. Yoksa bunların savaşacak halleri yok! Askerlikten başka her şeyi yapmışlar, darbelerle uğraşmışlar!”

*  *  *

Ergenekon ve Balyoz davalarından yargılanan general ve amirallerin suçsuz oldukları anlaşıldı. Fakat Arınç’ın sözleri FETÖ’cü general ve amiraller için doğru çıktı...…
İlkokul mezunu eski bir cami imamından emir alan generaller, amiraller, albaylar, yarbaylar... Nasıl oluyor, nasıl bir ordudur bu?
Bunlarda hiç askerlik onuru da mı yoktu?
Düşündükçe şaşırıyorum.
Fakat, bir de şu gerçek var:
Fethullahçı olan ve AKP iktidarını devirmek için Meclis’i bile bombalayan tüm bu darbeci komutanların da AKP iktidarı tarafından o görevlere getirildiğini unutmamak gerekir!

*  *  *

Şu tabloya bakınca insan ürperiyor:
Ordudaki 358 generalin 121’i cemaatçi. 119 general tutuklandı.
Cemaatçi subay ve astsubaylarla ordunun neredeyse yarıya yakını Fethullahçı!
3400 hâkim ve savcı, 30 vali, 500 müfettiş, 600’den fazla eğitim kurumu, cemaate yardım yağdıran zengin işadamları ve yüzlerce şirket...…
Ahtapotun kolları gibi devletin içine girmişler, çöreklenip fırsat beklemişler...…
Evet, bunların temizlenmesi lâzım. Fakat yine tekrar ediyorum, kurunun yanında yaş da yanmasın, telafisi mümkün olmayan haksızlıklar yapılmasın. Vebali büyük olur!

İdam cezası gelsin mi?


Darbecilerin en ağır şekilde cezalandırılması doğrudur...…
Anayasal düzeni bozmak istediler ve Meclis’i bile bombaladılar...…
Ayrıca, çoğu masum, yüzlerce kişinin de ölümüne sebep oldular.
Suçları çok büyük!
Yasalarımıza göre bunun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapistir!
Bırakın ömür boyu hapiste kalsınlar!
Fakat, idamı telaffuz edenler var!
Kalabalık topluluklar sokaklarda slogan atıyor:
“Darbeciler idam edilsin!”
Önemli siyasilerden de bunu telaffuz edenler var!
Yaa beyler... Etmeyin eylemeyin, tüm dünyaya karşı bizi rezil etmeyin!
Diyelim ki idam geri getirildi. Ne olacak? Ortada binlerce suçlu var! Bunlar asılacak ve bütün uygar ülkeler de bize dehşetle bakacak!
Dünyadaki imajımız zaten bozuk, daha da bozmayın bari! Türkiye’ye yazık etmeyin!

Günün Sözü
Ahlâkın olmadığı bir yerde, kanunlar hiçbir işe yaramaz!