Anlaşılan ülkemizde gazeteciliğin ve gazetecilerin kaderi değişmeyecek!
Cumhuriyet Gazetesi yazarlarına yapılan operasyon bunu gösteriyor.
Osmanlı’nın son döneminde ve tek parti yönetiminin hâkim olduğu demokrasi dışı yıllarda durum ne ise, bugün de pek farklı değil...
Peki, zor şartlara, baskılara, hapis cezalarına rağmen her dönemde neden muhalif gazeteci çıkar?
Ünlü yazarlarımızdan Refik Halid Karay’ın 60 yıl önce yazdığı makalede, muhalefet yapmanın zevk olduğunu, çektikleri büyük sıkıntılara rağmen her devirde “muhalefet zevki körletilemeyen” gazetecilere ihtiyacımız olduğunu şu satırlarıyla anlatıyor:

* * *

“Tam 48 yılını doldurmuş olan gazetecilik tarihime şöyle bir baktım:
İçimizde bu meslek yüzünden 20 seneyi menfada (sürgünde) geçirenler var. Yine şükür... Zira meslektaşlarımızdan üçüne Meşrutiyet hengâmesinde birer kurşunla ölüm nasip olmuştu... Menfasından dönemeyenleri de biliyoruz.
Bekirağa zindanlarıyla çeşitli hapishaneleri boylayanlar sayısızdır. Örfi ve İstiklâl Mahkemeleri’nden güçlükle yakalarını kurtaranlar da epeyce yekûn tutar. Bu, gazeteciliğin muhalefet yapan cephesidir.
Onun bir de muvafık (yalaka) cephesi vardır ki, değme keyfine!
İktidarı tutanlar, tuttukları müddetçe aziz, berhudar ve bermurad olurlar (arzularına, emellerine kavuşurlar). Değerli, mükâfatlar görürler. Huzur, refah, zevk içinde ömür sürerler.
Böyle olduğu halde neden yine muhalif gazeteci çıkar, muvafık olmanın nimetini, teper? Hiçbir şiddet ve tehdidin tesir etmemesine göre onun zevki daha üstün olmalı. Galiba bu zevk ne yapılsa körletilemiyor! (Refik Halid Karay- Yeni İstanbul, 1 Haziran 1956)

Devlet Bahçeli bilmecesi?


Yalnız Başkent kulislerinde değil, tüm Türkiye’de ‘Başkanlık’ konuşuluyor.
Başbakan Binali Yıldırım “Başkanlık Sistemi ile Türkiye artık koalisyonlarla yönetilen zayıf iktidar dönemlerini geride bırakacak... Ve sürekli tek başına iktidar çıkaran yeni bir döneme kavuşmuş olacak” diyor.
Başbakan’ın sözlerinden anlaşılan aslında şu:
“Tüm yetkilerin başkanda olacağı Başkanlık Sistemi ile koalisyonlar tarihe karışacağından MHP gibi partilerin bundan böyle iktidarda söz sahibi olmaları mümkün olmayacak, muhalefet liderleri, dış kapının mandalı ya da havagazı gibi olacak, ülkede her şey başkanın çevresinde dönecek!”
Durum öyle olduğu halde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli kendisini, siyasette esamesi okunmayan, etkisiz bir adam haline getirecek Başkanlık Sistemi’ni neden ister, AKP’ye neden destek olur, bunu anlamak zor!

25

Londra’da bir Beşiktaşlı


Londra’da “I BJK” plakalı lüks Mercedes’in Kensington Russel Road’da park ettiğini gören Türkler “Aaa, bu araba Beşiktaş plakalı” diye hayret ettiler.
Otomobilin kime ait olduğu bilinmiyor ama plakası dikkati çekmeyecek gibi değil. Çünkü çok özel bir plaka bu... İngiltere’de “I” ile başlayan, ardından isim veya rumuz yazılan plakalar çok büyük paralara satılıyor.
Ülkede ilginç otomobil plakalarına yatırım yapan yüzlerce şirket var. Ellerinde bulunan prestijli plakaları, gazetelere ilanlar vererek satıyorlar. Fiyatlar 5 bin sterlinden başlayıp 5 milyon sterline kadar yükseliyor.
Zengin insanlar, Kraliyet ailesi mensupları, ünlü futbolcular, işadamları ve hatta politikacılar bile bu modaya uyarak araç plakalarına büyük paralar harcıyor.
“Beşiktaş Jimnastik Kulübü” anlamına gelen “I BJK” plakasının değerinin en az bir milyon sterlin olduğu ifade ediliyor. Mercedes’in fotoğrafını bana yollayan Bora Paran “Türk olduğu tahmin edilen aracın sahibinin kim olduğunu araştırıyorum” diyor. Sürpriz bir isim çıkar mı dersiniz?

Günün sözü


Bizim gibi ülkelerde insanın tüm acılarının merhemi umuttur!

26