Bin nasihatten daha büyük bir derstir bu...
Tutuklamalardaki rakamların yüksekliği, atlatılan tehlikenin derecesini gösteriyor.
Her darbe bizi yıllarca geriye götürdü ama bu defaki darbe girişimi hedefine ulaşsaydı hepsinden daha müthiş olacaktı!
Türkiye çağdaşlıktan koparak en az 100 yıl geriye gidecek, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti yok olacaktı!
Amerika’nın Pensilvanya eyaletinde oturan Fethullah Gülen darbe lideri olarak memlekete dönecek ve ülkemizin adı “Türkiye Cumhuriyeti” yerine “Türkiye İslâm Cumhuriyesi” olacaktı. (Cumhuriye ile cumhuriyet sözcükleri aynı anlama geliyor.)
Hedefleri buydu!
Sonra neler olacaktı?
Darbeciler devleti ele geçirseler, darbeye karşı olan asker, parlamenter, gazeteci, yazar, işadamı, herkesi ya ipe çekecek ya da kurşuna dizecekti. Tabii (IŞİD’vari) kıtır kıtır kesebilirlerdi de...

*  *  *

Sevgili okurlar... Söylediklerim hayal değil!
Bu darbenin benzeri 36 yıl kadar önce İran’da yaşanmıştı.
Paris’te oturan ve Fethullah Gülen benzeri olan dini lider Humeyni, mollaların darbesinden sonra İran’a dönerek yönetimi ele almış ve aynı anda korkunç infazlar başlamıştı.
İran Şahı Rıza Pehlevi uçağına atlayarak kaçmış, molla rejimine muhalif olan subaylar, generaller, profesörler, yazarlar, işadamları vinçlerde sallandırılarak idam edilmişlerdi.
Dünya bu vahşeti dehşetle izlemişti!
Türkiye, işte böyle benzeri bir tehlikeden döndü!
Türk halkının, tüm partilerin, televizyon ve gazetelerin darbeye karşı çıkmaları, insanlarımızın demokrasiyi korumakta kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Şimdi Türkiye bir geçiş döneminde...
Yaraların en kısa zamanda sarılmasını, OHAL gibi özgürlükleri kısıtlayan uygulamaların kaldırılmasını ve hayatın normale dönmesini temenni ediyoruz.
Dileriz bu süreçte vahim hatalar ve haksızlıklar olmaz!

Masum erler serbest


“Haksızlık yapmayalım, günahsız erleri darbeci diye damgalamayalım” demiştik.
O askerler sadece vatan görevi yapıyorlardı. “Tatbikata gidiyoruz” diye kandırılan bazı askerler gerçeği anlayınca silahlarını bırakıp teslim olmuşlardı ama insanlıktan çıkmış gaddar gruplar tarafından soyulup palaskayla dövülmüş, tekme-tokat, yumruk ve odun darbeleriyle kemikleri kırılmıştı!

*  *  *

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltında olan 1200 masum er hakkında takipsizlik kararı verip onları serbest bıraktı.

*  *  *

Başsavcı Harun Kodalak, halka ateş açmamış, vatandaşın üzerine askeri araç sürmemiş, ne olduğunu bilememiş erleri hızla ayıklayacaklarını belirterek şöyle dedi:

*  *  *

“Biz, o hainlerin Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında yaptıkları gibi, masum askerleri tabii ki işin içine katmayacağız. Bizim soruşturmamız onlarınkine benzemeyecek. Adil davranacağız. Biz devletin savcılarıyız. Onlar örgütün hâkim ve savcılarıydı.
Şu anda sayısını bilemediğim kadar epeyce bir erimiz gözaltında ya da tutuklu. Serbest bırakılan 1200 kişi sadece er. Neyin ne olduğunu anlayamamış erlerden bahsediyoruz. Rütbeli askerlerden bırakılan yok.”

*  *  *

Başsavcı Harun Kodalak’ın bu açıklamasına çok memnun oldum. Çünkü...
Darbe girişiminde Mehmetçik’in hiçbir günahı olmadığına ben de inanıyorum.
O askerler vatani görevlerini yapan ve evlerine, eşlerine veya yavuklularına kavuşmak için dört gözle tezkere bekleyen masum vatan evlâtlarıdır.
Onların hain darbe girişimi ile ne ilgileri olabilir ki?

Aradaki fark ne?


Okurlarımdan ilginç mesajlar geliyor. Mümkün olsa bunları sizlerle paylaşmak isterim ama ne çare ki yerim o kadar bol değil...
Yahya Ülküseven adındaki bir okurumun yolladığı ilginç bir mesaj şöyle:
“Atatürk’e ‘Dincileri astırdı’ diyenler şimdi Fethullah Gülen’i ve onun uşaklarını asmak istiyor!
Demek ki neymiş?
Atatürk böyle vatan haini hocaları, şeyhleri astırmış!
Atatürk zamanındakiler hoca görünümlü İngiliz uşaklarıydı...
Feto ise hoca-imam görünümlü Amerikan uşağıdır!
Aksini iddia eden, başkalarının yazdığını değil, kendi tarihini iyi okusun!
Dün ile bugünün arasındaki tek fark yabancı uşaklarının Atatürk’ü kandıramamasıdır!”

Günün Sözü
Vatanına ve halkına ihanet eden kişiden daha alçak biri olamaz!