Tetiği çekenden çok, çektiren önemli...
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’u öldüren polis memurunun arkasında hangi karanlık güçler var? Kimler yaptı bu hain planı?
Bu organizasyonu 22 yaşındaki genç bir polisin tek başına yapması mümkün mü?
Koskoca Ankara Emniyet Müdürlüğü bile, Büyükelçi’nin o gün sergi açılışına gideceğini bilmiyordu... Eğer bilseydi mutlaka güvenlik önlemi alırdı.
Büyükelçi’nin sergiye gideceğini kimse bilmiyordu ama suikastçı polis biliyordu ve eylemini
kolayca gerçekleştirdi.
Büyükelçi Karlov’a, elini uzatsa tutacağı kadar yaklaştı ve arkasından kurşunları yağdırdı.
Salonda bir tek koruma yoktu!
Şimdi bağlantıları araştırılıyormuş... Eğer “FETÖ’cü” olduğu iddia edilen katil canlı ele geçirilseydi bu mümkün olabilirdi ama artık geçmiş ola...
Bu olay da birçoğu gibi karanlıkta kalacağa benziyor.
Hırant Dink suikastının ve diğer birçok siyasi cinayetin esrarı çözülebildi mi?

“TÜRKİYE’YE GİTMEYİN” UYARISI!


Sevgili okurlar... İnsan zaman zaman umutsuzluğa kapılıyor.
Bu ülke insanlarının canı Allah’a emanet!
Tehlikenin zaman, nereden geleceği belli değil!
Avrupa ülkelerinin Dış İşleri Bakanlıkları vatandaşlarına “Türkiye’ye gitmeyin. Güvenliğiniz tehlikeye girebilir!” diye uyarılarda bulunuyor.
İran, tüm spor takımlarının Türkiye’ye gitmesini, güvenlik gerekçesiyle resmen yasakladı.

YENİÇAĞ’A VAHŞİ SALDIRI NE OLDU?


Bir serseri grubu Yeniçağ Gazetesi’ni basmış, taşlarla, sopalarla camı çerçeveyi indirmiş, gazete binasında büyük hasar yaratmıştı.
Olayın kamera görüntüleri de var... Ne oldu? Saldırganlar bulunup yakalanabildi mi? Hayır!
Yoksa olayın üzerine sünger mi çekildi?
Eğer suçlular ve onları bu suça azmettirenler bulunup yargıya teslim edilmezse, benzeri olaylar her zaman yaşanabilir.
Saldırıyı kimse üstlenmedi. Akla ister istemez MHP yönetiminde abuk sabuk lâflarla karşı görüşte olanları tehdit eden zihniyet geliyor.
Polis, sertlikten, gözdağı vermekten, tehditler savurmaktan hoşlanan MHP’lilerin önde gelenlerinin bir fikrini almalı? Ne diyorlar bu saldırıya?
Bu ülkenin basını güven altında değilse, insanları nasıl güvende olabilir?

Bir uzmanın mektubu


Kimliğini gizli tutan bir uzmandan mektup aldım. Diyor ki:
“Türk-Rus ilişkilerinin tarihi 519 yıldır.
Büyükelçi Andrey Karlov, bu uzun süreçte, bu topraklarda suikasta uğrayan ilk Rus diplomatıdır.
Olay anında hemen öldü. Televizyonlar “Büyükelçi ağır yaralı” diye halkı oyaladılar.
22 yaşındaki polis, Arapça bir şeyler bağırdı. Nusra cephesinin (El Kaide) sloganlarını kullandı.
Polis örgütü içinde, bu genç polis gibi kimbilir ne kadar insan var?
AKP iktidarı ‘Benden olsun, ne olursa olsun’ zihniyetiyle ülkeyi bu hale getirdi.
Eski Atatürkçü, aklı başında, tecrübeli polisler meslekten atıldılar, emekli edildiler.
Bugün ülkemizde polis mevcudu 260 bine ulaştı.
Bu kadar polise ihtiyaç yok!
2002’de AKP iktidara geldiğinde polis mevcudu 140 bin idi.”

* * *

...Ve (kanaatimce) suikastçı polisi gereksiz yere öldürdüler. Neden acaba?
Böyle durumlarda, tam tersine, suçlular öldürücü olmayacak biçimde yaralanır ve canlı yakalanır.
Çünkü, zaten adamın elindeki tabancada mermi kalmamıştı.
Dikkat edilirse (kamera kayıtlarına bakınız) katil önce havaya birkaç el, en az 3 el ateş ediyor. Sonra Büyükelçi’ye 3 el sıkıyor çok yakından...
Daha sonra yere düşen elçiye birkaç el daha (en az 3 el daha) sıkıyor.
Bu durumda neden bu polis öldürüldü?
Katili sonsuza kadar susturdular, sonra anne, baba ve kız kardeşini gözaltına aldılar.
Adam canlı ele geçirilse, ondan çok şey öğrenilebilirdi.
Şimdi suikast karanlıkta kalacak!”

GÜNÜN SÖZÜ

Düşmanlarınızdan faydalanın. Çünkü onlar size kusurlarınızı gösterir!

1