Rusya ile ilişkiler her geçen gün biraz daha düzeliyor. Bu yıl büyük oranda kaybettik ama sanırım önümüzdeki yıl turizmde de, ticarette de Türkiye’nin yüzü gülecek.
Türk turizmciler, esnaf ve ticaret adamları, genç bir kızı dansa kaldıran delikanlı gibi son derece heyecanlı görünüyorlar!

* * *

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un Sputnik News’de yayınlanan sözleri Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.
Büyükelçi Karlov, Fethullah Gülen’in tehlikeli biri olduğunu 10 yıl önce anladıklarını belirterek:
“Gülen’in Rusya’da da okulları vardı. Biz onları 2006 yılında kapattık. Yani Rusya olarak Fethullah Gülen ile Türkiye’den 10 yıl önce mücadeleyi başlattık. Rusya terörizmin her türlüsüne karşıdır ve biz Türkiye ile işbirliğine her zaman hazırız” diyor.
Ya turizm? Ya ticaret?
Büyükelçi “Maalesef uçak krizi nedeniyle 7 ay kaybettik. Şu anda yıkılmış olan yapıları yeniden inşa etmemiz lâzım. Eski seviyeye ulaşıp ufukları aşmamız gerekiyor.”
“Peki aşabilir miyiz?”
“Neden olmasın?”
Türkiye, Rusya ve İran’ın, Suriye konusunda üçlü görüşme yapabileceği şeklindeki yorumları değerlendiren Büyükelçi Karlov’a göre:
“Bunun olmaması için herhangi bir sebep yok. Rusya, Türkiye ve İran, Ortadoğu’da çok önemli role sahip. Üç ülke de bölgede istikrarın sürmesinden ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana... Bu ümit verici bir durum...”
Son dönemde Türkiye yönetimi hatalarını anlamışa benziyor. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bugüne kadar izlenen Suriye politikasının yanlış olduğunu söylerken Başbakan Binali Yıldırım’ın bu yanlıştan dönüleceğini ifade etmesi umut verici olmuştur.

Sporda neden başarısızız?

Sporda genellikle başarısızız!
Biz 80 milyona yakın nüfusu olan büyük bir ülkeyiz ama, Olimpiyat Oyunları’nda güreşçilerimiz de olmasa, hiç altın madalya yüzü görmeyeceğiz. Neden böyle geriyiz?
Yorumlar farklı...
Bu konuda bir okurumun bizzat yaşadığı olaylar var. Okuyalım:

* * *

“Adım Tuğra Gök ve spor hocasıyım.
Branşım Tekvando ve eski Türkiye Şampiyonuyum.
Yazınızda Olimpiyatlarda neden başarısız olduğumuza değinmişsiniz.
Bu konuyla ilgili geçmişte yaşadığım olay neden başarısız olduğumuzun kanıtı olabilir.
1993 yılında Türkiye Şampiyonu oldum. Finalde rakibimi 7-1 gibi farklı bir skorla yendim.
Bu başarımın sonucu milli takıma davet edildim. Rakibim de kampta bana müsabık olsun diye davet edildi. Sakatlık vesaire olur da, ikinciyi şampiyonaya götürmek gerekebilir diye böyle bir karar alınıyor.
Milli takım kampı, sabah namaza kaldırılarak başlıyor. Eğer namaz kılmak istemediğinizi söylerseniz, benim gibi aforoz ediliyorsunuz.
...Ve yemeklerde haremlik-selamlık uygulaması söz konusu!
O zamanın teknik direktörü olan Metin Şahin bugünün Federasyon Başkanı’dır. Şu anki teknik direktör Murat Şahin de onun kardeşidir.
...Ve ben, bu tür uygulamaları reddettiğim için Avrupa Şampiyonası’na götürülmedim. Yerime, benim 7-1 yendiğim rakibim götürüldü.
İşte bu yüzden Türk sporundan hiçbir şey olmaz!
Şu an benim kendime ait spor salonum var. Kaliteli bir hoca olduğumu düşünüyorum. Bartın’da yaşıyorum. Nüfusumuz 65 bin, Bartın’dan 1000 sporcu çıkarırım.
Ne zaman Atatürk’ün dediklerini uygulayabilirsek çok kaliteli bir ülke oluruz. Saygılarımla...
(Tuğra Gök- BARTIN)

TEBESSÜM

İki kulağı da kesilirse?

Başhekim, akıl hastanesi teftiş ederken bir koğuşa girer, gördüğü akıl hastasına sorar:
“Senin bir kulağını kesersem ne olur?”
“Canım çok acır efendim!”
“Doğru... Ya iki kulağını birden kesersem?”
“O zaman etrafı göremem!”
“Garip şey! Kulağın görmeyle ne alâkası var?”
“Alâkası olmaz olur mu doktor bey? O zaman gözlüğümü takamam ki!”
Başhekim başka bir koğuşa girer, bir de bakar ki akıl hastaları zıp zıp zıplıyor.
Hastabakıcıya, “Neden böyle havalara zıplıyorlar?” diye sorar. Adam:
“Onlar kendilerini patlamış mısır zannediyorlar doktor bey” der.
Başhekim, kenarda oturup kımıldamayan bir hasta görür ve ona sorar:
“Sen akıllıya benziyorsun. Neden zıplamıyorsun?”
“Ben tavaya yapıştım efendim!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bir ulusun değeri, o ulusu meydana getiren insanların değeri kadardır!

1