Bizim (Kemal Baytaş’ın başkanı olduğu Türk Tanıtım Vakfı “TÜTAV” Dostları) adında bir grubumuz var.
Bu grupta, milletvekilleri, işadamları, hukukçular, gazeteciler gibi çeşitli mesleklerden dostlar bulunuyor.
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen ve işadamı Murat Dedeman, TÜTAV Dostları’na Trabzon’un bilinmeyen yönlerini tanıttı.
Üç gün Trabzon kazan, biz kepçe dolaştık. Bölgenin, insanı hayran bırakan bir coğrafyası var... Tanrı, bütün güzellikleri Trabzon’a bahşetmiş gibi... Fakat insanoğlu, o harika coğrafyayı bozmakla meşgul.
Elektrik üretmek amacıyla kurulan Hidro Elektrik Santralları HES’lerle Trabzon’daki derelerin canına okumuşuz! Su bolluğundaki bölgede susuzluktan ağaçlar kuruyor.
Halûk Pekşen “Ayrıca, kanalizasyon sorunları nedeniyle Trabzonlu hemşerilerimiz yıllardan beri ağır metal ve koli basiliyle dolu mikroplu suları içiyor. Temiz su mücadelemiz yıllardır sürüyor. Karakaya adlı barajın yapımı bitince Trabzon’umuz temiz suya kavuşacak.” diyor.

*  *  *

Trabzon’da işsizlik çok büyük boyutlarda... Bu nedenle son birkaç yılda büyük illere
400 bin civarında göç olmuş.
Trabzon’un favori yemeği hamsi balığı. Hamsinin her türlü yemeği yapılıyor.
Trabzonlu Temel’e “Siz AİDS’ten korkmaz mısınız?” diye sormuşlar.
“Neden korkalım abi? Biz hamsi yiyoruz!” demiş.

Trabzon, alkol ve ölü hazine Sümela!


Trabzon sahilindeki tarihi “Ayasofya Kilisesi” freskleri, dini simgeleri ve tavanına işlenen Ortodoks resimleri örtüyle kapatılarak cami haline getirilmiş. Şimdiki adı Ayasofya Camii... Cuma günleri hariç, camiye namaz kılmaya giden yok...
Eskiden Ayasofya’yı her yıl 400 bin Ortodoks ziyaret edip, Trabzon’a döviz bırakırken, şimdi gelen giden yok.
1500 yıllık ünlü Sümela Manastırı da turizm açısından büyük kayıp.
Sarp kayalar arasına gömülü manastırın bulunduğu bölge hemen her cins ağaç ve bitkiyle dolu olağanüstü güzellikte bir coğrafya... Hıristiyan turistler hem dini, hem tabiat güzelliği nedeniyle akın akın buraya geliyordu. İstatistikler, her yıl yaklaşık 450 bin civarında yabancı turistin Sümela Manastırı’nı ziyaret ettiğini kaydediyor. Fakat şimdi gelen giden yok. Her şey birden sıfır oldu. Neden?
Sümela Manastırı onarım bahanesiyle uzun süredir kapalı... Bu nasıl bir onarımsa iki-üç yıl daha devam edecekmiş... Sümela Manastırı şu anda Trabzon’un ölü bir hazinesi!

*  *  *

Trabzonlular genelde temiz yürekli, güzel, nazik, babayiğit, arkadaş canlısı insanlar... Fakat yüzde 80’i aşırı tutucu...
Trabzon’da alkollü içki yasak değil ama insanların bu bağnaz yapısı nedeniyle içkili lokanta parmakla gösterilecek kadar az. Merkez ilçede üç-dört, tüm Trabzon’da toplam 15 lokantada alkol bulabilirsiniz. Oysa kentteki lokanta sayısı 1000’den fazla... Mahalle baskısı nedeniyle alkollü içki servisi yapamıyorlar!

Hem ağlıyor, hem de AKP’ye oy yağdırıyorlar!


Trabzon’da İsviçre’nin ünlü turizm merkezi Davos’a benzeyen harika bir yer var... Haluk Pekşen bizim orayı görmemizi özellikle istedi. Gerçekten doğa olarak olağanüstü bir bölge...
Uzungöl’lü Hasan Düzgün bize kendi yazdığı 3 güzel kitap verdi. Uzungöl’ü, Pontus Kültürü’nü ve Uzungöl’den göçü anlatıyor, “Eğer devlet destek verse, buradaki turizm şahlanır, Davos’u geçer” diyor.
Bunlar doğrudur ama şu andaki Uzungöl, benim görüşüme göre can çekişiyor. O güzelim tabiat, göle akan lâğım suları ile mahvolmak üzere...
Uzungöllüler “Devlet bize hiç elini uzatmıyor, belediye buraya hizmet etmiyor, çöplerimiz bile toplanmıyor” diye yana yakıla sızlanıyor.
Merak edip:
“Çok ağlaşıyorsunuz. Mutlaka haklısınız ama burada seçimi kim kazanıyor?” diye sordum. Cevap müthiş!
O ağlayıp sızlayan halk AKP’ye yüzde 87.9 oy oranında vermiş. Yani rekor kırmış... Bu nasıl mantıktır, bilmem! Temel hikâyesi gibi!
Trabzon’un CHP’li tek milletvekili Halûk Pekşen, yılmadan, bıkmadan, usanmadan Trabzon halkına gerçekleri anlatmaya devam ettiğini söylüyor. İyimser ve gelecekten çok umutlu. Dilerim haklı çıkar.

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat bisiklete binmek gibidir. Pedal çevirmeyi bırakırsan devrilirsin!
13rahmibey_aynen