Atatürk çizgisinden dönünce koca Türkiye’nin ne hale geldiğini gördük.
Şimdi toparlanma, güçlenme zamanıdır. Fakat bunları yaparken hataya düşmemek, ülkenin çimentosunu bozmamak gerekiyor.
Prof. Dr. Ümit Özdağ MHP Gaziantep Milletvekili’dir. Ulus devletin korunmasını, bağımsızlığı, parlamenter demokrasinin güçlenmesini savunan Atatürk çizgisinde bir siyaset adamıdır.
MHP Genel Başkan adayları arasında olan Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın yaptığı önemli uyarılar ne yazık ki medyamızda hak ettiği yeri bulmadı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde, kanun hükmünde kararnamelerle alelacele yapılan değişiklikleri çok yanlış bulan Ümit Özdağ “İktidar, olaylardan ders almak yerine, 15 Temmuz travmasını Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapısını parçalamak için fırsat olarak kullandı” diyor ve ekliyor.

ORDUNUN BAŞI İLE KOLLARI KOPARILDI!

“AKP, adımlarını atarken Türkiye’yi dış düşmanlara karşı savunacak daha güçlü bir Türk Ordusu değil, darbe yapamayacak bir ordu hedeflemiş ve ne yazık ki, bunu gerçekleştirmiştir.
Başbakan, yapılanları sivilleşme, demokratikleşme diye sunsa bile olağanüstü hal rejimlerinin kanun hükmündeki kararnameleri ile demokratikleşme olmaz! Olsa olsa, bugün olduğu gibi orduyu felç edecek bir partizanlığın temellerini atmış olur!
Genelkurmay Başkanlığı, Başbakanlığa bağlı olarak kalırken, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Böylece ordu ikiye bölünmüştür.
Ordunun başı ile kolları birbirinden koparılmıştır.
Genelkurmay Başkanı birliksiz, askersiz komutan olmuştur. Böyle Genelkurmay Başkanlığı olur mu? Olmaz!
Ayrıca ordu, istihbaratı ve harekâtı kimin yöneteceği belli olmayan bir ordu haline gelmiştir.
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutanlıkları Savunma Bakanı’na, yani bölük ile tugay arasındaki farkı bilmeyen bir bakana bağlanmıştır.
Emir-komutada çok başlılık bir ordu için felaket anlamını aşır. Konuştuğum bütün askeri uzmanlar ‘bu durum kaosa davettir’ dedi.

3’ÜNCÜ VE 4’ÜNCÜ BÖLÜNME

Jandarma Genel Komutanlığı ordudan ayrılarak üçüncü bölünme yapılmıştır. Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Ordusu’ndan koparılmış, tamamen İçişleri Bakanlığı’na bağlanmıştır.
Bu parçalanma ortaya terörle mücadelede büyük sorunlar çıkaracaktır.
Dördüncü bölünme, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na bağlanması ile olmuştur ve askeri tabiplik kaldırılmıştır.
Türk Ordusu savaşan bir ordudur. Her gün şehit ve gaziler verilmektedir. Türk askeri tabipleri bazen ellerinde silah, en ön cepheden gazi tahliye etmekte, şehitler taşımaktadır.
Şimdi, askeri doktorun olmadığı yerde bunu kim yapacaktır? Dağda yaralanan askere kim ilk müdahalede bulunacaktır?
Dünyada askeri hastanesi ve doktoru olmayan başka ordu yoktur. Askeri doktorluk özel ihtisas, uzmanlık isteyen bir meslektir. Yarın askeri doktor olmadığı için dağda kan kaybından şehit olan her askerin ölümünden, önce PKK terör örgütü, sonra askeri tabipliği kaldıran bu iktidar sorumlu olacaktır.

HATADAN DÖNMEK İÇİN HÂLÂ VAKİT VAR

Askeri liseleri kaldırmak da büyük bir gaftır. Özellikle 1845’de kurulan Kuleli Askeri Lisesi, Türk Ordusu’nun ruhudur. Osmanlı’dan çok bahseden bir partinin Osmanlı’dan kalan en güzide kurumları yok etmesi hazindir.
Bugüne kadar Kuleli Askeri Lisesi’ni bir tek İngiliz Askeri İşgal Yönetimi boşaltmıştı. O tarihte 230 kahraman Kuleli öğrencisi Anadolu’ya geçerek İstiklal Savaşı’na katılmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “yaver istemiyorum” diyerek Cumhurbaşkanlığı yaverlik kurumunu da kaldırdı. Muhafız Alayı da kaldırıldı. Erdoğan herhalde dünyada ilk Muhafız Alayı ve yaveri olmayan bir başkomutan olarak tarihe geçecektir.
FETÖ’ye karşı uygulanan kanun hükmünde kararnameler, neden PKK terör örgütüne karşı kullanılmıyor?
Şu ana kadar PKK sempatizanı veya üyesi olan hiçbir devlet memuru açığa alınıp hakkında soruşturma başlatılmamıştır.
Sonuç olarak hâlâ hatadan dönmek için vakit vardır!”

GÜNÜN SÖZÜ


Cefa çekmeyen sefanın,esarete düşmeyen de özgür olmanın değerini bilemez!

1