25

Hatırlarsanız, darbe girişiminden az önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul’a yapılan kötülükleri kabullenmişti.
Buna biraz sevinmiştim doğrusu. Belki, hiç değilse, hani kim bilir bundan sonra belki beton kamyonları yavaşlar diye.
Ama tüm demokratik beklentilerimizi askıya alan, Allah’ın belası darbe girişiminin ardından gelen OHAL sürecinde neyin, nasıl gelişeceğini bilmiyoruz.
Umudum bu süreçte OHAL tedbirlerinin FETÖ ile başa çıkmak ve onu tamamen bertaraf etmek amacıyla kullanılması. Sosyal hayatımızın ve kentlerimizin düzeni için TBMM ve sivil toplum denetimini devre dışı bırakan hareketlerin sonlandırılması…
Bunun gerçekleşmeyeceğine dair endişe etmemi sağlayan şey ise Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın Twitter akışına baktığımda, ne ilginç ki, asla çevreyle ilgili bir gündemin yer almayışı.
Gündemi, inşaat Allah inşaat.

23

Kentsel dönüşüm, inşaat sektörünün ihtiyaçları, şantiye ziyaretleri vesaire…
Ama en ilginç mesajı 20 Temmuz tarihine ait. Diyor ki: “Yatırımcılar için en önemli unsurun zaman olduğunu biliyoruz. Bu anlamda yatırımların önünün açılması için ÇED sürecini hızlandıracağız.”
ÇED süreci yani bir yatırımın çevreye vereceği olası hasarın değerlendirildiği zaman dilimi.
Bu ülkenin taşı, toprağı, doğası, kaplumbağası, oksijeni ve tarihsel değerlerinin koruması için çok ama çok kritik.
Fakat artık OHAL dönemindeyiz ve zaten kör topal giden, çoğu zaman hiçe sayılan bu süreçlerin hızlanması demek yatırımcı lehine hızlanma anlamına geliyor.
Bu da her zamankinden daha da korkutucu.
Mesela şimdilerde Kabataş İskelesi’yle ilgili bir değişiklik gündemde. Aslında tam olarak gündemde değil. Tabii ki gündemimiz henüz tamamen başarısız darbe girişimi.
Ama Kabataş’a yapılacak dev martı şeklindeki ulaşım merkezi inşaatı hakkında çok fazla soru var. Benim açımdan ilki, denize doğru tam 83 bin metrekare beton yığını yapılacak olması. Ve inşaat sürecinde üç yıl boyunca, İstanbullu için çok önemli olan Kabataş İskelesi ve Taksim füniküleri kullanılamayacak.
Sonrasında ise o güzelim Valide Sultan Camii, Molla Çelebi Camii ve Dolmabahçe’nin bulunduğu sahil şeridine martı şeklinde ve tabii ki içinde iktidar tarafından çok sevilen AVM bulunan bir alan yaratılacak.
İşte korkum OHAL ile bu sürecin halka daha da kapalı hale gelmesi. Umarım bu kent, darbe girişimcilerinin bir başka kazığı olarak, bu süreçte daha da yara almaz.

24

Aleni aleni

Gündemden, gelecek endişemizden, yaşam tarzımıza daha sert müdahalelerin olacağı korkusundan kaçıp saklanmanın en güvenli yolu benim için müzik.
Bu nedenle terör eylemlerinden sonra müziğin susmamasını ciddiye alıyorum.
Bugünlerde de müzik var hep kulağımda.
Geçenlerde tesadüfen Apple Müzik içindeki radyoda Volkan Konak’ın ‘Aleni Aleni’ isimli şarkısını keşfettim. Nasıl neşeli, nasıl eğlenceli.
Tavsiye ederim. Dinleyin, sesi de iyice açıp bırakın kendinizi bu neşeli şarkıya.
İyi geliyor. Tüm gürültü, patırtı bir süreliğini de olsa geride kalıyor...